Piyanist Fazıl Say’a “dini değerleri aşağılamaktan” 10 ay hapis cezası verilmesine sivil toplum örgütleri tepki gösteriyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), İnsan Hakları Derneği (İHD), Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Basın Konseyi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve Emek Partisi (EMEP) cezayı eleştirdi.
bianet’e konuşan Uluslararası Pen Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin karara şaşırmadığını, Türkiye yargısından daha iyisinin beklenemeyeceğini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ceza kararının insan hakları açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti. Türk-Alman Parlamenterler Grubu Başkan Yardımcısı Sevim Dağdelen ise kararı “skandal” olarak değerlendirdi.
AB Komisyonu: Endişeliyiz
AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic AB Kültür Elçisi Fazıl Say'a verilen ceza karşısında endişelendiklerini söyledi.
"AB Komisyonu, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda ifade özgürlüğüne tam saygı göstermesinin öneminin altını çiziyor."
Af Örgütü: Sıradaki siz olabilirsiniz
Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner kararın sosyal medya kullanıcıları açısından cesaret kırıcı olduğunu söyledi.
"Fazıl Say’ın mahkûm edilmesi kendisinin ifade özgürlüğünün açıkça ihlal edilmesi anlamına geliyor. Bu mahkumiyet kararının hayata geçmesini sağlayan da Türkiye’nin sert yasalarından biri. Bu vaka Türkiye’de twitter’ı ya da diğer sosyal medya araçlarını kullanan herkese cesaret kırıcı bir mesaj veriyor. Şöyle ki, yetkililerin hoşuna gitmeyen bir görüşünüzü dile getirirseniz sıradaki siz olabilirsiniz."
"Bu mahkûmiyet kararı, sadece fikirlerini ifade ettikleri için hapis cezası dâhil olmak üzere bir dizi hak ihlaline karşı bireyleri savunmasız bırakan adil olmayan yasaları gözler önüne sermektedir. 4. Yargı Paketi ile gerçekleştirilmesi gereken reformlar konusunda başarısız olan hükümet, yasaları uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu hale getirme şansını elinden kaçırdı.”
Basın Konseyi: Yargı paketleri çözüm değil
“Karar ülkemizdeki ifade özgürlüğü sorununun neden sadece 'Yargı Paketleri' ile çözülemeyeceğine önemli bir örnek teşkil etmektedir. İfade özgürlüğünün yalnızca hoşa giden fikirler için olmadığının anlaşılması, demokrasimizin düzgün işleyişi için hayati önemdedir. Sorunun çözümü için neşter doğrudan yasalarda ifade özgürlüğünü kısıtlayan nitelikteki düzenlemelere vurulmalıdır.”
Dağdelen: Federal hükümet AKP’yle ilişkisini kesmeli
“Fazıl Say’a ve binlerce politik tutsağa verilen ceza Türkiye’nin otoriter İslami devlete gittiğini gösteriyor. Türkiye’de düşünce ve basın özgürlüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP’nin tehdidi altında. Avrupa Birliği’ne üyelik müzakereleriyle Türkiye’nin demokratikleşmesi söz konusu değildir. Federal Hükümet’ten isteğim, sanatçılar ve aydınlara yönelik politik takibattan ötürü AKP hükümetiyle sıkı ilişkilerine son vermeleridir."
EMEP: Sanatçılara gözdağı veriliyor
"Cezaevleri ağzına kadar 'terörist' diye damgalanan düşünce suçlularıyla doluyken, bunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. AKP hükümeti, Türk ve İslam kimliğine ilişkin yapılan hiçbir değerlendirmeyi ve eleştiriyi cezasız bırakmıyor. Hükümetin bir vesileyle 'talimat verdim, gereğini yapacaklar' dediği yargı, bir yandan Say şahsında sanatçılara, aydınlara göz dağı vermekte, tehdit savurmakta, bir yandan da Say’ı hapse atmayarak, zevahiri kurtardığını düşünmektedir.
İHD: Düşüncelere pranga vurulamaz
“Türkiye sürekli olarak bir ileri iki geri adım atarak hukuki düzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemeler Türkiye’nin otoriter, baskıcı devlet anlayışını değiştirmiyor, sürekli olarak biçim değişiyor öz aynı kalıyor. Fazıl Say gibi dünyaca tanınan değerli bir sanatçının, yine dünyaca tanınmış bir şairin şiirlerini sosyal medyada paylaştığı için cezalandırılması Türkiye’nin ifade özgürlüğüne vurduğu darbelerden birisidir.
“Türkiye bir an önce düşünceleri cezalandırmaktan vazgeçmeli, bu utançtan kurtulmalıdır. Düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde bulunanlar derhal serbest bırakılmalı, düşüncelerinden dolayı cezalandırılan insanlardan özür dilenip cezalar iptal edilmelidir. Düşüncelere pranga vurulamaz.”
Schoulgin: Türkiye yargısından daha iyi beklenmezdi
“Karar beni hiç şaşırtmadı. Türkiye yargısında zaten daha iyisini beklemezdim. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki konuyu sadece Say’ın şöhretli olması üzerinden tartışanlar asıl noktayı kaçırıyorlar. Say eğer Beethoven’ın 'Für Elise' yapıtını tek bir parmağıyla çalabilseydi bile bu karar yine insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlali olurdu.” (EA)