"Hepimiz bizim sektörde kimlerin yırtıcı olduğunu biliyorduk ve yalnızca isimlerini fısıldıyorduk; fakat onların isimlerini fısıldamayı sürdürürsek bu böyle devam edip gidecek. Tırmıklarımız ve meşalelerimizle toplanıp kapılarını çalmayı savunmuyorum; sadece en azından açık olmamızı ve isimlerini kullanmamızı savunuyorum çünkü isimlerin anonim olması korumayla eşdeğerdir. Bu adamları niye koruyoruz? Neden itibarları ve kariyerleri, iş arkadaşlarımın güvenliğinden ve bu sektörde yükselmesinden daha önemli?”
- İsmini vermek istemeyn New Yorklu bir fotomuhabiri
Columbia Journalism Review (CJR), fotomuhabiri kadınların, editörleri ve meslektaşları tarafından maruz kaldıkları tacizi araştırdı.
CJR’nin 50’den fazla kişiyle görüşerek beş ay boyunca yürüttüğü çalışmanın sonunda, “Photojournalism’s moment of reckoning” (Foto Muhabirliğinin Hesaplaşma Anı) adıyla yayımlanan özel haberi, Türkiye’de fotoğrafçı ve fotomuhabiri kadınların oluşturduğu #varızburadayız, kolektif bir şekilde çevirdi.
#varızburadayız'ın çevirdiği raporun Türkçe metni yarın biamag'da yayınlanacak.
Kadınlar kariyerlerine zarar vermemek için susuyor
Araştırmaya göre, sektördeki birçok kadın maruz kaldıkları tacizleri “meslekte kadın olarak çalışmanın gerçekliği olarak” gördüğünü söylüyor. Beyaz olmayan kadınlar bu konuda daha da savunmasız hedefler…
Kadınlar bu sektördeki taciz kültürünün yaygınlığını birkaç etkene bağlıyor:
* Erkek egemen olan bu sektörün, maçoluğun, erkekliğin övülen bir alan olması,
* Serbest çalışanlara gittikçe daha fazla bel bağlamasının hesap verilebilirliği etkilemesi
* Genç fotoğrafçılar için düzenlenen atölye çalışmaları ve etkinliklerin genellikle eski, tanınmış foto muhabirleri tarafından suistimal edilmesi.
Raporda büyük çoğunluğu isimlerini vererek konuşan, tanınmış fotomuhabiri kadınların anlatımlarına göre, eski, yaşlı ve tanınmış erkek fotomuhabirleri, genç fotoğrafçı kadınlara asistanlık, festivallere katılma vs gibi vaatlerde bulunduktan sonra taciz etmeye başlıyor ve tacize maruz kalanların çoğu, utandıkları, suçlanacaklarından korktukları veya tanınmış bir fotoğrafçı aleyhinde konuşmak kariyerlerine zarar vereceği için deneyimleri hakkında açıkça konuşmadıklarını anlatıyor. Açıkça konuşanların şikayetleri ise dikkate alınmıyor. Kadınlar şikayetlerinin kendilerine zarar vermekten başka bir etkisinin olmadığını deneyimliyor.
Tacizlerin kalabalık ortamlarda, diğer meslektaşların yanında gerçekleşmesi ve herkesin bunu normal karşılaması, bunu doğrulayan bir durum.
Kadın foto muhabirleri, tacizi durdurmak için kayıtsızlık kültürünün son bulması gerektiğini söylüyor. Foto muhabiri Amanda Mustard, “Rahatsız olacağız ve bu değişiklikleri yapmak için rahatsız olmaya istekli olmak zorundayız... Gerçek değişim, kapıyı tutanların bir bildiri yayımlayarak; ‘Burası korunaklı alan. Kadınlar, bize neyin yanlış olduğunu anlatın. Bunu size kimin yaptığını söyleyin…’ diyerek kapıyı açtıklarında olacak” diyor.
Seri tacizci fotomuhabirleri
Fotomuhabirliği alanında taciz meselesi, National Geographic dergisinin genel müdür yardımcısı Patrick Witty’nin taciz soruşturması nedeniyle dergiden ayrılmasının ardından tartışılmaya başlandı.
