Avukat ve yazar Fethiye Çetin, Agos’ta yayımlanan yazısında, anneannesinin hikâyesini anlattığı Anneannem kitabının ardından kendisine ulaşan “kayıp akraba” arayışlarını yazdı.
Çetin, aradan 21 yıl geçmesine rağmen hâlâ kendisini arayan, yazan ve yol göstermesini isteyen insanların bulunduğunu vurguladı.
Çetin, yazısında şunları aktardı:
“Anneannem’in yayımlandığı ilk yıllarda ‘akrabamı arıyorum’ diye bana ulaşanların sayısı hayli fazlaydı. Aradan yirmi bir yıl geçmiş. Bu süre içinde sayıları azalsa da bugün hâlâ bana yazan, arayan, yol göstermemi isteyenler var.”
Bu arayışlardan birini örnek gösteren Çetin, Berk adlı bir okurun mesajını paylaştı:
“İstanbul’da yaşadığını düşündüğüm akrabalarımı ve köylülerimi arıyorum. Anneannem’i okudum ve ‘Agos veya başka mecralar aracılığıyla bu aileye ulaşmak mümkün olabilir’ diye düşündüm. Büyük dedem Mehmet, 1893 senesinde Tercan’ın bir köyünde doğmuş…”
Yazısında çocukluğuna da dönen Çetin, anneannesiyle çıktığı yolculukları anlattı. Diyarbakır’ın Çermik ilçesinin, yıllar sonra çok farklı bir anlam kazandığını belirten Çetin, çocukluk anılarıyla yüzleştiği tarih arasındaki farkı şu sözlerle anlattı.
“Çocukluğumda anneannem elimden tutardı ve birlikte yolculuklara çıkardık… O zamanlar Çermik, benim için bahçelerde oynanan oyunlar, daldan koparılan meyvelerdi.”
Ancak yıllar sonra bu yolculukların ardındaki gerçeği öğrendiğini yazan Çetin, anneannesinin 1915’te henüz dokuz yaşında bir çocukken ölüm yürüyüşlerine çıkarıldığını hatırlattı:
“Daha sonra öğreneceğim gibi 1915’te annesinden koparıldığı, isminin, dininin, dilinin değiştirildiği, çocukluktan ergenliğe geçtiği yerdi orası.”
Anneannesinin asıl adının Heranuş olduğunu yazan Çetin, hayatta kalmanın bedelini şöyle anlattı: “Heranuş’tu onun adı… Hayatta kalmanın bedelini, annesinden ve bildiği dünyadan koparılmakla, dilini, dinini, ismini, sesini kaybetmekle ödedi. Artık Seher’di.”

Կը փնտռուին / Aranıyorlar
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
(EMK)









