Avrupa Parlamentosu (AP) İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı Helene Flautre bugün (5 Şubat) son bulan "1. Avrupa-Türkiye Demokrasi Forumu"nda yaptığı konuşmada, AB-Türkiye ilişkilerine, 301. maddeye, başörtüsü sorununa ve AB-Türkiye ilişkilerine değindi.
Hükümetler insan haklarından kaçınmanın yolunu arıyor
"Bazı ülkeler insan haklarına ulusal görüşle yaklaşıyorlar, girişimleri dış müdahale olarak algılıyorlar. Başka ülkelerde örneğin seçim süreçlerinde uygulanan denetimlerden kaçmak için 'Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi' (ODIHR) gibi mercileri gözden düşürmek istiyorlar. Bazı ülkelerde ise olağanüstü durumları bahane ederek insan hakları yolunda verdikleri vaatleri askıya alıyorlar. En güzel örnek 'teröre karşı mücadele'. Bu çalkantılı süreçte AB'nin ve Türkiye'nin sağlam kanıtlanmış ve ortak tutumları önemli."
Flautre'un değindiği konular ve söyledikleri şöyle.
İfade özgürlüğü ve 301: "TBMM'nin değerlendirdiği temel haklar içinde ifade özgürlüğü de var. Hükümetler açık taahhütlerde bulundu, ancak sivil toplum temsilcileri beklentilerini ve hareketlerini geliştirmelerine rağmen bu konuda sonuçlar oturmadı. 301'in kaldırılmasına ya da elden geçirilmesine geç kalınmıştır. Hrant Dink'i unutmayacağız. Adına toplanan kalabalıklar gelecek için umut ve güven vaat ediyor. Bu umut hükümetin esin kaynağı olmalı. Aynı zamanda mahkemelerde düşünce ve ifade özgürlüğü görüşülmeye devam edildiği takdirde düşünce ve vicdan özgürlüğü Sakharov ödülü için bizleri de etkileyebilecektir."
Başörtüsü: "Din özgürlüğü temelinde, inanan kadınlar türbanı giyebilmeli. Kadınların üniversitede türban hakkı için mücadele eden kişilerden aynı hoşgörüyle türban takmayan ve istemeyen kadınlar için de mücadele etmelerini talep ediyorum. Anayasa değiştirmek farklı görüşleri susturmaz. Bu sorun türbanı aşan bir konu, kadın erkek eşitliğine paralel alınmalı."
AB ve Türkiye: "Türkiye'yi dışlamaya karşı çıkıyorum. Avrupa'nın temeli Hıristiyanlık değil, insan haklarının evrenselliğidir." (EZÖ)