CJR’nin görüştüğü fotomuhabiri kadınlar, tanınmış fotoğrafçılar Antonin Kratochvil ve Christian Rodriguez’in seri şekilde tacizde bulunduklarını; prestijli bir fotoğraf kolektif olan VII ve Eddie Adams Atölyesi'nin ise taciz şikayetlerini görmezden geldiğini anlatıyor. CJR’nin eposta yoluyla ulaştığı söz konusu erkekler ise tüm anlatılanlar, mesajlaşmaların ekran görüntüleri ve tanıklara rağmen, taciz iddialarını kabul etmiyor.
Kratochvil’in hem kullandığı dille hem de fiziksel olarak kadınları taciz ettiğine dair çok sayıda tanıklık paylaşıldı. Rodriguez ise uygunsuz cinsel adımların yanısıra, fotomuhabiri kadınlara çıplak fotoğraflar göndermesi ve onların çıplak resimlerini çekmek için baskı yapmasıyla tanınıyor.
CJR, fotoğraf kollektifi VII ile irtibata geçtikten sonra VII, Kratochvil’in web sitesindeki sayfasını ve adını fahri üyeler listesinden çıkardı ve üyeliğini askıya alıp hakkında soruşturma başlattığını açıkladı.
Şubat 2018’de yeni çalışma kuralları getiren ve uygunsuz davranışların ihbarını kolaylaştırdığını söyleyen VII, Kratochvil hakkındaki suçlamalardan uzun süredir haberdar olmasına rağmen bir şey yapmamasına dair soruları ise yanıtsız bıraktı.
Rodriguez’in üyesi olduğu Prime adlı kolektif ise, Rodriguez’in yine üyeleri olan bir kadın fotomuhabiri ile arasında yaşananlardan haberdar olunca, Kasım 2017’de onu sessizce kovdu. Rodriguez’in kovulduğunu ise, hakkında sosyal medyada yapılan ifşaların ardından açıkladı. Açıklama, kurum ve kolektiflerin bu tacizlerin yayılmasına nasıl engel olabilecekleri konusunda yol göstericiydi:
“Prime, Christian Rodriguez ile yaşadıkları deneyimler hakkında cesurca konuşan kadınların yanındadır, onları desteklemekte ve takdir etmektedir. Prime işveren olmamakla birlikte, Rodriguez’i ve çalışmalarını yükselten fotoğrafçılardan oluşan bir kolektif olarak biz, kendisiyle ilişkimizin fotoğraf camiasındaki şöhretini artırarak sektördeki kadınlara erişimine katkıda bulunmuş olmamız olasılığından dolayı pişmanız. Bu kaygılandırıcı yeni açıklamaların ışığında, Rodriguez’i ihraç ettiğimiz sırada bunu açıklamadığımız için de artık pişmanız.”
Sayılarla fotomuhabirliğinde cinsiyet eşitsizliği
Dünya Basın Fotoğrafı Vakfı’nın 2018 raporuna göre, 2007’den bu yana World Press Photo (Dünya Basın Fotoğrafı) Ödülleri’ne başvuranların yüzde 15’ini kadınlar, yüzde 85’ini erkekler oluşturuyor.
Associated Press'in (AP) raporuna göre, AP’nin ABD'deki fotoğrafçılarının yüzde 19’u kadın, yüzde 81’i erkek. AP’nin diğer ülkelerdeki fotoğrafçılarının yüzde 11'i kadın, yüzde 89’u erkek. Toplamda AP fotoğrafçıları arasında kadın oranı yüzde 14.
Serbest çalışan belgesel fotoğrafçı Daniella Zalcman'ın kadın görsel muhabirlerinin sesini yükseltmek için başlattığı girişim Women Photograph, 2017 yılı boyunca önde gelen sekiz uluslararası yayının manşet fotoğraflarının künyesini inceledi. Bu araştırmaya göre, 2017'de The Wall Street Journal’da manşetten yayımlanan fotoğrafların yüzde 93.8’i erkekler tarafından, sadece yüzde 6.2’si kadınlar tarafından çekildi. Manşetinde kadın muhabirler tarafından çekilmiş fotoğraflara en çok yer veren gazete ise yüzde 23.4 ile San Francisco Chronicle. (ÇT)