Hatay olası bir (7 şiddetinde) depreme karşı hazırlıklarını sürdürürken, 1997 yılında bölgeyi 5.3 şiddetinde sallayan ve olası bir depremin odak noktasını oluşturması beklenen fay hattı, 6 ailenin ikametgahı oldu. Orman Bakanlığına bağlı geçici6 orman işçisi , fay hattı üzerinde kurdukları çadırlarda, 73 gündür aileleri ile birlikte yaşamlarını sürdürüyor.
Uzmanlar ise insanların depremle değil, hatalı mühendislik yapılarının enkazı altında kalarak öldüğünü belirtti. Hatay'ın İskenderun ilçesine bağlı Kale Köyü yakınlarında denizle buluşan Samandağ-Antakya-Serinyol fay hattının üzerinde kurdukları çadırda ikamet eden geçici orman işçileri Kamil Altunsoy, Abdurrahman Öksüz, Mustafa Gönül, Hasan Gönül, Mehmet Kalıkçı, Ahmet Karakasak, çadırlarını kurdukları bölgenin fay hattı üzerinde olduğunu bilmediklerini söyledi.
Orman işçisi olduklarını ve geçtiğimiz aylarda Kale Köyü-çevlik arasında meydana gelen orman yangınında yok olan veya kısmen yanan ağaçların Orman Bakanlığı adına kesimini yaptıklarını vurgulayan geçici işçiler, fay hattını, yörede inceleme yapan uzmanlardan öğrendi. Bölgeye, Adana'dan geldiklerini belirten geçici işçilerden 27 yaşındaki Ahmet Altunsoy, 6 işçinin 28 kişiden oluşan ailesiyle aynı yerde ikamet ettiğini belirtti. Bölgenin ormanlık ve dağlık araziye sahip olması nedeniyle çadırları kuracak alan olarak en düz ve suya yakın yeri tercih ettiklerini kaydeden Altunsoy, uzmanların bilgilendirmesinden sonra gazetecilerin 'Fay hattı üzerindesiniz. Bu sizi rahatsız ediyor mu?' sorusuna şu yanıtı verdi: "Allah'tan gelen şeye bir şey yapamayız. Vademiz gelikse ölürüz.' Orman işçileri gündüzleri kesim işinde çalışırken, çocukları da gün boyu fayın oluşturduğu vadideki akarsu üzerinde oluşturulan doğal havuzda yüzüyor. Kadınlar ise hem eşlerin yardımcı oluyor, hem de su ve ormanlık alanda dolaşan çocuklarını gözlüyor. Utangaç tavırları ile dikkati çeken geçici orman işçilerinin eşleri, ne fay hattını biliyor ne de olacak tehlikeden haberdar olduklarını söylüyor. Ama inceleme yapan uzmanlar tarafından bilgilendirilmiş olsalar da pek şeçme şansları yok. Ve onlar da kaderci yaklaşıyor; 'Allah'tan gelen şey engellenemez' söyleriyle. Uzmanlar ise yüzey açılma gerçekleşmemesi halinde fay hattı üzerinde bulunmanın ölüme yol açmayacağını ifade etti. Denizden sesler duyduklarını belirten işçiler ise seslerin denizden ve yer altından geldiğini öne sürdü. Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay Temsilciliği ise bölgede olası deprem riskini belirlemek üzere arazide bir inceleme gezisi yaptı. Kurtbağı Köyü yakınlarında bulunan ve halk arasında 'Yanardağ' olarak tanımlanan alanda gaz çıkışını ve bölgedeki yeraltı suyunun sıcaklığını inceleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay şube Başkanı Vahit Pişkinpaşa, gaz çıkışının yerinde değişme olduğunu ve yeraltı sularında ısı artışı belirlediklerini ifade etti.Deprem aniden gelmediğini ve yerde, petrol-doğalgaz yatakları, gökyüzü, yeraltı su kaynakları, bitki örtüsü, hayvan hareketlerindeki değişmelerle saatler, günler, aylar öncesinden 'geliyorum' dediğini ifade ettiğini vurgulayan Pişkinpaşa, bu değişmelerin sürekli incelenmesi gerektiğini kaydetti. Hatay'da tehlike yön değiştiriyor İskenderun Körfezi'nde bölgeyi etkileyecek ve olası bir tehlike oluşturacak iki fay hattının bulunduğunu, bunlardan sol atımlı İskenderun fay hattının tsunami tehliksi taşımadığını ancak normal atımlı Samandağ-Antakya-serinyol hattının ise tsunami riskini koruduğunu belirten Vahit Pişkinpaşa, Hatay-Kahramanmaraş bölgesinin; Afrika-Arabistan-Asya plakalarının çarpıştığı bölge olduğuna dikkat çekti. Üç ayrı kuvvetin aynı anda bölgede bulunmasının olayı biraz daha karmaşık hale getirdiğini anlatan Pişkinpaşa, 'Çünkü farklı yönde gelişen üç kuvvet var. Daha önce yapılan analizler bölgedeki etkinin yanal atımlı ve yırtılma özellikli rejimin hakim olduğunu ortaya koymuştur. Ama, arazide yapılan gözlemsel çalışmalarda yırtılma rejimi ile birlikte açılma rejiminin de bulunduğunu görüyoruz. Bu rejimin gelişmesi ise pulapart (çek-ayır) sistemlerinin gelişmesine yol açıyor. Hatay bölgesinde tehlike yön değiştiriyor. Bu gözlemlerimiz doğru ise bunun anlamı; kuveetlerin yönleri, hareketleri ve deformasyonları farklı yönde gelişecek demektir. Bunlar mutlaka incelenmelidir. İnceleme ve analizler yapılırsa, bu da bize potansiyel risk, tehdit mekanizmasını, doğru zaman ve yerde verecektir. Burayı doğru çözebilirsek, savunma mekanizmasını geliştirebiliriz" diye konuştu. Fotoğraflı (email adresine gönderildi)