YouTube kanalındaki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açıklamaları nedeniyle 22 Haziran’dan bu yana tutuklu olan Fatih Altaylı bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Marmara (Silivri) Cezaevi kampüsündeki salonunda görülen duruşma 10.00’da başlaması gerekirken 10.50’de başladı.
Altaylı duruşmaya saat 10.45’te jandarma eşliğinde getirildi. Salonda alkışlarla karşılandı. Erdoğan’ın avukatı da duruşmaya katıldı.
Celse arasında sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, Altaylı’nın cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Erdoğan’ın avukatı da savcılığın talebine katıldıklarını söyledi.
Mütalaaya karşı söz alan Altaylı, “Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda 4-5 bin polis çalışıyor. Gazeteci arkadaşlardan rica ettim, benim yayınımdan sonra Cumhurbaşkanının programında bir aksama ya da değişiklik olmuş mu diye kontrol etmelerini istedim. Programında en ufak bir değişikliği yok. Cumhurbaşkanının benim konuşmamdan korkup tehdit olarak algılayacağı bir şey yok. Böyle bir etkim de yok. Örgüt üyesi değilim, şiddete başvurmuşluğum yok, karşınızda duran bir vatandaşım ben.” dedi.
Altaylı “Cumhurbaşkanı korkan biri değil. Kaldı ki tarihi bir örnekten niye korksun. Hem bana hem de Cumhurbaşkanına haksızlık yapılıyor.” diye konuştu.
Benzer suçlamalarla açılan başka davaları emsal gösteren Altaylı; “Bir dava da Urla Davası idi. Darbe girişimi sonrası açılmış bir davaydı. FETÖ kalkışmasında dahi sanıkların pek çoğu ‘Cumhurbaşkanına tehdit’ suçlamasından beraat etti” diye ekledi.
Altaylı savunmasını “Cezaevinde olduğum için değil ama fikri olarak haksızlığa uğradığımı söylemek istiyorum. Şu an karşınızda olmaktan utanç duyuyorum demeyeyim ama bu durumu çok gereksiz buluyorum. Herhangi bir tehdit kastım olmadığı çok açık." diyerek bitirdi.
"Suçlama abesle iştigal"
Altaylı'nın sözlerinin ardından avukatları söz aldı. Avukat Ömer Teker "Müvekkilim 158 gündür tutuklu. Bugüne kadar geldiğimiz noktada mevcut delilin dışında başka bir delil dosyaya sunulmadı. Zaten dosyada da tek bir delil mevcut. Ortada maddi unsurları oluşmuş bir suç da yok. Müvekkilimin programında sarf ettiği sözlerden Cumhurbaşkanının korkmuş olabileceği abesle iştigal. Müvekkilimin beraatını talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da "Bu mütalaa başından itibaren devam eden hukuka aykırılıkların aynası olmuştur. Suç tipi bakımından suçun hem maddi hem manevi unsurları oluşmamıştır. Sayın Altaylı'nın kaçma şüphesi yoktur, kaçma şüphesi somut olguyla ortaya konulamamıştır. Tutukluluk tamamen hukuka aykırı, basın özgürlüğü anlamında da tüm basına gözdağı. Bu tutukluluk artık bir cezalandırmaya dönüştü" diye konuştu.
Avukatların beyanının ardından son sözü sorulan Altaylı, savunmalara katıldığını belirterek beraatını istedi. Mahkeme, karar vermek için duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme Altaylı'ya 5 yıl hapis cezası verdi. İyi hal indirimiyle cezayı 4 yıl 2 aya düşürdü. Adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını söyleyen mahkeme gazeteciyi tahliye etmedi. Altaylı elindeki kağıtları havaya fırlatıp tepki gösterdi.
Mahkeme heyeti kararın ardından izleyiciler tarafından yuhalandı. Bunun üzerine de heyet salonu terketti. Altaylı da jandarma görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.
RSF: Yıldırıcı bir mesaj
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu kararın ardından yaptığı açıklamada, Altaylı'ya verilen cezanın son yılların gazetecilere karşı verilen en ağır yaptırımlarından biri olduğunu söyledi:
"Fatih Altaylı’ya kapsamından çıkarılmış sözlerden verilen son yılların en ağır hapis cezası ve tutukluluğunun sürdürülmesi, eleştirel gazeteci ve seslendiği kamuoyuna dönük acımasız, haksız ve yıldırıcı bir mesajdır. Bu keyfi mağduriyetin giderilmesini istiyoruz."
TGC: Gazetecilik tutukluluk nedeni olmamalı
Karar sonrası bir açıklama da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden geldi:
“Gazeteciyi sadece mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir. Gazetecilerin önce kamuoyunda tehdit edilerek, akabinde yargıyı kullanarak sürekli gözaltı uygulaması ve haksız tutuklamalarla baskı altına alınmaya, sindirilmeye çalışılması halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Fatih Altaylı bu meslektaşlarımızdan biridir. Altaylı’nın ve tüm tutuklu gazetecilerin en kısa sürede serbest kalmasını, tutuksuz yargılanmalarını umut ediyoruz. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilik mesleğini halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için yapıyoruz. Bu nedenle gazetecilik tutukluluk nedeni olmamalıdır. Tutuklu tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz.”
Altaylı ne demişti?
Fatih Altaylı, 21 Haziran'daki YouTube yayınında AKP seçmeninin tavrını yorumlamıştı. Yayının sonrasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, "Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı." diyerek Altaylı'nın yaptığı yayının kesilmiş bir kısmını yayımladı ve hedef gösterdi.
Gözaltına alınna Altaylı bir gün sonra tutuklandı. Altaylı'nın yayındaki konuşması şöyleydi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ömür boyu görevde kalmasına halkın yüzde 70’i karşı çıkıyor. Bu çok şaşırtıcı değil. AKP seçmeninin bir kısmı ve MHP'liler dışında bu fikri destekleyen pek kimse yok. Bu millet, hoşuna gitmediğinde padişahını bile boğmuş bir millettir. Osmanlı tarihinde suikasta kurban giden ya da intihar ettiği öne sürülen birçok padişah var."
(HA)











