Hafta sonu Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Vicdani Ret Konferansı"nda konuşan, Massachusetts Clark Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cynthia Enloe, kadınların militarizmi nasıl algıladığının erkekler için taşıdığı öneme dikkat çekti.
Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Serpil Sancar, "şiddetin yarattığı her mekanizma erkek egemenlik statüsü olarak geri döner" dedi.
Vicdani retçi Mehmet Tarhan, gay, lezbiyen, biseksüel, transeksüel, kadın kimliklerinin, erkek üzerinden kurgulanmış militarist sistemi şaşırttığını belirtti.
Enloe: Askerlik yapmayı reddeden erkeklere karşı kadın tavrı ne?
Enloe, sunumuna, erkek egemen kültür tarafından yaratılan kimliklere kadınların da uyum sağlaması tehlikesine dikkat çekerek başladı:
"Siyasi bir olaya anlam katmak istiyorsanız kadınları ciddiye almanız gerekiyor. Mesela askere giden erkeklerin eşleri ne hissediyor? Kadınlar, askerlik yapmayı reddeden arkadaşlarının 'dışlanmış' olarak kabul edilebileceğini biliyorlar mı?"
Askerlik politikalarının kadınların görüşü alınmadan yapılamayacağını dile getiren Enloe, bunların askerlik yapmayı düşünen erkekler için taşıdığı önemi vurguladı.
Enloe, erkeklik politikasını, kadınlık politikası ile kıyaslamak gerektiğini belirtti, "bir erkeğin askerlik sürecine direnmesi erkeklik kavramına direnmesi ile olur" dedi.
Bazı toplumlarda "kadınlık politikasının" olmadığını hatırlatan Enloe, zaman zaman da, "kadınlığın erkekliği dönüştürmek için bir silah olarak kullanıldığı" kaydetti.
Sancar: Aile içi şiddetle militer şiddet ilişkilendirilmeli
Sancar ise, aile içi şiddetle militer şiddetin ayrılamayacağını belirtti, "ikisini ilişkilendirmek konusunda önemli bir adım atılamadı" eleştirisini getirdi.
"Kadınlar aile ile erkekler devletle uğraşıyor" diyen Sancar, erkeklerin eril şiddet karşısındaki deneyimleri nasıl konuştuklarının da önemli olduğunu ifade etti.
Eril şiddetin yalnızca erkekler üzerinden yürümediğini, bunu savunan tavırların "indirgemeci" olduğunu açıklayan Sancar şöyle dedi:
"Eril şiddetle mücadelenin, vicdani reddin erkeklerin kendi yaşadıkları şiddet deneyimleri ile yüzleşmesiyle başlayacağını düşünüyorum. Yeni politize bir dile ihtiyaç var. Şiddetin yarattığı mekanizma erkek egemenlik statüsü olarak geri dönüyor. Her erkeğin kullandığı şiddet erkeğe geri dönüyor."
Tarhan: Eşcinsellik bedenin nesnelliğine eleştiri getirir
Tarhan, eşcinselliğin militarizm üzerinde yarattığı etkiye dikkat çekti:
* Eşcinselliğin bilinen "erkek-kadın" ilişkisini ters yüz eder,
* Cinsellik algısında özne erkek/nesne kadın bakışının önüne geçer,
*"Erkeklik" kimliği içinde tehlike oluşturur.
Askere gitmek istemeyen eşcinsellere kimliklerinin "hastalık" olarak dayatıldığını hatırlatan Tarhan, "eşcinseller çürüğe çıkarak askere gitmiyor" dedi, kendisinin askeri cezaevi sürecinde muayene olmayı reddettiğini, "kişinin eşcinsel olması nedeniyle orduya alınmaması" gerekçesini kabul etmediği söyledi.
"Eşcinsellik sağlık kitaplarında hastalık olarak tanımlanmaktan çıkarılsın" diyen Tarhan, eşcinsel hareketin vicdani redde doğrudan koşulsuz destek vermesi gerektiğini sözlerine ekledi. (AÖ/KÖ)