Güney Amerika ülkesi Kolombiya'da devlet güçleri ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC - Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia) gerillaları arasında altı yıla yakın süren müzakerelerin ardından 2016'da taraflar arasında nihai barış anlaşması imzalandı ve FARC silah bıraktı.
Barış müzakerelerinin sürdüğü 2011 ile 2017 yılları arasında FARC-EP'in Başkomutanı Timoleón Jiménez ya da Timoşenko kod adlı Rodrigo Londoño (Echeverry) idi. Örgüt silah bıraktıktan sonra siyaset arenasına adım atan Londoño, FARC'ın yerine kurulan Comunes adlı partinin de lideri oldu.
"Barış görüşmelerinde, bir anlaşmaya varılmak istendiğinde, her iki taraf da ödün vermek zorunda. Aksi takdirde barış olmayacaktır."
Türkiye ile PKK arasındaki çatışmalar 40 yıla dayanırken, Kolombiya ile FARC arasında 53 yıl süren çatışmaların akabinde imzalanan barış anlaşmasını ve anlaşmaya giden yolu FARC'ın son başkomutanı ve aynı zamanda Comunes lideri Rodrigo Londoño ile konuştuk.
"Barbarlıklara son verilmesi, başlı başına bir başarıdır"
FARC ile Kolombiya devleti arasında uzun bir sürecin sonunda "barış protokolü" imzalandı. Bu protokol, toplumsal barışa ne tür etkilerde bulundu? Yıllardır süren çatışmalar ülkeye ve ülke insanına neler kaybettirdi?
Kolombiya devleti ile aramızdaki silahlı çatışmaya son verme amacıyla Çatışmanın Sonlandırılması, İstikrarlı ve Kalıcı Bir Barışın İnşası için Nihai Barış Anlaşması adlı metni imzaladık. Bu çatışma 53 yıl sürdü. Bilanço çok acı: sekiz milyondan fazla mağdur, iki yüz binden fazla ölü ve yüz binden fazla kayıp.
Kolombiya'nın siyasi dinamikleri, belediye başkanlarının ve eyalet valilerinin halk tarafından seçilmesinden insan hakları ve barışın savunulmasına kadar çok geniş toplumsal dönüşümleri içeriyordu. Çatışmanın belli bir aşamasında devlet, halktan binlerce kişi ve yoldaşlarımıza suikast düzenleyen paramiliter grupların oluşumuna başvurdu. Aynı zamanda köylü nüfusa karşı yüzlerce katliamla kırsal bölgeyi harap etti.
Sükunet
Bu tür barbarlıklara son verilmesi, anlaşmanın başlı başına önemli bir başarısıdır. Ülkede şiddet rakamları dramatik bir şekilde düştü. Tüm bölgeler geçmişte hiç bilmedikleri bir sükunet içinde yaşamaya başladı. FARC çatışma sahnesinden kayboldu.
Anlaşma ile toplumsal protesto hakkı da dahil olmak üzere siyasi ifade biçimlerinin ulusal yaşamda bir yer edinmesi için gerekli koşulları yarattık. Ülkemizdeki sol, 2006 yılında iki buçuk milyon oyla en yüksek oyu almıştı. Anlaşmanın imzalanmasının ardından yapılan bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde bu rakam sekiz milyonun biraz üzerine çıktı. Geçen yıl ise on bir milyonun üzerinde bir oyla ülke tarihinde ilk kez solcu bir insan cumhurbaşkanı oldu.
Benzer şekilde, 2019 ve 2021'de ülkemizde daha önce görülmemiş ölçekte toplumsal protesto patlamaları yaşandı ve bu da sonraki seçim sonuçlarına katkıda bulundu. Ne yazık ki, önceki sağcı hükümetin anlaşmayı uygulamadaki başarısızlığı, barış anlaşmasının imzalanmasından sonra meydana gelen olumlu dönüşümlerin panoramasını gölgeleyen şiddet ve suçun yeniden alevlenmesine neden oldu.
Hiçbir şey bir gecede çözülmüyor
Protokole rağmen Kolombiya'da halen çatışmaların, zorla yerinden edilmelerin devam ettiği görülüyor. Sizce, barışın gerçek anlamda gerçekleşmesinin önündeki engeller nelerdir? Barış, istenen etkiyi yaratamadı mı?
Anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından gelen sağcı hükümet bunda önemli bir rol oynadı. Kolombiya'yı yöneten parti, barış anlaşmasının imzalanmasına her zaman karşıydı ve anlaşmayı paramparça edeceğine söz vermişti. Mümkün olan her yolu denedi ve bu da birçok bölgede şiddetin yeniden canlanmasına ya da daha da kötüleşmesine neden oldu.
