Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adalet talebiyle 15 Haziran Ankara’dan başlattığı yürüyüşü dün Maltepe’de yaptığı konuşmayla tamamladı. Konuşmasının başlarında “Bizim ilk adımımızdır, 9 Temmuz yeni bir doğuştur” dedi. 25 gün süren 450 kilometrelik yol boyunca toplumsal muhalefetin yoğun ilgisi vardı. Yürüyüş süresince siyasi partilerden, sendikalarda ve sivil toplum örgütlerinden destek ziyaretleri yapıldı. Maltepe’de yapılan ve “Büyük Adalet Buluşması” olarak adlandırılan mitinge katılma kararı alan ve mesaj yayınlayan parti, kurum, örgütler ve platformlardan temsilcilerle, yürüyüş süresince biriken siyasi ve toplumsal hareketlenmenin nereye ve nasıl kanalize edilmesi gerektiği sorunsalını konuştuk. Kısacası “bundan sonra ne yapmalı” sorusunun yanıtını öğrenmeye çalıştık. |
HDP heyeti 3 Temmuz’da yürüyüşe dayanışma ziyaretinde bulunmuş, HDP’li kadınlar da 6 Temmuz’da mitinge katılan kadın örgütleri arasında yer almıştı.
Mitinge katılma kararı HDP adına yapılan açıklamayla 7 Temmuz günü duyurulmuştu:
“Önemsediğimiz ve mücadelesini sürdürdüğümüz toplumsal adalet arayışına katkıda bulunmak amacıyla 9 Temmuz günü İstanbul’da yapılacak olan mitinge ‘Herkes İçin Adalet’ şiarıyla bizler de katılacağız.”
Aynı açıklamada miting sonrası için şu ifadeler kullanılmıştı:
“Mitingi düzenleyenler ile istişare ederek vereceğimiz destekle bu mücadelenin devam etmesi, büyümesi ve demokratikleşmeye her anlamda katkı sunması en önemli isteklerimizdendir.”
"OHAL'in kaldırılması için"
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu bianet’e “bundan sonra ne yapmalı sorusunu” yanıtladı:
“Bu yürüyüş ve mitinge katılım toplumun adalet arayışını çok net gösteriyordu. Herkes adalet arayışı içinde, haksızlıklara uğruyor, özgürlüklerden yoksun.
“Bundan sonra yapılması gereken tutuklu vekiller için, tutuklu gazeteciler için, halklar için özgürlük istemek.
"Birlikte mücadele ederek OHAL'in kaldırılması için mücadeleyi örebilir, yükseltebiliriz
“Önümüze gelecek olan Meclis İç Tüzüğü’ne baktığımızda, Meclis’te ifade özgürlüğü alanında da bir geriye gidiş var. Kürt, Kürdistan, belki Ermeni Soykırımı, kadın katliamı ya da iş cinayeti demek bile bir cezalandırılma aracına dönüşecek.
“Bu nedenle ifade özgürlüğünün bu denli kısıtlandığı bu dönemde, özgürlüklerin yolunu açmak gerek. Kimseyi ötekileştirmeden, farklılıklarla yaşamayı düstur haline getirerek; ‘aynı’ değil farklılıklarla yan yana gelerek bu yol açılmalı.
“Parlamento giderek işlevsizleştirilmeye çalışılıyor; böyle olmasa bile Meclis tek başına bir şey yapabilecek bir kurum değil. Biz sadece halkın temsilcisiyiz.
“Nuriye ve Semih’in kendilerini ifade ettiği İnsan Hakları Anıtı’nın kuşatıldığı, yeni bir rejim yaratır gibi geçmişimizin hafızamızın silinmeye çalışıldığı, anıtların kaldırıldığı bir dönemden geçiyoruz. Tüm bu özgürlükler kısıtlanırken, biz demokrasi yolunu birlikte açmak için müzakereler yapmalıyız. Hepimiz farklıyız ama farklılıklarımıza rağmen ortak sözümüz olabilir. Müştereklerimizi ortaya çıkarmalıyız." (EA/HK)
ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NÜN ARDINDAN ŞİMDİ NE YAPMALI?
HDP Filiz Kerestecioğlu: OHAL'in Kaldırılması İçin Mücadele Etmeliyiz
DİSK Arzu Çerkezoğlu: Bundan Sonra Siyaset Alanı Sokaktır
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy: Biraraya Gelmek Şart
Lami Özgen: Önemli Olan Yurttaşların Ortaklaşmasını Sağlamak
Yan Yanayız Bir Aradayız Platformu'ndan Nesrin Nas ve Akın Birdal Yanıtladı
Kadınlar ve LGBTİ'ler Yanıtlıyor: Adalet Yürüyüşü'nün Ardından Şimdi Ne Yapmalı?