Fotoğrafçı Merih Akoğul, zihinsel ve bedensel engelli çocukların hayatlarını siyah-beyaz anlarda yansıttığı sergisinde, küçük arkadaşlarına böyle teşekkür ediyor.
Akoğul'un yaklaşık bir buçuk yılda hazırladığı, hayatlarını 3500 karede yakalayıp, 60 fotoğraflık sergiye sığdırdığı yaşamlar; insana umudu, zorluklara rağmen yaşama isteğini anlatıyor.
Geliri ile Çocuklara Midilli
Galatasaray'daki Fotoğrafevi'nde Eyüboğlu Eğitim Kurumları sponsorluğunda açılan sergi, 18 Nisan'da sona ermeden önce, 90 fotoğraflık bir albüm de karşımıza çıkacak. Albümün geliriyle Akoğul, çocuklara bir midilli almayı düşünüyor.
Sergideki çocukların çoğunun yüzleri gülüyor, gözleri ise yalnız dünyalarını anlatıyor. Çoğu ailenin eve kapattığı, kader diyerek sineye çektiği otistik çocukların öğrenme isteğini yansıtan serginin adı her şeyi özetliyor: Başarmak.
Adana'da 170 çocukla...
Hem çocukların, hem ailelerin hem de öğretmenlerin başarısı bu. Adana Fehmi Kaya Özel Eğitim Merkezi'ndeki 170 çocuk, dersleri, oyunları, öğretmenleri, kuşları, kedileri, koyunları ve salıncaklarıyla kendi dünyalarını kurmuş. Ne yazık ki bu durumdaki çocukların çoğunun, az bir ücret alınan bu okullara gönderilmediğini dile getiriyor uzmanlar...
"Engelli çocukların dışlanmışlıklarını kafalarından atmak isteyenler için yaptığım bu sergi projesi için, fotoğrafçı olarak gittiğim Adana'dan insan olarak döndüm" diyen Akoğul, çocukların dünyasını ve serginin öyküsünü anlatıyor:
* 2000 yılının sonbaharında bir gezi için gittiğim Adana'da, psikolog arkadaşlarım özürlü çocukların rehabilitasyon merkezinde bir çalışma yapıp yapamayacağımı sordu. İlk önce hemen hayır dedim. Çünkü hazırlık yapmadan, düşünmeden bir proje yapmaya alışık değilim. Ama arkadaşlarımın ısrarı üzerine bir makara film çektim ve İstanbul'a dönünce çocukların dünyasını nasıl yansıtabilirim diye üç hafta düşündüm ve başladım.
Ağlayan çocuğa ne yapılır?
* Bir buçuk yıl içinde altı kez çocukları görmeye gittim. Her gidişimde boynuma atlıyorlar, çok sıcak davranıyorlardı. O kadar özel bir dünyaları var ki aralarında fizyoterapistine aşık olan, tamamın kendi içinde ve dışa vurmadan aşkı yaşayanlar var.
* İlk zamanlarda benden çekindiler, ama bu yabancılığı çok kısa sürede aştık. Fotoğraf makinesini görünce ağlayan bir çocuğa makineyi verdim ve annesiyle fotoğrafını çektim, bir iki dakika sonra gülümsemeye başladı. Annelerine "ben meşhur olucam" diyorlardı.
* Projeye başlamadan önce ailelerden izin aldım, özellikle çocukların hayatlarının her saniyesini oynarken, uyurken, okurken takip etmeye çalıştım.
Siyah beyaz çalışmanın nedeni
* Fotoğrafların siyah-beyaz olması, renkleri dışta bırakıp çocukların dünyalarını öne çıkarmak içindi, belgesel fotoğraf anlayışıyla bu çalışmayı yaptım. Özellikle aileleri ve çocukları rencide edebilecek fotoğraflardan kaçındım. Hep birlikte izleyebilecekleri bir sergi açmayı düşündüm.
* Görmemiz, düşünmemiz, tüm yeteneklerimiz tamken bunların bir üstünlük olduğunu bilemeyip, doğru kullanamıyoruz.
Aslında "Rehabilite" olan benim
* Aslında ben kendimi çocuklarla rehabilite ettim, hem onların geniş dünyalarını, hem de kendi dünyamı keşfettim.
* Eğitim merkezindeki bir çocuk ben oradayken konuşma güçlüğü çekiyor tedavi oluyordu, sergimin açılışına geldiğinde onun konuşabildiğini görmek başarmayı kanıtlıyor.
* Çocukların hepsine, fotoğraflarını göstermek için Adana'da bir sergi açmak istiyorum, fotoğraflarını görünce çok mutlu oluyorlar. Bir önceki sergimin geliri görme engelli çocuklara verilmişti. Bu sergininin albümünün geliriyle de çocuklara bir midilli almak istiyorum. (ÖG)
-----------------------------
Merih Akoğul kimdir:
1963 yılında İstanbul'da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü'nden mezun oldu. "Grup 9" fotoğraf grubunu kurarak dia gösterileri ve karma sergilere katıldı. 1982-1986 yılları arasında, fotoğraf yarışmalarında 18 ödül kazandı.
Fotoğraf sanatı ve kuramı konularında çeşitli çalışmaları oldu. Çeşitli özel kurumlarda eğitmenlik, özel radyolarda kültür ve sanat programları, televizyon programlarında sanat danışmanlığı yaptı. Fotoğrafları, fotoğraf kuramları üzerine yazıları yayımlandı. Tanıtım fotoğrafçılığı yanında, reklam sektöründe de çalışan Akoğul, halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü'nde öğretim görevlisi.
Akoğul'un "Son Dokunuş" ve "Kuğunun Ölümü" isimlerini taşıyan iki şiir kitabının yanı sıra Karakutu Cep Kitapları'ndan "Klasikler" isimli albümü yayımlandı..
Gerçekleştirdiği kişisel sergi ve dia gösterileri:
Zamanın Belleği (1995),
Dönüşümler/Sıradan Bir Aşk Hikayesi (1998),
Filim (1998),
Bronz Askerler (1999),
Aşkküre (2000)
Seyahatname (2001)
Klasikler/Neo-klasikler (2001)