Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Filistin'e "üye olmayan gözlemci devlet" statüsü verilmesi yönündeki teklifi bugün oyluyor.
Deutsche Welle'ye açıklama yapan Filistin müzakere heyetinden Zaviye Ebu Eyd, BM tarafından tanınmanın "ülkenin işgal altındaki bir devlet olduğu" yönünde açık bir işaret anlamına geleceğini vurguladı.
"Topraklarımızın gasp edilemeyeceği, ancak işgal altındaki bir ülke olduğumuz gerçeğini göz önünde bulundurarak İsrail'in yeni yerleşim yerleri inşa ederek zarar verdiği iki devletli çözümü kurtarmaya çalışıyoruz."
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur da büyük çoğunluğun lehlerine oy kullanacağını düşündüğünü söyledi. "Avrupa ülkelerinin çoğunun bizim için oy kullanması için çok çaba gösterdik."
Çoğunluğun oyu "evet"
193 üyeli BM Genel Kurulu'nda başvurunun onaylanması için basit çoğunluk yeterli oluyor.
BBC konuyla ilgili haberinde, Filistin Kurtuluş Örgütü'ne dayanarak 130'dan fazla ülkenin Filistinlilere "egemen devlet" statüsü tanımaya hazır olduğunu bildirdi.
Önceki gün Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un ağzından Filistin'in başvurusunu destekleyeceğini açıklamıştı.
Aralarında İsveç, İsviçre, İspanya, Avusturya, Norveç'in de bulunduğu çok sayıda Avrupa ülkesi Filistin'i destekliyor. Türkiye de destekçiler arasında.
Almanya ise Filistinlilere yeni statü verilmesine karşı çıkacak.
Kaygılı ülkeler
ABD ve İsrail öneriye karşı. İsrail'in tezine göre, Filistin'in bu statüyü kazanması Filistin Yönetimi'ni kuran 1993 Oslo Barış Anlaşması'nın ihlali olacak.
İngiltere ise çekimser kalabilir. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, İngiltere'nin teklife karşı oy kullanmayacağını belirtti.
Filistinlilerin İsrail ile "önkoşulsuz" görüşmeden yana olduğu konusunda güvence istediğini söyleyen Hague, aksi takdirde ülkesinin çekimser oy kullanacağını açıkladı.
İngiltere oylamada "evet" oyu vermek için bir diğer şart olarak da Filistinlilerin Uluslararası Ceza Mahkemesi üyeliğine yönelik çaba göstermemesini koydu.
Hague bunun gerekçesini anlatırken, işgal altındaki toprakların Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetki alanı içine girmesinin barış görüşmelerinin başlamasını imkansız kılacağını vurguladı.
Aynı kaygı daha önce İsrail tarafından da dile getirilmişti. İsrail Dışişleri Bakanı Dor, gelişmelerin böyle olması durumunda İsrail'in "çıkarlarını korumak için tek taraflı adım atacağını" açıklamıştı. (YY)