“Tabuları yıkarak, yasakları hiçe sayarak” diyerek yola çıkan Feminerva'da bilimden, sanata, resimden, güncel politik gelişmelere kadar geniş bir yelpazede yazılarla karşılaşabilirsiniz. Beşinci sayısı okurla buluşan Feminerva'dan Hatice Göz’le söyleştik.
Feminerva ne zaman kuruldu ve kimler tarafından kuruldu?
Feminerva 2017 yılında “Tabuları yıkarak, yasakları hiçe sayarak” diyerek ilk sayısıyla, 3 aylık feminist dergi olarak yayın hayatına başladı. Feminerva doğrudan Kampüs Cadıları’nın dergisi niteliğini taşımasa da onun doğurduğu bir fikirdir. Sadece cadıların ya da sadece feministlerin değil bir sözü olan tüm kadınların mecrası olmayı hedefliyor.
Yola çıkarken nasıl bir motivasyonunuz vardı?
“Uslu kız” olmaktan vazgeçtik diyerek çıktık aslında yola. Biliyorduk ki bu yolu daha önceden arşınlamış kadınların yazdığı bir tarih vardı arkamızda. Hem tarihin tozlu raflarını silip süpürelim eteğimizde ne varsa gün yüzüne çıkaralım hem de uslu kız olmak istemeyen diğer kadınlarla yan yana gelip iki lafın belini kıralım istedik.
Dünyada olup bitenleri, Türkiye’de kadın olmayı, edebiyatı, sanatı, birer çocuğu olduğumuz doğayı, kampüslerden mutfaklara, sokaklardan fabrikalara kadar hayatımızı konuşalım istedik. Kadın dayanışmasının emeğiyle harmanlayıp var edelim istedik dergimizi.
Kadınlar nasıl dişiyle tırnağıyla inşa ediyorlarsa yaşamlarını, biz de aynı şekilde muazzam bir cüretin içerisinden yüzlerce kız kardeşimizin desteğiyle doğurduk Feminerva’yı… Neşemiz, umudumuz hiç eksik olmadı.
Cadı Kazanı’nda güncel politik değerlendirmeler var
Şu ana kadar neler yapıldı?
Şu ana kadar beşinci sayımızı çıkardık. Akademisyenlerden ev emekçisi, çalışan, öğrenci kadınlara dek bir çok kadın yazdıklarıyla, çizdikleriyle emek verdi dergimize. Bellek sayfasıyla mücadele tarihimize dönüp dönüp tekrar bakmak istedik. Cadı postasıyla dünyada diğer kadınların neler başardıklarına odaklandık. Hem dünyadan hem de Türkiye’den röportajlarla birbirimizin sesine kulak verdik. İran’dan Arjantin’den, Suriye’den Almanya’dan kadınlarla röportajlar yaptık. Cadı kazanı sayfasında güncel politik olaylar karşısında kadınların neler düşündüklerine yer verdik. Her sayı yeni bir dosya konusu belirleyip oraya yoğunlaştık. Şiddet, bağımsızlık, kampüsler başlıkları altında.
Adınız nereden geliyor? Neden?
Bu ismi sosyal medyada yaptığımız bir anket sırasında bir kız kardeşimiz önerdi ve aklımıza yattı. Etrüsk mitolojisinden , bir tanrıça adı olan “Minerva”dan geliyor ismimiz . Bilgeliğin, aklın, savaşın, okulun ve ticaretin tanrıçasıdır Minerva. Günümüzde bu olgular, erkek hakimiyetine teslim edilmiş olduğu için kadınlarla beraber bu olguları yeni anlamlarına kavuşturmak, yeniden yapılandırmak için dergimizin ismini FeMinerva olarak belirledik.
Savaşların barışa döndüğü, bilgeliğin topluma hizmet ettiği; eğitimin, sanatın, sosyal ve ekonomik yapıların kadınların varlığıyla, kadınların sözüyle, kelamıyla yeniden şekilleneceği bir dünyanın taşlarını döşeyelim beraber döşeyelim istedik.
(Söyleşinin devamını Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Kütüphanesi’nde okuyabilirsiniz.)
(EMK)