Şeriban Alkış ve Kübra Derin, yaklaşık iki yıldır, "Feminist Güzergah" isimli podcast ile dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Türkiye'deki kadın ve LGBTİ+ hakları mücadelesinin sesini duyuran iki kadın, yakında yeni yayın dönemi kapsamında birbirinden farklı podcastleri de kamuoyuna ulaştırmaya hazırlanıyor.
Şeriban Alkıç ve Kübra Derin, "Kadın haklarına saldırı sürdüğü sürece feminist yolcuğumuz güçlenerek devam edecek" diyor.
"Kendimizi feminist olarak tanımlıyoruz"
“Feminist Güzergah” ismi nereden geldi?
Şeriban Alkış: Feminist Güzergah aslında bir kitap. Irene Kaufer'in önemli bir feminist olan Françoise Collin'e "Feminizm ne işe yarar?" sorusundan hareketle sorular sorduğu bir söyleşi kitabı. Kitaptan Kırkyama Kadın Dayanışması'ndan arkadaşımız Fatma bahsetmişti. Kitabın ismi podcastimizde amaçladığımız şeyle çok uyumluydu.
Hemen bu ismi benimsedik. Feminist hareket ve teoride referanslar önemlidir, biz de böylece referansta bulunduk. Üstelik kitabı Türkçeye çeviren de Gülnur Acar Savran .
Kübra Derin: Kendimizi ve yaptığımız işi feminist olarak tanımladığımız ve sürekli yükselen değişen kadın mücadelesini bir yol, bir güzergah olarak gördüğümüz için.
Feminist bir podcast hazırlamak nasıl aklınıza geldi? Neden neden derdiniz ne ?
Ş: Sesli medya Türkiye'de yükselen bir trenddi. Dinleyicilerine yolda, sporda, temizlik-yemek gibi işleri yaparken bir şeyler dinlemeye, düşünmeye ve öğretmeye imkan tanıyordu. Biz de üzerine düşündüğümüz ve kendi aramızda konuştuğumuz şeyleri başkalarıyla da paylaşmak için başladık. Bizim için de verimli oldu.
Çünkü daha sistematik düşünmemizi sağlaıyordu programlara hazırlanmak. Aynı zamanda yazılarını, eylemlerini uzaktan takip ettiğimiz feministlerle ve feminist hareketlerle temasa geçebilmiş ve iletişim kurmuş oluyorduk böylece. Kayıtlarımız esnasında onlardan öğrendiğimiz şeyler kadar kayıt öncesi ve sonrasında ettiğimiz sohbetlerden de çok şey öğrenmişizdir.
K: Daha geniş bir dinleyiciye ulaşabilecektik böyle. Kendi içimizde ya da başka mecralarda sürekli feminizme dair tartışmalar yapılıyor. Bunu daha geniş bir alana açmak istedik. Bu süreç hepimiz için öğretici de oldu.
"Kendimiz için yapıyoruz bu programı"
Feminist podcast sayıları artıyor gibi gözlemliyorum siz neler düşünüyorsunuz bu konuda?
K: Kesinlikle öyle. Bu da çok güzel bir şey. Özellikle bu tarz mecralarda erkekler konuşur, tartışır. Kendi sözümüzü söyleyebildiğimiz alanları açmak, genişletmek keyifli bir şey. Aslında feminizm tam da böyle bir şey değil mi anlattığın hikaye senden öte kadınların hikayeleri oluveriyor.
Ş: Türkiye için benim tahmin ettiğimden çok daha fazlaymış en azından. Daha yenilerde keşfettiğim podcastler oluyor, ama aslında geçen yıl başlamış ve bitmiş.
Podcast mecralarına bakınca çok önemli birikimler var aslında orada. Kimisi Feminist Cuma Buluşmaşları gibi bir mekanda yapılan etkinliklerden alınmış ses kayıtlarından oluşuyor, kimisi Mental Klitoris gibi cinsellik spesifik alanıyla ilgili direkt podcast olarak doğmuş oluyor. Kimisi öyküler okuyor, kimisi detleşiyor. Ama hepsinin feminizmle bağı var ve buna dair üretici bir çaba içerisinde. Hem tek tek bireyler olarak hem de kurumlar olarak. Feminizmi başka kadınlar için değil kendimiz için yapıyoruz zaten.
Konuları neye göre belirliyorsunuz peki?
Ş:Önceki sezonumuzda daha güncel konular üzerinden ilerlemiştik diyebiliriz. Onur Haftası, 8 Mart, 25 Kasım, 25 Şubat gibi takvimsle gündemlerde bu eylemleri organize edenlerle; iktidar tarafından kazanımlarımıza yönelik yasal tehditler öne sürüldüğünde hukukçular ve teorisyenlerle konuşuyorduk.
