Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, “Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektörler kalkana kadar İsrail ile tüm ilişkileri askıya aldıklarını” açıkladı.
Filistin devlet televizyonunun yayınlanan konuşmasında Abbas, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın kapılarına dedektör yerleştirmesini kabul etmediklerini belirtti.
“Hayali güvenlik kılıfına sokulmuş siyasi uygulamalar olduğu için dedektörleri reddediyoruz. Bu uygulama, Mescid-i Aksa'yı ele geçirmeyi ve barış süreci ile kazanımlarından kaçmayı hedefliyor.”
Hamas’a “safları birleştirme” çağrısı
Konuşmasında Hamas'a da birlik mesajı veren Abbas, “Mescid-i Aksa yönünde safları birleştirme” çağrısı yaptı.
Filistin Devlet Başkanı, ulusal uzlaşı hükümetinin Gazze'deki görevini yerine getirebilmesi ve seçimlere gidilmesi için Hamas'tan Gazze'deki İdari Komiteyi feshetmesini istedi.
Kudüs’e destek, BM’ye çağrı
Filistin yönetiminin üst düzey yöneticileriyle yaptığı toplantının ardından konuşan Abbas, Kudüs'e destek olmaya devam edeceklerini ve bu anlamda kent için 25 milyon dolar tahsis edeceklerini vurguladı.
Birleşmiş Milletler’e (BM) de çağrıda bulunan Abbas, Filistin halkı için uluslararası koruma talep etti.
UCM’ye başvuru
Avukat Gilles Devers, İsrail tarafından işlenen muhtemel savaş suçlarıyla ilgili yapılan ön soruşturmanın hızlanması için Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) şikayet dosyası sundu.
Devers, konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında, savaş mağduru 500 Filistinli ve 50 sendika adına Hollanda'nın Lahey kentindeki UCM Başsavcılarından Fatu Bensuda'ya sunulan 171 sayfalık dosyada, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka, yerleşim politikası ve 2014 yılında İsrail tarafından Gazze’ye yapılan saldırı ile ilgili delillerin olduğunu açıkladı.
Siyasetçilerin yetersiz kalmalarından dolayı böyle bir inisiyatifin alındığını söyleyen Devers, “Gazze Avukatlar Birliği ve bazı uluslararası hukukçuların desteği ile hazırlanan dosyayı sunmaktaki hedefimiz, UCM tarafından başlatılan ön soruşturmanın tekrar hayata geçirilmesi ve hızlı bir şekilde esas soruşturmanın başlamasıdır” dedi.
“Başsavcılık tarafından başlatılan ön soruşturma Filistin hükümeti tarafından yeterli desteği görmediği için neredeyse durdu. UCM'de ön soruşturma için yeterli deliller mevcut. Asıl gerekli olan esas soruşturmanın başlaması için bizim sunduğumuz dosyadaki destekleyici deliller. Bu deliller ile başsavcılığın ikna olması lazım. Eğer UCM İsrail'in dokunulmazlığına son verme hedefine ulaşırsa, Filistin'deki mevcut durum düzelir.”
UCM, 2015 yılında İsrail tarafından muhtemel savaş suçlarıyla ilgili ön soruşturma açılması kararını vermişti. Bundan 22 ay sonra esas araştırmanın başlatılabilmesi için toplanan delil üzerinde inceleme yapıldığını açıklamıştı.
Ne olmuştu?
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği üç Filistinliyi öldürmüş, olayda yaralanan iki İsrail polisi de hayatını kaybetmişti.
İsrail, olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatmış, Harem-i Şerif'in iki kapısını pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
Filistinli Müslümanlar detektörlerden geçmeyi reddediyor. Filistinliler, Mescid-i Aksa'nın kapılarına kurulan metal dedektörlerin güvenlik gerekçesiyle değil, Aksa ve Aksa Vakfı tarafından kontrol edilen Harem-i Şerif'te hakimiyet kurma amaçlı olduğunu düşündüğü için karşı çıkıyor.
Türkiye’de ise Alperen Ocaklarına bağlı bir grup, 20 Temmuz’da Beyoğlu'nda bulunan Neve Şalom Sinagogu'nun önünde “İsrail devletini protesto” eyleminde sinagog kapısını tekmeleyip kapıya taş attı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert de dün, Mescid-i Aksa bölgesinde artan tansiyonun düşürülmesi için İsrail ve Filistin tarafına çağrıda bulunarak, "İki tarafa da gerilimi yükseltecek adımlar atmamaları çağrısını yapıyoruz" dedi.
Ancak dün akşam saatlerinde Batı Şeria’da Ramallah kentinin kuzeyindeki Neve Tsuf yerleşim biriminde dört yerleşimciye bıçaklı saldırı düzenlendi. İsrail ordusunun yaptığı açıklamaya göre, saldırıda iki yerleşimci yaşamını yitirdi, iki yerleşimci yaralandı.
Mescid-i Aksa |
Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi olma özelliği taşıyor. İçerisinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camii'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa külliyesinin altında Süleyman Mabedi kalıntılarını bulmak için kazı çalışmaları yapılıyor. İslam dininin kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa Kudüs şehrinde, Tapınak Tepesi'nde bulunuyor. Kutsal sayılan bu tepedeki "İlk Tapınak", Kral Süleyman tarafından MÖ 957 yılında yaklaşık yedi yıllık bir sürede inşaa edildi. Museviliğin merkezi olan tapınak, MÖ 586 yılında Babillilerce tahrip edilmişti. Aynı yere "İkinci Tapınak" MÖ 535'de başlandı ancak MÖ 516 yılında tamamlandı ve bir yıl sonra ibadete açıldı. Roma İmparatorluğunun bölgeye atadığı Yahudi Kral Hiredos tarafından MÖ 20 yılında tamir edildi. MS 70 yılında Romalılar tarafından yıkıldı. kalıntıları 2007'de yapılan kazılarda bulundu. Mescid-i Aksa 7. yüzyıl sonlarında Hz. Ömer döneminde inşaa edildi. Kabe kıble olarak kabul edilmeden önce Müslümanlar namazlarını Mescid-i Aksa'ya dönerek kılıyordu. Mescid-i Aksa Arapçada "en uzak cami" anlamına geliyor. |
(AS)