Muğla'da dört yıl önce bir kadına tecavüz etmekle suçlanan sekiz sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kapalı olarak görülmeye başladı. İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir ve Muğla'dan kadınlar davayı izlemeye geldi.
Adliye önünde bekleyen kadınlar, yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Biz kadınlar biliyoruz ki, tecavüz kadınların erkek egemen sistem tarafından kontrol altına alınması amaçlı olarak sistematik ve bilinçli yağmasıdır. Bu sebepledir ki dört sene önce Gebeler Kaplıcasında yaşananlar tek bir kadına değil tüm kadınlara yönelik tecavüzlerdir.
"Tecavüzcülerin ve vekillerinin pişkin tavrına karşın onlarca kadın avukat ve biz Türkiye'nin her bir tarafından buraya gelen kadınlar olarak, erkek egemenliğinin geriletilmesi için, adalet için ısrarcıyız ve bu davanın takipçisi olmayı sürdüreceğiz."
Kadınlar basın açıklaması yaparken, sanık avukatlarının da adliye pencerelerinden kadınları izliyordu.
Fethiye Adliyesi önünde kadınlarla birlikte bekleyen Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Muğla bağımsız milletvekili adayı Şehbal Şenyurt Arınlı, yaptığı konuşmada, "Tacize ve tecavüze karşı kadınların mücadelesinin yasalara da yansıması gerekiyor. Biz bu mücadeleyi meclise taşıyacağız. Kadınların her türlü şiddete karşı yürüttükleri bu mücadelenin, mecliste de bir karşılığı olması için aday olduk. Sesimizi meclise taşıma sorumluluğuyla burada sizlerle birlikteyim" diye konuştu.
Dava kapalı görülürken, sanıklardan birinin avukatını mazeret bildirdiği için mahkemeye katılamadığı bildirildi.
"Baro başkanı tecavüz davasında taraf olamaz"
Adliye önünde oturarak bekleyişlerini sürdüren kadınlar sanıkların tutuklu yargılanmasını ve Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan ve Baro Genel Sekreteri Leyla Bişen'in bu davada avukatlıktan çekilmelerini istiyor.
Zehra Şen Altondağ (Fethiye Kadın Platformu): Kadına karşı tırmanan şiddete karşı ve arkadaşımızın yalnız olmadığını bilmesi için buradayız. Tecavüzcülere en ağır, ibretlik bir ceza almalarını istiyoruz. Fethiye de ilk defa böyle bir kadın mücadelesi gerçekleşiyor. Bu davanın Fethiye yerel medyasına yansıması da kadınların eylemleri sayesinde oldu.
Tülay Koçak (Ankara, EDP): Bu davanın özelliği, gerçek faillerin tutuklanması konusunda adaletin yeterli davranmaması. Asıl hedefimiz suçluların bağlı oldukları makamların bir kenara atılıp. mahkemenin kadınların hassasiyetlerini ve yaşanan gerçeklerin göz önünde bulundurularak gerçek bir yargılama sürecine girilmesi. Hepimiz öfkeliyiz ve sanık avukatlarının arsızca adliye camlarından bizi izlemesi öfkemizi daha da arttırıyor.
Kamile Yılmaz (Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi): Toplum kadın-erkek eşitliğini bir türlü kafasına oturtaması ve kadının cinsel obje olarak görülmesinden dolayı taciz ve tecavüzlerin önüne geçilemiyor. Erkek şiddeti ve tecavüzü kendine hak görüyor. Savcıların, sanıkları bürokrat oldukları için korumaya çalışması tüm toplum ve yasa yapıcılar açısından utanç verici.
Şener Macit (Bodrum 8 Mart Kadın Grubu): [İlk duruşmada] biz bu adliyenin önünde ilk geldiğimizde sadece reşit olmayan iki çocuk yargılanıyordu. Burada dört saat bekledik, sesimizi yükselttik ve diğer altı sanık hakkındaki iddianamenin tamamlandığı açıklandı. En büyük sorun Muğla Baro başkanı ve genel sekreterinin bu sıfatlarla tecavüz sanıklarını savunuyor olması. Kamuyu ilgilendiren davalarda, seçilmiş kamu görevlileri taraf olamaz.
Nimet Yardımcı (Bodrum 8 Mart Kadın Grubu): Biri tecavüz ediyor, yargı koruyor, avukatlar tehdit ediyor. Tecavüzden sonra bile kadının üzerinde baskı kurulmaya bu şekilde devam ediyor.
Nilgün Yurdalan (Sendikalarda Şiddete Karşı Kadın İnsiyatifi, İstanbul): Bu davanın önemi, sanıkların öğretmen, müfettiş gibi konumlarda çalışırken tutuksuz yargılanmaları ve çalışmaya devam ediyor olmaları. Biz biliyoruz ki tecavüz kadın tarafından çok zor deşifre edilen ve çok zor kanıtlanan bir şiddet biçimi. Erkek egemen yargılar kadını suçlu buluyor, kanıtlar ya görmezden geliniyor ya da yokediliyor. Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz.
Cemre Baytok (Sosyalist Feminist Kolektif, İstanbul): Kadın cinayetleri gibi tecavüz davalarını da takip ediyoruz. Bu şiddet biçimleri arasında bir ilişki var. Buraya gelerek, kadınların da bu davaya müdahil olduğunu gösteriyoruz. Davalar sonuçlanana kadar buradayız.
Mahkemede daha önce sorgusu yapılmayan üç sanığın sorgusu yapıldı ve sanıkların iki tanığı ile mağdurun tanıkları dinlendi.
Mahkemede ek delillerin toplanmasıyla ilgili ara kararlar alınırken, sanıkların tutuklanması talebi reddedildi.
Davanın bir sonraki duruşmasının 15 Temmuz tarihinde yapılmasına karar verildi. (ÇT/ŞA)