Nijeryalı sığınmacı Festus (Fastos) Okey'in öldürülmesiyle ilgili davayı başından beri Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına izleyen avukat Taylan Tanay, "Eğer mahkeme müdahillik talebini kabul etmiş olsaydı, davanın seyri bambaşka olurdu" diyor.
Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd) Mülteciler Programı Koordinatörü Özlem Dalkıran'la Tanay'ın ortaklaşa işaret ettikleri konu, müdahillik taleplerinin hepsi "doğrudan zarar görülmediği" gerekçesiyle defalarca reddedildiği için, geriye Okey'in avukatı olarak bir tek savcının kalmış olması.
Dalkıran "Savcı Festus'un avukatıdır. Görevi bu. Gereğinin yapılmasını talep etmesi gereken, Okey'in öldürülmesiyle ilgili adaletin gerçekleşmesini ısrarla isteyecek kişi savcı" diyor. Ama Tanay ekliyor: "Okey'in haklarını savunması gereken savcı mahkemeden tek bir şey talep etmedi. İzler durumda."
Davanın son duruşması, dün (29 Eylül) Beyoğlu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Okey'in 20 Ağustos 2007'de Beyoğlu Polis Merkezi'nde vurulmasıyla ilgili yargılanan sanık polis memuru Cengiz Yıldız, şimdi Kağıthane Polis Merkezi'nde görev yapıyor.
"Hukuk adına utanç"
Dava, aylardır, Yıldız'ın avukatının 14 Şubat 2008'deki duruşmada "Bu kişinin adı Festus Okey değil, kaçak bir vizeyle gelmiş, adını sonradan Festus Okey koymuşlar, Acaba terörist midir?" demesi üzerine mahkemenin kimlik bilgilerini Nijerya'dan beklemesiyle ilerlemeden sürüyor. Dünkü duruşma da bilgilerin beklenmesi için 29 Aralık'a ertelendi.
Okey'in sığınma başvurusunda bulunduğu ve kimlik bilgilerinin mevcut olduğu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) de davaya müdahil olmayı talep etmiş değil. UNHCR, Türkiye'deki davalarda taraf olarak yer almıyor.
Tanay, Nijerya Büyükelçiliği'nin de bir duruşmaya gözlemci göndermek dışında davayla ilgilenmediğini söylüyor.
Tanay, "Davanın şu anki hali hukuk adına bir utanç. Polise bir tür cezasızlık güvencesi verilmiş oluyor. Kamuoyunun ilgisi de azaltıldı. Yeni Festus Okey ölümleri istenmiyorsa, bu dava takip edilmek zorunda" diyor.
Tanay'a göre, savcı ilk iş olarak, davanın ilerlemesinin önünde bir engel olan Okey'in kimlik bilgilerinin doğrulanmasında devreye girebilir ve bu bilgilerin UNHCR'dan edinilmesini talep edebilir.
Aileden de vekalet alınamadı
ÇHD, Okey'in vekalet almak dolayısıyla davada onları temsil edebilmek için Okey'in ailesiyle bağlantıya geçmeye çalışmış, ama başarılı olamamış. hyd'yse, Nijerya'daki hak örgütleri üzerinden, ülkenin ücra bir köyünde yaşayan aileyle bağlantıya geçmeye çalışmış. Ancak Dalkıran, Nijerya'daki hak savunucularının kaynak yetersizliğinin, bunu gerçekleştirmelerini engellediğini söylüyor. Çare olarak, Türkiye'deki hak savunucularının kaynak yaratarak Nijerya'ya gitmesini ve vekalet almasını düşünüyor.
Dalkıran, adını ve dinini değiştiren Okey'in ailesinin soyadının farklı, "Love" oluşuna da dikkat çekiyor. "Bürokratik işlemleri zorlarlarsa, DNA testiyle kimlik tespiti bile gerekebilir" diye kaygısını dile getiriyor.
En önemli kanıt yok
Bu arada, davanın en önemli kanıtlarından, Okey'in vurulduğu sırada üzerinde olan gömlek kayıp. Bu kaybolmanın soruşturulmasında da takipsizlik kararı verildi. Okey'i vuran silah, aylar sonra polis Yıldız'dan alınıp adli emanete verilebildi. (TK)