Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Hanselblatt gazetesine verdiği demeçte muhtemel krizlere karşı "evlerde acil durum stokları oluşturmanın kesinlikle akla uygun" olduğunu ileri sürerek, sivil savunmadaki boşluklar ve Ukrayna savaşı dolayısıyla mülteci kabulünün gerektirdiği yeni yüklere dikkat çekti ve Rusya Büyükelçiliğini dezenformasyon kampanyaları gerçekleştirmekle suçladı.
Hanselblatt'ın kıdemli editörü Hans-Jürgen Jakobs, Sosyal Demokrat Partili (SPD) siyasetçinin herhangi bir genel politika planına yaslanıp yaslanmadığı bilinmeyen demecini, 2 Mayıs'ta gazetenin web sayfasındaki "Sabah Brifingi" podcastında alaya alırken, "bugün süpermarket kasalarındaki kuyruklar biraz daha uzunsa ve tuvalet kağıdı, makarna ve balık konservesi rafları çok daha çabuk boşalmışsa, bu büyük olasılıkla Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in Handelsblatt'a verdiği ve büyük bir hızla haber ajanslarına ulaşan röportajı yüzündendir" diyordu.
Kriz beklentisi ve stokçuluk eğilimi
Jakobs, Bakanın varsaydığı felaket olasılıklarıyla önerdiği önlemler arasındaki asimetriyi vurgulamak açısından Feaser'in demecinin kritik cümlesine dikkat çekiyordu: "Elektrik çok uzun bir süre için kesilecek veya günlük yaşam başka bir şekilde kısıtlanacak olursa, o zaman evde bir acil durum stoku bulundurmak kesinlikle mantıklıdır."
SPD'li politikacı ayrıca sivil savunmadaki aksaklıkların çaresi olarak bir ulusal uyarı günü ilan edilip sirenlerin ülke çapında test edilmesini de istiyordu. Jakobs, Feaser'in önerilerini parmağına dolarken "İşte bir büyük felakete karşı böyle duyarlılaştırılıyoruz" diyor: Ya Boris Becker hapse atılır, CDU lideri Friedrich Merz Kiev'e gider ve Şansölye Olaf Scholz bir pazar yerinde nara atarsa: Hakikaten işlerin değiştiği günlerdeyiz."
Ne var ki, Federal İçişleri Bakanı'nın panik kokan demecinden de önce, Ukrayna savaşı patlak verdiğinden bu yana Almanya'da pandeminin ilk günlerinde görüleni andıran bir stokçuluk dalgası süre gidiyor. Büyük marketlerin, un, şeker, sıvı yağ ve makarna, pirinç reyonları ya da rafları günün ilk saatlerinde boşalıyor. O saatlerde marketlere uğramayanlar büyük çoğunlukla o gün evlerine elleri boş dönüyor.
Durumu dramatikleştiren, halkın Federal İçişleri Bakanı'nın tavsiyelerine uyarak stokçuluğa girişmesinden çok, bakanın halkın gündelik bilincinin ötesine geçen bir kriz algısına, krize karşı koyma ve kriz yönetimi kavrayışına sahip olmadığının görülmesi.
Feaser, Hanselblat'taki demecinde Ukrayna Savaşına dikkat çekerek, "kritik altyapıya yönelik bir siber saldırı gerçekleştiğini düşünün" diyor ve ona karşı da yurttaşlarına "evde stok bulundurmayı" öğütlüyor.
Federal İçişleri Bakanı, sivil savunmanın önemi üzerinde durarak kendisinin bu konuya "yüksek öncelik" verdiğini dile getirirken "salgınlar, iklim krizinin muhtemel sonuçları, savaşın yol açtığı tehlikeler gibi krizlerle baş etmek için elimizi çabuk tutmamız gerek" diyor. Bunun için de koruma önlemlerinin ne durumda olduğunun görülmesi gerekiyor. Bakana göre bu yalnızca teknikle ilgili bir mesele değil, "aynı zamanda gıda, ilaç ve tıbbi malzeme stoku"nu gözden geçirmeyi gerektiren bir konu.
Bakanın verdiği bilgilere göre Almanya'da halen 599 sığınak var ve bunların bazıları başka maksatlarla kullanılıyor. Feaser, "Bunların kimilerini yeniden devreye almak isabetli olur" diyor. (AEK)