Hükümetin FARC'ın geride bıraktığı bölgelere sağlık, eğitim, yol, altyapı, ekonomik ve sosyal kalkınma ile ulaşma görevi vardı. Bunu zorlukla, isteksizce ve bazı öfkeleri alevlendirerek korkunç bir şekilde yaptı. Çatışma, anlaşmanın son vermeyi kabul ettiği nesnel nedenlerin varlığından doğdu.
Ne yazık ki her şey istendiği, düşünüldüğü ya da vaat edildiği gibi sonuçlanmıyor, özellikle de devletin başında anlaşmaya karşı olan bir parti varsa. Ancak bu durum, barış önerisini benimseyen ve ileriye taşıyan sol güçlerin iktidara gelmesiyle iyileşiyor. Hiçbir şeyin bir gecede çözülmediğini, hiçbir şeyin mükemmel olmadığını, bunun için mücadele etmemiz, bunun için çalışmamız, beklenmedik zorluklar karşısında pes etmeden azimle ilerlememiz gerektiğini öğrendik.
Uluslararası garantörlerin rolü
Gözlemci ve kolaylaştırıcı rolünü üstlenen uluslararası garantörler ve ülkeler, barışın gerçek manada oluşması için çalışmalarını devam ettiriyor mu? Çatışmaların ve diğer eksik hususların giderilmesi için neler yapıyorlar?
Uluslararası toplum olarak adlandırılan kesimin barış anlaşmasının inşasına katılması ve bu anlaşmayı desteklemesi ülke barışı için çok önemli bir olaydı. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Norveç ve Küba son derece önemli bir rol oynadı ve hala da oynuyor. Aslında, önceki sağcı hükümet anlaşmayı feshetme niyetini gerçekleştiremedi çünkü uluslararası toplum anlaşmaya uyması için baskı yaptı.
Uluslararası toplum, kilit önem taşıyan siyasi desteğin yanı sıra önemli ölçüde mali destek de sağladı. BM Güvenlik Konseyi'nin, Kolombiya hükümetinin üzerinde asılı duran ve taahhütlerinin ciddiyetini hatırlatan nihai anlaşmaya uyum konusunda üç ayda bir rapor hazırlamasını sağlamayı başardık.
Bir noktada uluslararası desteğin öneminin kabul edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu elimizin tersiyle itmek, her türlü tedbiri almak bir hatadır. Siyaset, siyasi organlar tarafından yapılır.
Türkiye'deki çatışmanın tarafları ne tür dersler çıkarabilir?
Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için PKK ile AKP hükümeti arasında kısa süreli bir barış süreci oldu. Ancak süreç sonuçsuz kaldı ve 2015'ten beri çatışmalı bir dönem yaşanıyor. Türkiye'deki çatışmanın tarafları, sizin sürecinizden ne tür dersler çıkarabilir?
Çeşitli çatışmaların siyasi, tarihi, coğrafi, ulusal ve sosyal özelliklerini tanıyor ve bunlara saygı duyuyoruz. Herkes için genel bir çizgi çizmek çok zordur. Hiç kimse bir diğeriyle aynı değildir. Barış için verilen siyasi ve toplumsal mücadeleye mümkün olduğunca çok sayıda insanın dahil edilmesinin belirleyici bir rol oynadığına inanıyoruz.
Ulusal çoğunluklar barış için haykırmadan ve çalışmadan, bunu başarmak çok zor olacaktır. Ancak barışın çerçevesini ulusal olduğu kadar uluslararası durumlar da belirler. Barack Obama ve ABD'deki Demokrat Parti'nin ülkede siyasi bir çözüm için çalışmaya kararlı olması bize yardımcı oldu.
Demek istediğim, uluslararası bağlama da bakmak gerekiyor. Barış görüşmeleri sürecine aktif olarak müdahale etmemiş olsa da Rusya, BM Güvenlik Konseyi'nde önemli bir rol oynayarak Kolombiya hükümetine, özellikle de sağcı Iván Duque'nin eski hükümetine anlaşmayı değiştirmeden uygulaması için baskı yaptı. Uluslararası güçlerin de bize dışarıdan nasıl yardım edebileceklerini öğrenmeli ve bu yönde çalışmalıyız.
'Ya hep ya hiç' siyasi çözümü zorlaştırıyor
ELN ile mevcut müzakere ve barış süreci nasıl ilerliyor?
Bir önceki yıl seçilen ve yemin eden Gustavo Petro hükümeti, farklı silahlı gruplarla diyalog yoluyla çözüm bulmayı amaçlayan bir topyekûn barış politikası önerdi. Temelde iki senaryo söz konusudur: siyasi idealleri benimsediği kabul edilen gruplar için siyasi tanınma ve tamamen kriminal bir profile sahip olanlar için adalete teslimiyet.
