Filistin’e Özgürlük Platformu İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirdiği eylemler ve insan zinciri etkinliklerinin ardından, dün (14 Ocak) Kadıköy’de ücretsiz bir dayanışma konseri düzenledi.
Aktivistler, müzisyenler, sanatçılar, düşünürler ve yazarları bir araya getiren konserde İlkay Akkaya, Cem Dost İleri, Serap Yağız, Moğollar Grubu’ndan Taner Öngür, Kardeş Türküler’den Burcu Yankın ve Selda Öztürk’ün de aralarında yer aldığı Türkiyeli, Filistinli ve göçmen müzisyenler kendi şarkılarıyla sahne aldı.
Etkinlikte Filistin'e Özgürlük Platformu adına Fatma Akdokur konuştu.
Konsere Filistinli grup Le Trio Joubran, Mercan Dede ve "Leve Palestina" (Yaşasın Filistin) şarkısıyla bilinen Kofia grubunun kurucusu Filistinli müzisyen George Totari, video aracılığıyla dayanışma mesajı gönderdi. Gecede, sık sık "Filistin'e özgürlük, İsrail'e boykot" sloganı atıldı.
Etkinlikte Filistinli aktivist Nicola Saafin ve İsrail’e karşı boykot, yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar hareketi BDS Türkiye aktivisti Nihle Kalem de söz aldı.
Saafin: "Sömürülen kitlelerin davası"
Konuşmasına Arapça başlayan Saafin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özgür Filistin’in simgesi ve cisminde dünya halkları, eşitlik, özgürlük ve adalet için mücadele ediyor. Bugün bu yolda bu buluşmayı hep beraber sağlıyoruz. Bu mücadelenin bayrağını taşıyan Filistin halkı adına ben de sizi selamlıyorum. Toprağından zorla koparılan Filistin diasporası adına da bugün toprağa sarılarak direnmeye ve mücadele bayrağını hayatları pahasına taşımaya devam eden Filistin halkının direnişini selamlıyorum.
"Şiiriyle, öyküleriyle, resimleriyle Filistin davasını dünyaya tanıtan Filistinli yazar Gassan Kanafani’nin dediği gibi Filistin davası, yalnızca Filistin halkının değil. Filistin davasını çağımızın sömürülen kitlelerinin davası olarak görmemiz gerekir. Nerede olursa olsun, bu her devrimcinin görevi ve davasıdır. Bizler Filistin diasporası olarak dünyanın her yerinde tarihsel Filistin toprağına geri dönüş hakkımız için mücadeleyi sürdürürken, gücümüzü Filistin toprağında mücadele eden halkımızın ve dünyada özgürlük ve adalet için mücadeleyi sürdüren tüm insanlığın dayanışmasında buluyoruz.
"Filistin bugün Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te, 48 bölgesinde, mülteci kamplarında, Filistin diasporasında mücadelesini sürdürüyor. Filistin’le dayanışma her sokakta, her kentte, dünyanın her köşesinde büyüyor. ABD’de sömürüye karşı mücadele eden siyahilerin mücadelesinde sürüyor. Apartheid’a karşı, ırk ayrımcılığına karşı olan Güney Afrika halkının mücadelesinde bugün hiç olmadığı kadar büyüyor."
Kalem: "Türkiye, İsrail’in bölgedeki en büyük müttefiki"
BDS Türkiye aktivisti Nihle Kalem ise özetle şöyle konuştu:
"Mülteci kamplarında yaşamaya mahkûm edilen, ağır işkence, abluka altında son itildiği toprak parçasında hayatta kalma mücadelesi veren Filistin halkı 100 gündür Gazze Şeridi’nde soykırıma uğruyor. Tarihi boyunca varolmak için direnen Filistin halkı, bugün yine direniyor. Yerli halk olarak kendi yurdunda özgürce yaşamak isteyen ve bunun için yayılmacı sömürgecilik ideolojisi ile mücadelenin ön safında duran Filistinliler, dünya halklarını mücadelesine desteğe çağırıyor.
"Bu dayanışma eylemi iki yönlüdür: Bir tarafıyla direnen Filistin halkının, toprağında direnmesi için mücadelesine omuz vermek. Diğer yandan ise işlediği suçların hiçbirine hesap vermediği için her geçen bu suçlara yenisini ekleyen İsrail’i boykot etmek. BDS Türkiye, bu dayanışmayı büyütmek için 2009 yılından beri İsrail’e boykot sesini yükseltiyor. Filistin halkının çağrılarına kulak vererek büyüttüğü mücadelenin sesi bugün çok daha güçlü. Ancak Türkiye, İsrail’in bölgedeki en büyük müttefiki konumunu hâlâ koruyor. Bu noktada iktidara net olarak seslenirken, aynı zamanda boykot ve İsrail’i tecrit etme çağrısını tüm alanlarda dillendirmeliyiz. Yaşamı, eşitliği, özgürlüğü savunan herkesi bulunduğu tüm alanlarda işgal devleti ve kurumlarla ilişkilerini kesmeye, ırk ayrımcı apartheid rejimini kuşatmaya çağırıyoruz."
Filistin’e Özgürlük Platformu
“Gazze için kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok” diyen platform kendisini şöyle tanımlıyor:
Filistin’e Özgürlük girişimini başlatan bizler, Türkiye’nin bir yandan Filistin halkının yanında gibi görünüyorken bir yandan da İsrail’le ikili ilişkileri ve ticari iş birliklerini sürdürmesine karşıyız. Fakat İsrail’e karşı çıkarken, genel olarak Yahudileri, özel olarak da Türkiyeli Yahudileri suçlayan, ırkçılık yapan ve antisemitist yaklaşımları benimseyenlere de ses çıkarıyoruz. Toplumun çok çeşitli kesimlerinden bir araya gelenlerin oluşturduğu bir platform olarak herkesi bu girişimin aktif bir parçası olmaya çağırıyoruz. (TY)