* Fotoğraf: JMO
TMMOB'a bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Deprem Danışma Kurulu, “içinden diri fay geçen” kentlerden başlamak üzere hazırladığı bilgilendirme raporlarına Bingöl ile devam etti. “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Eskişehir Raporu” ilgili kişi ve kurumlarla paylaşıldı.
Rapora göre, Eskişehir jeolojik açıdan normal fayların etkin olduğu Batı Anadolu ile doğrultu atımlı fayların etkin olduğu Kuzey Anadolu Fay zonu arasında bir coğrafyada yer alıyor.
Kent merkezini oluşturan Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinin yanı sıra İnönü ilçe merkezi ile Eskişehir’e bağlı eski belde/köy statüsündeki 17 mahalle doğrudan fay zonu üstüne oturuyor. Porsuk, Keskin ve Gökçekaya barajları ise baraj aksı fay zonu üstü veya yakınında bulunuyor.
* Eskişehir deprem tehlike haritası
Alüvyon zemin etkisi
Eskişehir il merkezinin önemli bir kısmı alüvyon üzerinde yer alan bir bölgede yerleşmiş durumda. Bu nedenle gelecekteki depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşanması bekleniyor.
- NOT: Alüvyon zeminler zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıyı binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütüyor ve bu da deprem dalgalarını sönümlendiren kayalık zeminlere oranla hasarın çok daha fazla olmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra bu tür zeminler depremde sıvılaşma, oturma, yanal yayılma, heyelan gibi problemlere de yol açıyor.
Eskişehir merkez ilçelerinin zayıf bir zemine sahip olmanın, bu nedenle de olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binaların altından diri fay geçen illerden biri. Bu nedenle Eskişehir'in olası büyük bir depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması bekleniyor.
Raporda, bu durumda en akılIıca yaklaşımın yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesi olarak belirtilip şu uyarılar sıralanıyor:
“Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bandı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde (park, günübirlik tesisler vb.) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerekir.”
Eskişehir’de depremler
Eskişehir ve çevresinde 1900’den sonra büyüklüğü 5,4’e varan çok sayıda deprem meydana geldi.
Bu dönem içinde meydana gelen en büyük deprem ise Eskişehir, Bilecik ve Bozüyük merkezlerinde ve çevresinde değişik hasarlara neden olan 6,4 büyüklüğündeki 20 Şubat 1956 depremiydi. Bu depremin merkez üstü Eskişehir'in yaklaşık 10 km batısında Çukurhisar yakınlarındaydı.
7,4 büyüklüğündeki 17 Ağustos 1999 İzmit depremi de Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde meydana gelmiş olmasına rağmen Eskişehir'de can ve mal kayıplarına neden oldu.
Önlemler
Raporda Eskişehir’in gelecekteki olası bir depremi en az zararla atlatabilmesi için alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
- Eskişehir ili özelinde bazı faylar üzerinde farklı kurumlar tarafından kısmi olarak paleosismoloji çalışması yapıldığı bilinmekle birlikte, kent genelinde paleosismoloji yapılmayan ya da farklı araştırıcıların farklı sonuçlara uIaştığı fay hatları/zonları üzerinde gerekli araştırmaların yapılarak fayların geçtiği yerler ve deprem karakteristikleri tam olarak belirlenmeli.
- Eskişehir kent merkezinde zemin araştırmaları yapılmış olmakla birlikte il, ilçe ve içinde diri fay geçen mahalle yerleşimleri başta olmak üzere kent bütünündeki yerleşim yerlerinin tamamında mikrobölgeleme çalışmaları yapılmalı.
- Deprem Master Planları hazırlanmalı.
- Deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin belirlenmesi gerekmekte olup bu çerçevede aktif fay hatları çevre düzeni haritalarına işlenmeli ve aktif fay zonlarının sakınım bantı içinde kalan alanların 1. Derece doğal eşik değerler arasına alınmalı, bina ve bina türü yapılar için sınırlama getirilmeli
- Nazım ve uygulama imar planları çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra gözden geçirilerek, aktif fay hatlar ve varsa sakınım batlarının imar planlarına işlenerek yenilenmeli.
- Gerek imara esas jeolojik jeoteknik etüt ve projelerinin, gerekse parsel bazlı zemin araştırma projelerinin konusunda yetkin jeoloji mühendisleri tarafından denetlenmesi güvenilir veri üretilmesi açısından önem taşır. Bu nedenle Eskişehir Büyükşehir Belediyesince kent bütününde yapılan jeolojik ve jeoteknik çalışmalar, özel bir jeolojik jeoteknik veri tabanında toplanmalı ve yerleşim alanlarının zemin davranışlarının bütüncül olarak değerlendirilerek risk taşıyan alanlar belirlenmeli.
(TP)