Gazeteci Robert Fisk, Radikal'den Ezgi Başaran'a verdiği röportajda Türkiye'deki mülteci kamplarında Suriyeli olmayan Arapların da olduğunu, Suriye'de cezaevinde görüştüğü Cezayirli bir tutsağın Türkiye'ye gidiş sebebini "Suriye'de cihat yapmak" olarak açıkladığını anlattı.
Cezaevinde görüştüğü tutuklularla röportaj yaparken yanlarında Suriye devlet görevlilerinin olmadığının altını çizen Fisk, ilk defa Batılı bir gazeteci hikayeyi Suriye Ordusu tarafından anlattığı için hapishane girmesine izin verildiğini ifade etti.
"Silahları gömülü bekletiyorlar"
Fisk, Özgür Suriye Ordusu'nda Suriyeli olmayan birçok kişinin yer aldığını belirtirken, Esad düştükten sonra muhalifler arasında yeni bir savaşın çıkacağının konuşulduğunu anlatıyor:
"İçerisinde birçok Suriyeli olmayan kişinin olduğunu ve Suriyelilerin 'Şu anda onlarla birlikte savaşmayı sorun etmiyoruz ama Esad devrildiğinde ülkeyi biz devralmalıyız' dediğini biliyorum.
"Yaygın bir dedikodu, isyancılar arasındaki çeşitli grupların edindikleri ağır silahları gömülü vaziyette beklettiği yönünde. Esad düştükten sonra gömdüklerini çıkarıp kendi savaşlarını çıkaracaklar."
"Silahlar Türkiye'den"
Fisk, bahsettiği silahların Türkiye'den geldiğini, Özgür Suriye Ordusu'nun yardım malzemelerinin üzerinde Türkçe yazılar olduğunu söylüyor:
"Katar ve Suudi Arabistan'ın silah ve para yardımı yaptığını biliyoruz. Suriye ordusu bana Halep'te buldukları İsveç yapımı silahları gösterdi. Belli ki o silahlar Türkiye'den gelmişti. Bir uçağa konup gelemeyeceklerine göre. Özgür Suriye Ordusu içindeki küçük grupların mobil hastaneleri var. Kutularca ilaç, serum, plazma, travma sargıları... Hepsinin üstünde Türkçe yazılar vardı."
Röportajdan diğer satırbaşları şöyle:
* Görüştüğü Suriyeli yetkililerin intihar bombacılarının arasında Filistinlilerin, Ürdünlülerin, Cezayirli ve Libyalıların olduğunu söylediğini belirten Fisk, "Çatışmalarda ölen yabancıların cesetlerini saklamak için büyük bir çaba harcanıyor. Yakıldıklarına dair bir iddia da var" diyor.
* 30 yıldır Suriye'ye gittiğini ve bölgede tanınan ve bağmsız bir gazeteci olduğunu belirten Fisk, Halep'e vardığında üç saat Muhaberat tarafından sorgulanmış. Suriye Ordusu'nun merkezine ise Suriyeli bir gazeteci aracılığıyla gitmiş:
"Bana 'Buyurun, yakından izleyebilirsiniz. Böylece ne tür (kaçak) silahlar yakalıyoruz bizzat görürsünüz' dediler. Anlattıklarını ve gördüklerimi objektif bir biçimde yazmam ordunun hoşuna gitti.
"Ardından bana Daraya'ya gitmek ister misin diye sordular. Oraya giren ilk Batılı gazeteci oldum. Orada halka görüşürken mutlaka evin içinde, ordudan görevlilerin yanımda olmamasına özen gösterdim. Daraya'dan iki gün sonra bir telefon aldım, istersem hapisteki tutuklularla görüşebileceğim söylendi. Esad hükümetinden kişilerin bile o hapishaneye girmeme çok şaşırdıklarını duydum".
* Fisk, hapishanede hamile eşini Antep'te bırakıp Taliban kampına giden Türkiyeli tutuklu Cuma Öztürk'le görüşmüş ancak dil sorunu yaşamışlar. Suriyeli yetkililerden Öztürk'ün Suriyeli bir Türkmen olan karısını araması için izin istemiş ancak bir sonuç alınamamış. Fisk, Beyrut'taki Türk Büyükelçiliği ile görüşeceğini ve Öztürk'ün bilgilerini vereceğini söylüyor. (RY/ÇT)