İngiltere’de Londra Üniversitesi’ne bağlı çalışan araştırma ajansı Forensic Architecture (Adli Mimarlık) Batı Şeria'nın Cenin Mülteci Kampında İsrail askerlerinin operasyonunu takip ederken öldürülen Al-Jazeera muhabiri Şirin Ebu Akile’yle ilgili raporunu tamamladı.
Filistinli sivil toplum kuruluşu El-Haq’a bağlı Araştırmacı Mühendislik Birimiyle ortak soruşturma yürüten Forensic Architecture’ye göre İsrail askerleri Filistinli gazeteciyi kasten öldürdü.
Soruşturma neticesinde "olayda kasıtlı, ısrarlı ve tekrarlanan bir şekilde ateş açıldığı, ateşi açan askerin hedeftekilerin gazeteci olduğunu görebilecek pozisyonda bulunduğu, çevredekilerin Ebu Akile'ye ilk yardımda bulunmasına engel olunduğu ve ateş açıldığı sırada bölgede Filistinli silahlı kişilerin olmadığı" gibi bir dizi sonuca ulaşılmış durumda.
Kurtarılmaya çalışıldığı sırada dahi 3 el ateş edildi
Tüm verilerin eşzamanlı analiz edilmesi sonucunda; İsrail askerlerinin 3 defa ateş açtığı, ilkinde 6 el, ikincisinde 7 el, üçüncüsünde de 3 el ateş edildiği, ilk 6 el sırasında Al Jazeera çalışanı gazeteci Ali es-Sumudi’nin yaralandığı, 8 saniye sonra açılan ikinci ateşte Ebu Akile'nin öldürüldüğü, 2 dakika sonra bir sivilin Ebu Akile'yi kurtarmaya çalıştığı sırada da son 3 el ateşin edildiği ortaya çıktı.
İsrail askerleri gazetecileri net bir şekilde görebiliyordu
Soruşturmada, olayda M4 model tüfeğin kullanıldığı ve bu tüfekte hedefi 4 kez büyüten bir dürbün olduğu, bu durumda da İsrail askerlerinin gazetecileri net bir şekilde görebildiği ve atılan kurşunların, hedeflerin baş bölgesini hedef aldığı bunun da korkutma ya da yaralama değil öldürme amacı taşıdığı sonucuna götürdüğü ifade edildi.
Şirin Ebu Akile'yi öldüren atışlar İsrail'in kullandığı MDT David model zırhlı araçtan yapıldı
Bölgede silahlı Filistinliler bulunmuyordu
Kurşun sesleri üzerinde yapılan analizlerin ateşin kaynağının İsrail tarafı olduğunu ortaya koyduğu, görüntülerde de bölgede silahlı Filistinlilerin bulunmadığının görüldüğü ve dolayısıyla ateş açılmasını gerektirecek bir durum olmadığının anlaşıldığı aktarıldı.
"İsrail askerlerinin görüş menzilindeydi ve kasten öldürüldü"
Raporla ilgili Anadolu Ajansı’na konuşan El-Hak Kurumu Müdürü Şavan Cebbarin, söz konusu soruşturma kapsamında günlerce bilgi ve belge topladıklarını, bölgeyi havadan görüntülediklerini, en ufak ayrıntının dahi yakalanması için bölgeye pek çok kamera yerleştirdiklerini söyledi.
Cebbarin, "Varılan ilk sonuçlara göre, Ebu Akile, İsrail askerlerinin görüş menzilindeydi ve kasten öldürüldü. Ebu Akile'nin yakınındaki ağaca 4 kurşun isabet etti ve kurşunlar arasındaki mesafe, gelişigüzel atılmadıklarını bilakis hedefe odaklanıldığını gösteriyor. Kurşunların isabet ettiği noktalar arasındaki en uzun mesafe 23 santimetre, diğerleri ise bundan daha kısa. Yaptığımız inceleme, Ebu Akile'ye isabet eden kurşunun diğer 4 kurşunla aynı türden olduğunu ve aynı yönden atıldığını ortaya koydu." dedi.
Ortak soruşturmanın, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde güvenilir ve bilimsel belgeler ihtiva ettiğini vurgulayan Cebbarin, UCM'nin olayla ilgili soruşturma açmasının mahkemenin başsavcısına bağlı olduğunu dile getirdi.
Cebbarin, İsrail'in "olayda kasıt olmadığını ve bu olayla ilgili kimseyi yargılamayacağını" ilan ederek soruşturma kapısını kapattığını, bunun da gerçeklerin ortaya çıkmasını istemediğini gösterdiğini söyledi.
Ebu Akile'nin öldürülmesiAl Jazeera muhabiri Ebu Akile 51 yaşındaydı. 11 Mayıs'ta İsrail'in Batı Şeria'da bulunan Cenin kentindeki mülteci kampına düzenlediği baskını takip ediyordu. Üzerinde "basın" yazılı çelik yelek giyen Abu Akile, İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vuruldu. Ebu Akile'nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralandı. İsrail ordusu, 4 Temmuz’daki yayınladığı raporunda, Ebu Akile'nin cinayetinden “kimin sorumlu olduğunu belirlemenin mümkün olmadığını” iddia etti. Ordu, Eylül başında açıkladığı bir başka raporda ise Ebu Akile’nin “yanlışlıkla İsrail ordusunun ateşiyle öldürülmüş olma olasılığının yüksek olduğunu” açıkladı. Ebu Akile'nin ailesi ve avukatları, gazetecinin "öldürülmesinde sorumluluğu bulunanlara karşı soruşturma açması için" uluslararası Ceza Mahkemesine başvurdu. |
Forensic Architecture (Adli Mimarlık) hakkında |
Londra Üniversitesi Goldsmiths Koleji bünyesinde çalışan bir araştırma ajansı. Ekip mimarlar, bilim insanları, akademisyenler, basın uzmanları, sinemacılar, teknoloji uzmanları ve diğer uzman profesyonellerden oluşuyor. Kuruluş, uluslararası savcılar, insan hakları kuruluşları, siyasi kuruluşlar ve çevre adaleti örgütleri için ileri düzey mimari ve mecra odaklı araştırmalar yapar. Ajans, uluslararası hukuk alanında pek çok insan hakları soruşturması ve kovuşturması için mekansal araştırma ve delil sağladı. Örneğin Ekim 2013’te New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Meclisi’nde ve 2014’te Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyi’nde, BM Terörle Mücadele Özel Raportörü için hazırlanan insansız hava araçlarının savaşta kullanımıyla ilgili araştırma gibi. Ajasnın bünyesindeki Forensic Oceanography (Adli Denizbilim) ekibi (Charles Heller ve Lorenzo Pezzani) Nisan 2012'de Fransız Temyiz Mahkemesi'nde, Kasım 2013'te Brüksel Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, Haziran 2013'te de İspanya ve İtalya'daki mahkemelerde, ölüme terk edilen göçmen botuyla ilgili araştırmalarını sundu. Ajans Tahir Elçi cinayetine dair olay yeri raporu da hazırlamıştı. Tahir Elçi'nin vurulma anını üç boyutlu dijital modellemeyle canlandırdı ve olay yerindeki polislerin kuvvetli suç şüphesi taşıdığını saptamıştı. Forensic Architecture ekibinin bazı üyeleri ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Teknoloji Danışma Kurulu’nda yer alıyor. * Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. |
TIKLAYIN - İsrail askerleri Al-Jazeera muhabirini öldürdü
TIKLAYIN - Düşürülmeyen tabutlar ve yas süreci
(HA)