Bize baskı yapılıyordu
Görevden alınması üzerine şoke olduğunu ifade eden Trabzon Kültür ve Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Şehir Planlama üyesi, Prof. Dr. Cengiz Eruzun, şunları söyledi:
"Önümüzdeki Danıştay'ın verdiği kararı görüşecek ve konuyu karara bağlayacaktık. Görev süremin dolmasına 2 yıl daha vardı. Normalde her ay 4 defa yapmamız gereken toplantı. Bakanlık tarafından erteleniyordu. Çok önemli bir toplantı öncesinde görevden alınmamızı anlayamadık, Zaten bu konuyla ilgili sürekli baskı görüyordum.İsmini vermek istemediğim bazı yüksek kurul görevlileri, "Şirketin çalışmasına izin verin" şeklinde baskı yapıyordu.
Bizim daha önce verdiğimiz kararların tümü bilimsel raporlar ve incelemeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Biz santral inşaatını durdururken aldığımız kararda, vadide ağaç kesimini, bina inşaatını, yol açılmasını, moloz ve harfìyat dökülmesini yasakladık. Burası özellikli bir vadidir, bizim şartımız koruma amaçlı imar planıdır, bunu ya Çamlıhemşin Belediyesi ya da Kültür Bakanlığı yapacaktır. Ancak iki kurum da para olmadığı gerekçesiyle bu planı yapamadı."
'Fırtına'yı yok etme planı'
Kurul üyelerinin görevlerinden alınmasına tepki gösteren Fırtına Davası'nın avukatları Yakup Şekip Okumuşoğlu ve Erol Özcan , yaşanan gelişmeleri, "Biri düğmeye mi bastı?" diye değerlendirdiler. Avukatlar yaptıkları ortak açıklamada, şu görüşlere yer verdiler:
" Bu kararla anlaşılıyor ki, BM Holding ve yandaşlarının Fırtına Vadisi'ni yok etme planlarına verdikleri kararla engel olan kurul üyeleri de teker teker görevden alınarak tesfiye edilmektedir. Bu görevden alma kararlarının zamanlama olarak Fırtına Vadisi'nde yapılmak istenen santral hakkında kurulun yapacağı değerlendirme beklenirken yürürlüğe sokulması, son derece düşündürücüdür".