İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında ifade veren Yazar Ümit Fırat, davayla ilgili doğrudan tanıklığının olmadığını, analizleri nedeniyle ifadesinin alındığını söyledi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşmada Fırat, 2008'de Neşe Düzel ile yaptığı ve Taraf gazetesinde yayınlanan söyleşide, kendisine "PKK ile Ergenekon arasında ilişki var mı?" diye sorulduğunu anlattı.
"'Karşılıklı el sıkışıp, birlikte hareket ettiklerini sanmadığımı, ancak öyle eylemler ortaya çıkar ki biri diğerini teşvik eder ve sonuca ulaşılabilir' demiştim. 1993 yılında Bingöl'de 33 askerin öldürülmesini örnek gösterdim. 'Eğer PKK durup dururken otobüsleri durdurup 33 askeri öldürüyorsa bunun bir manası olmalı' demiştim."
"O gün Milli Güvenlik Kurulu'nda genel af da dahil bir takım düzenlemelere gidilmesi için tavsiye kararı alınmıştı. Bu çok önemli bir dönüm noktasıdır."
Fırat, 1973'te Ankara'da açtığı kitapevine PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın geldiğini dile getirdi.
"Öcalan ile bir ilişkim yok"
Gazetelerdeki haberlere göre, Öcalan ile özel bir bağı ve ilişkisinin olmadığını aktaran Fırat, Öcalan'ın öğrencilerin organize olduğu bir derneğe üye olduğunu, daha sonra Öcalan'ın kendisine "Apocular" adıyla bir grup oluşturduğunu anlattı.
Davanın tutuklu sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'i de uzun yıllar önce tanıdığını ifade eden Fırat, aralarında bir ahbaplık olmadığını söyledi.
Fırat, Perinçek ve arkadaşlarının, 2000'e Doğru Dergisi'nin çıkarıldığı 1987-1988 yıllarında Öcalan ile aralarında bir yakınlaşma olduğunu anlattı.
Öcalan'ın İmralı Cezaevi'nde kalırken 13 Eylül 2000 tarihinde avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, silahsızlaşma kararı aldığını, militanlarını da yurt dışına çıkarmaya çalıştığını belirten Fırat, şöyle devam etti:
"Öcalan, avukatları aracılığıyla yaptığı bir açıklamada ise 'Orgeneral geldi benimle konuştu' demişti. Generalin militanların hepsinin Türkiye'den çıkmasını istemediğini açıkladı. Bunlar endişe verici, açıklanması gereken şeyler."
"PKK'nın bazı militanları o dönemde Türkiye'den çıkmayıp, adeta yedek düşman olarak bekletilmiştir. Daha sonra Türkiye'de bekletilen insanlara yönelik operasyonlar başladı. 2004 yılı başlarında Öcalan bu işin yeniden savaşa dönüşeceğini söylüyordu."
"Aynı süreçte PKK içinde savaşın başlamasını istemeyenler tasfiye edildi. Savaş isteyen kanat, iş başına getirildi. Bu süreçte 1700-1800 insan örgütten tasfiye edildi. Türkiye'den bazı destekleri olmasaydı, o ilişkiler yaratılamazdı. İmralı'dan Kandil üzerine ilişki kuruldu. Öcalan, devletten uzak olarak bu ilişkiyi gerçekleştiremezdi. 1 Haziran 2004'te savaş yeniden başladı."
"Avukatlarıyla bana mesaj gönderdi"
Fırat, Öcalan'ın, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıya ısrarla ifade vermek istediğini belirterek, "Demek ki kendisinin de söyleyeceği şeyleri vardı" dedi.
Öcalan'ın, avukatları aracılığıyla gönderdiği başka bir mesajı da aktaran Fırat, "Bir yetkili, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in 1995 yılında öldürüleceğini söylemiş. Bunu da PKK'nın üstlenmesini istemiş. Öcalan ise bunu kabul etmemiş. Bunların, Türkiye'nin aydınlanmasını ve ileri gitmesini istemeyen odakların işi olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. (AS)