ELN, kökenleri ve onlarca yıllık faaliyetleri nedeniyle ilk senaryoya giriyor. Kanımca ELN'nin temel sorunu, devlet güçlerini yenilgiye uğratacak ya da aksi takdirde onları temel yapısal dönüşümleri uygulamaya zorlayacak devrimci bir isyan inancıyla silahlı mücadeledeki inatçılığında yatmaktadır. Bu durumda Diyalog Masası'na 'ya hep ya hiç' arzusuyla gelir ki bu da siyasi çözümü çok daha zor hale getirir.
Her iki taraf da kendinden bir şeyler vermeye açık olmalı
Barış görüşmelerinde, bir anlaşmaya varılmak istendiğinde, her iki taraf da ödün vermek zorunda. Her iki taraf da kendinden bir şeyler vermeye açık olmalıdır ve bu tam olarak bununla ilgilidir. Bu, mevcut güçler korelasyonuna uygun olarak her iki tarafın da isteklerinin bir kısmından vazgeçtiği bir anlaşmaya varmakla ilgilidir. Aksi takdirde barış olmayacaktır.
Barış ekonomik ve sosyal farklılıklara son vermez; barış bu farklılıkların kurumsal olarak ele alınmasını, şiddete başvurmadan, barışçıl yollarla ele alınmasını mümkün kılar.
ELN ile müzakerelerde başarı şansı
Başarı şansı nedir?
Şu anda hükümet ve ELN toplumun görüşmelere katılımı üzerine bahse girmiş durumda, dolayısıyla gerekli dönüşümleri tanımlayacak olan toplum olacaktır. Ancak bu katılım çok uzun vadelerle planlanıyor; toplumun nasıl katılacağını tartışmak için altı aydan fazla bir süre ve ardından üç konu üzerinde tartışma olacak: siyasi rejim, ekonomik model ve çevresel adalet.
Bir yıldan daha uzun bir süre sonra, çatışmanın sona ermesi ve mağdurların hakları gibi diğer konular tartışılacak, ancak taraflar bunun nasıl olacağı konusunda henüz anlaşmaya varmadı. Bunda çok uzun zaman, diyalog ve barış anlaşmalarına meyilli olan solun devletin başında kalacağı aylar ve yılların boşa gitmesi gibi büyük bir risk var ki ELN bunu düşünmüyor gibi görünüyor.
Bu haliyle, kişisel düzeyde bazı kuşkularımız olsa da hepimiz bu sürecin çatışmalara gerçekten bir son vermesini umuyoruz. ELN komutanlarının bir anlaşmanın imzalanmasıyla silah bırakmayacaklarına dair açıklamaları işleri daha da karmaşık hale getirmektedir ki bu herhangi bir devlet ya da hükümet için kabul edilmesi çok zor bir durum.
İyimserliğimiz daha ziyade görüşmelerin başında pek çok şeyin söylendiği ve süreç boyunca başka pek çok şeyin daha ifade edildiği deneyimine dayanmaktadır. Sonunda aklıselimin galip geleceğini ve Kolombiya'da barışın gerçekleştirilmesi yolunda ileriye doğru büyük bir adım daha atabileceğimizi umuyoruz.
Kolombiya'da barışa uzanan uzun yolKolombiya'da çatışmalar 1948'de Liberal Parti liderinin bir suikast sonucu öldürülmesi sonrası Liberal Parti ve Muhafazakâr Parti yanlıları arasında başladı. 1957'ye kadar süren çatışma döneminde bu iki güç savaştı. Bu süreçte Komünist Parti ve sol örgütler köylülerin çatışmalardan korunması için özsavunma çalışmaları yürüttü. 1957'de liberaller ile muhafazakarlar anlaşmaya vardı. Sol güçler 1964'te bir kırsal bölgede Marquetalia Cumhuriyeti olarak adlandırılan bir komün alan oluşturdu. Ordunun bu komüne yaptığı saldırıdan kurtulanların ormanlık alanlara çekilen bölümü FARC'ın temellerini attı. Kolombiya devleti ve FARC ile yaşanan 50 yılı aşkın çatışmalarda 220 bin kişi hayatını kaybetti, 3 milyon insan zorunlu göç etti. Kolombiya'da barış çabaları 1980'lerden itibaren başladı. Ancak özellikle uyuşturucu kartellerinin ülkedeki gücü nedeniyle çoğu sonuçsuz kaldı. Barış dönemi FARC'la mücadele sözü vererek 2010'da iktidara gelen Juan Manuel Santos'un, ilk birkaç ay yapılan operasyonlar sonrası barış siyasetinde karar kılmasıyla başladı. Resmi açıklamalar 2011'de yapılmaya başlandı. 26 Ağustos 2012: Görüşmelere başlanması için bir yol haritası olarak Genel Anlaşma imzalandı. | |
(NT/FD)