Avaaz.org ve Human Rights First gibi uluslararası insan hakları örgütleri başlattıkları imza kampanyalarıyla Formula 1'in Bahreyn'de Grand Prix yapmasını engellemeye çalışıyor. Örgütler, Bahreyn'de Şubat ayından bu yana halkına zulmeden hükümetin bu büyük organizasyonla ödüllendirileceği görüşünde.
Bahreyn, Şubat ayında gösterilerin başlamasıyla birlikte 11-13 Mart'ta yapılması beklenen 2011 Dünya Şampiyonluğu açılış yarışını, "şimdi tüm enerjimizi Bahreyn için yeni bir ulusal diyalog tesis etmeye odaklamalıyız" diyerek ertelemeye karar vermişti.
Bahreyn hükümetinin artık her şeyin yolunda olduğu ve asayişin sağlandığını belirtmesinin ardından Uluslararası Otomobil yarışları (FIA) Konseyi Bahreyn'in Formula 1 yarış takvimine geri alınıp alınmayacağına bugün (3 Haziran 2011) karar verecek.
Human Rights First, "Bahreyn'de barışçı göstericilere yönelik saldırılarını sürdüren Bahreyn'in uluslararası nitelikte bir spor etkinliğine ev sahipliği yapamayacağı açıktır ve insan hakları ihlalleri nedeniyle ödüllendirilmemelidir. Grand Prix'yi baskıcı bir rejime vermek Formula 1 severleri hayal kırıklığına uğratacaktır. Barışçı göstericilere işkence yapılması, kayıp edilmesi ve öldürülmesine duyarsız kalmamalı" diyerek, CEO Ecclestone'a yazılmış dilekçeyi imzalamaları çağrısı yaptı.
Avaaz.org da F1'in liderliğini elinde tutan Red Bull ekibine Bahreyn'de yarışmayacaklarını ilan etmeleri için yaptığı çağrıya 300 bin imza toplamış durumda. Avaaz.org, F1 yarış pistinde çalışanların da gözaltı ve şiddete maruz kaldığına dikkat çekti.
Bahreyn'deki yarışın iptal edilmesi yönünde bir görüş de FIA eski başkanı Mosley'den geldi. Mosley, "Bugün başkan olsaydım. Formula 1, benim cesedimi çiğnemeden Bahreyn'e gidemezdi" şeklinde konuştu.
"Arap Devrimi" rüzgârı Bahreyn'de Şubat ayında, halkın iktidara karşı demokrasi talebiyle başkent Manama'daki İnci Meydanı'nda toplanmasıyla başladı. Meydanda toplanan binlerce kişiye güvenlik güçlerinin saldırması üzerine çok sayıda kişi öldü. Her püskürtülmeden sonra İnci Meydanı'na geri gelen göstericileri yatıştırmak için Kral bazı siyasi tutukluları serbest bıraktı. Hakkındaki suçlamaların düşürülmesi sonucunda sürgündeki Şii lider Hassan Mushaima ülkeye geri döndü.
Protestoların sona ermemesine devletin verdiği yanıt ise Suudi Arabistan ordusunu ülkeye konuşlandırmak, sıkıyönetim ilan etmek ve insan hakları savunucuları, doktorlar, öğrenciler ve hatta uluslararası basın mensuplarına baskıyı arttırmak oldu. İşkence, gözaltında kayıp ve öldürmeler uluslararası insan hakları örgütleri tarafından şiddetle kınandı. Son olarak gösterilerin merkezi olan İnci Meydanı yıkıldı ve Şiileri temsil eden iki muhalefet partisi kapatıldı. (ÖD/ŞA)