Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) subay ve astsubay olarak görev yapanların 15 yıl boyunca istifa haklarının olmaması nedeniyle 20 dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından kabul edildi.
Davaları AİHM'e taşıyan Avukat Oğuz Evren Kılıç, bianet'e yaptığı açıklamada, Türkiye aleyhine toplamda 9 milyon avroluk tazminat davası açtıklarını ve bu ay sonunda 20 dosyanın daha AİHM'e gideceğini tahmin ettiğini söyledi.
"Asker ve polise sınıf bilinci kazandırılmıyor"
Avukat Kılıç, gerek polislerin gerek asker olarak meslek edinmiş kişilerin sistemin yani statükonun silahlı güçleri olduğunu, bu nedenle bu kişilere bilinçli olarak sınıf bilinci kazandırılmadığını söyledi.
"Gerek milliyetçi jargon ve dini jargon kullanılarak, gerekse de yasal mevzuat düzenlemeleri yoluyla sendikalaşma gibi faaliyetlerin önü kesilerek sınıf bilinci kazandırılmıyor."
"Dolayısıyla kişilerin tüm hakları sömürülebiliyor. Özlük hakları da çalışma şartları da hatta yeri geldiği zaman can ve mal güvenlikleri de bunun içinde."
"Polislerin de altı yıl zorunlu hizmeti var. Ancak onlar tazminat ödeyerek istifa edebiliyor. Askerler tazminat da ödese Askeri Ceza Kanunu'nun 926. maddesi nedeniyle hapis yatmak zorunda kalıyor."
"Tazminat hesapları açık değil"
Avukat Kılıç, meslekten ayrılmak isteyen subay ve astsubaylara uygulanan tazminat farklılıklarına dikkat çekiyor.
Üst düzey eğitim gören pilot veya askeri tabibin meslekten ayrılması durumunda 200 bin lira, bir astsubayın ise 7-15 bin lira arasında tazminat ödediğini söyleyen Kılıç, tazminat hesaplarının açık şekilde yapılmadığını ifade etti.
"Anayasada öngörülen vergi kanunlarıyla ilgili olarak hem de idari para cezaları ve tazminatlarla ilgili olarak evrensel kurallara aykırı olacak şekilde tazminat hesapları açık değil."
"Tamamen kendi içlerinde yaptıkları hesaplarla insanların ödeyeceği tazminat bedellerini belirliyorlar. Ayrıntılı bilgi istediğiniz zaman da verdiğiniz dilekçeler reddediliyor."
"AB'de 22 ülkede asker sendikası var"
Kılıç, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecinde olduğunun altını çizerek AB ülkelerinde subay ve astsubaylar için zorunlu hizmet olmadığını söyledi.
AB'de 22 ülkede asker sendikası olduğuna dikkat çeken Kılıç, subay ve astsubayların sendikal örgütlenme hakları, grev hakları, toplu sözleşme ve istifa hakları olduğunu belirtti.
"Yani AB'de askerlik mesleği yapan kişilerin tüm sosyal hakları tanınmış durumda. Zorunlu hizmet gibi bir şey söz konusu değil. Savaş durumu yoksa, aynı bir çalışan gibi tüm sosyal haklardan faydalanabiliyorlar. Bunun neticesinde de askerlerde sınıf bilinci oluşuyor."
"Türkiye'de ise görev yapan 225 bin civarında subay ve astsubayın hepsi mağdur konumunda."
"Tazminat aile için yıkım"
Kılıç, 15 yıl dolmadan meslekten ayrılmak isteyen subay ve astsubayların atabilecekleri herhangi bir adım olmadığını şu sözlerle aktarıyor:
* Bazıları askerlerin tazminatlarını ödemesi durumunda istifa edebileceklerini söylüyor. Ancak bu bilgi doğru değil.
* Subay veya astsubay altı gün işe gitmeyince Askeri Ceza Kanunu'nun 66. maddesi gereği firari sayılıyor ve hakkında soruşturma açılıyor ve en az 200 gün hapis cezası veriliyor. Ayrıca 7 bin lira ila 200 bin lira tazminat ödemek zorunda bırakılıyorlar.
* Askerlerin kazandıkları paralarla istenen tazminatları karşılaştırdığınızda tazminatlar son derece yüksek. Bu nedenle ailesi dağılanlar, psikolojik sorunlar yaşayanlar, hatta intihar edenler bile oluyor.
* Diğer bir boyut ise sosyal baskı. Türkiye'de herkesin asker doğduğu yönünde bir anlayış olduğu için ve "asker toplum" olduğumuz ileri sürüldüğü için istifa eden subay veya astsubay "vatan haini" ilan ediliyor. Toplumda bekaret tabusu gibi asker toplum tabusu da var. (EKN)