Bunlar kesinlikle çok önemliydi bence, çünkü bunu yapan başka kimse yoktu bizim bildiğimiz kadarıyla. Ama bir süre sonra bunun bizi yeterince tatmin etmediğini fark ettik. Özellikle sosyal medya mecraları üzerinden gündelik tatışmaların ve karmaşanın içinde olduğumuz bu zamanda bir konuyu daha detaylıca işlemenin daha da faydalı olacağını düşündük. Yeni sezonumuz için bunun hazırlıklarını yaptık. İlk temamız feminist yayıncılık. Bu konuda kayıtlarımızın büyük çoğunluğunu tamamladık. Yakında dinleyicileriyle buluşacağı için heyacanlıyız.
K: Geçen yıllarda yaptığımız programlarda güncel tartışmalardan hareketle belirliyorduk konuları. Örneğin cinsel istismarı affı ile ilgili yasa tartışması varken öyle bir program yaptık, 25 Kasım sürecinde yine o tema üzerine konuştuk vb. güncelin ötesinde bizim de cevaplarını bulmaya ihtiyacımız olan konulara yöneldik. Bu sezonda ise yıllık bir tema çıkardık ve bu temalar güncel tartışmalardan azade her zaman geçerliliği olan tartışma konuları oldu bunlardan ilki olan feminist yayıncılık. Yakında dinleyicilere sunacağız bu seriyi.
Toplumsalcinsiyet odaklı yayıncılık bugün maalesef medyanın öncelikli alanlarından değil. Bu konuda siz destek görüyor musunuz?
Ş: Evet, bugün medya kuruluşlarına gidip de biz böyle böyle bir program yapacağız desek kaçı kabul eder bilemiyorum. Belki çoğu kabul eder ama hiçbiri Karşı Mahalle'nin bize sağladığı bağımsızlığı ve konforu sunamaz sanırım.
Yönetim kademelerinde erkeklerin olduğu medya kuruluşlarında, ki Türkiye'de neredeyse tamamı böyle, konu ya da konuklarımıza mutlaka müdahale olurdu. Bizim Feminist Güzergah olarak gördüğümüz tek destek dinleyicilerimiz ve yol arkadaşlarımız. Tabii bir de stüdyoları olmazsa bu kayıtları yapamayacağımız TGS Akademi.
Yeni sezon yakında
Programlara nasıl hazırlanıyorsunuz? Neye göre seçiyorsun konuklarınızı?
Ş: Podcast kaydı deyince tabii teknik konular ilk önce akla gelebilir. Bunu burası sayesinde hallettik. Yine aynı teknik meseleden dolayı, biraz da aman kayıtlara bir şey olmasın endişesiyle Kübra sunucu pozisyonundaylen ben yapımcı pozisyonundaydım. Ama konuları da konukları da birlikte konuşuyorduk. Okumaları birlikte yapıyorduk.
Şimdi yeni sezonda benim de sesim olacak. Şimdi yine aynı hazırlıkları sürdüyoruz, bu kez daha akıcı nasıl sunarız üzerine daha çok kafa yoruyoruz. Konuklarımızı belirleme konusunda da ya daha önceden çalışmalarını bildiğimiz, temasta olduğumuz kişilerle ya da ya şu konuda kimle görüşşek dediğimizde aklına güvendiğimiz arkadaşlarımızın önerilerine kulak veriyoruz. İletişim bilgileri konusunda bize sürekli yardımcı olan Tülay'a sevgiler .
K: Temamızla ilgili yazılan tezlerden, makalelere, kitaplara kadar uzun okumalar ve araştırmalar yapıyoruz. O konuyla ilgili enine boyuna biz de tartışıyoruz aslında. Az çok hangi temayı kimle yapabiliriz gibi bir fikrimiz oluyor bu araştırma sürecinde mesela makaleyi okurken bu kişiyi konuk edebiliriz diyoruz sonra iletişime geçiyoruz.
Peki şimdiye kadar Feminist Güzergah’ta kimler konuktu?
Ş: Feryal Saygılıgil, Nacide Berber, Hülya Osmanaağaoğlu, Eylem Ümit Atılgan, Özengül Ergün, Ayşe Düzkan, Meriç Eyüboğlu, Ayşen Şahin ve yeni sezonumuzdaki sürpriz isimlere sizin aracılığınızla tekrar teşekkür etmiş olalım .
(EMK)