Festus Okey için Adalet Girişimi, Nijeryalı Festus Okey'in 14 yıl önce Beyoğlu Polis Merkezi'nde vurularak öldürülmesine ilişkin polis memurunun 16 yıl hapis cezasına çarptırılması ile ilgili bir açıklama yayınladı.
Girişim, olaya dahil olan diğer kamu görevlilerinin yargılanması ve bu olaydaki ayrımcılık boyutunun tespitine yönelik mücadelenin devam edeceğini söyledi.
TIKLAYIN - Festus Okey davasında karar: Sanık polise 16 yıl hapis
Mahkeme kararını değerlendiren Girişim şöyle dedi:
"Polisin ifadeleri daha da vahimdi"
"Bilindiği üzere Festus Okey 20 Ağustos 2007'de Beyoğlu Polis Karakolu'nda öldürüldü. Festus'un ölümü, kamu gücünü ve zor kullanma yetkisini elinde bulunduran bir polisin silahından çıkan kurşun sebebiyleydi.
"Bu ölümü daha da vahim hale getiren cinayeti işleyen polis C.Y.'in verdiği ifadesi oldu:
"... siyahi şahsı şüpheli hareketleri üzerine gözaltına aldık."
"... siyahi şahıslar ve doğudan gelen vatandaşlar uyuşturucu yönünden daha fazla dikkat çekiyorlar."
Toplumumuz ve devlet kurumlarına yerleşmiş açık ırkçı tutum bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı.
"Zedelenen adalet duygusunu bir nebze onardı"
"İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na kadar gidip gelmesiyle kaybedilen onca yıldan sonra modern toplumdaki tehlikelilik suçlarındaki caydırıcılığın iyi örneklerinden biri olarak görülebilecek bir karara imza attı ve failinin polis olduğu suçlarda "taksir" zırhının arkasına saklanılarak cezasızlık politikasına izin vermedi. Mahkeme kararında TCK.21/2 hükümlerini uygulayarak "kasten öldürme" suçundan polisi mahkûm etti.
"Davanın takipçileri olarak bu kararların Festus'un ailesi ve toplumun zedelenen adalet duygusunun bir nebze de olsa onardığını düşünüyoruz. Olaya dahil olan diğer kamu görevlilerinin yargılanması ve bu olaydaki ayrımcılık boyutunun tespitine yönelik mücadelemiz devam edecektir."
"Yaşam hakkı, ten rengi nedeniyle daha kolay ihlal edildi"
"Festus Okey Davasındaki kararlar hepimizi bir kez daha aşağıdaki hususlarda düşündürmektedir:
"Festus davasının görüldüğü adalet sisteminin, yine Festus'u öldüren ırkçı kapitalizmin çıkarlarını savunan bir sistem olduğunun farkındayız. Festus'un yaşam hakkı, ten rengi nedeniyle daha kolay ihlal edilmiş olabilir ama ırkçılık, sadece ten rengine karşı bir önyargı meselesi değildir. Irkçılık, yaşam hakkı başta olmak üzere temel haklara erişimi engelleyen ayrımcı ve dışlayıcı uygulamalarla, kayıtsız göçmenlerin ve mültecilerin statüsünü toplumsal olarak yeniden üreten bir sistemdir. Cezasızlık bu ülkede bir devlet politikası, bunu biliyoruz ama bu politika ırk, dil, din ve cinsiyet de tanımıyor.
"Yaşam hakkı başta olmak üzere temel haklara erişimin engellenmediği, sınırların bölüp ayrıştırmadığı ve kapitalist sisteme hizmet amaçlı kullanılmadığı, göç edenin koruma veya çalışma amaçlı gittiği yerde ezilip, sömürülmediği, sınırdışının tehdit amaçlı siyasi söylemlere alet edilmediği, mültecilerin siyasi birer piyon olarak kullanılmadığı, hayatlarının tehlikede olacağı bir ülkeye rızaları dışında geri gönderilmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz."
Ne olmuştu?
Festus Okey, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Amirliğinde görevli polislerce 20 Ağustos 2007'de gözaltına alınmış, götürüldüğü şubedeki görüşme odasında tek kurşunla vurularak hayatını kaybetmişti.
Okey'i vuran polise taksirle öldürme suçundan alt sınırdan verilen 2 yıl 6 aylık ceza da adli para cezasına çevrilmişti. Ailesinin, diğer şüpheli polislerle ilgili delilleri yok etme gibi suçlamalardan yaptığı suç duyurusu ise takipsizlikle sonuçlandı.
İtirazlar sonucu yeniden görülen davada savcı son duruşmada verdiği mütalaasında, "sanığın kasıt, olası kasıt veya bilinçli taksirle hareket ettiğine ilişkin olarak cezalandırılmasına yeterli delil elde edilemediğini ve ilgili yasal düzenlemelerde nezarete silahla girilemeyeceğine ilişkin yasaklama veya silahların ne şekilde taşınacağının belirlendiği talimat veya emir yazısı bulunmadığını dikkate alarak sanığın mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket edip ölüme sebebiyet verdiği ve bu nedenle taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği görüşünde olduğunu" açıkladı. Sanık polisin yargılandığı davanın 17 Mart'ta İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında polis, "kasten öldürme" suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
(AÖ)