Gazeteci Metin Göktepe öldürülüşünün 17. yılında yoğun kar yağışı altında mezarı başında anıldı.
11.00'da başlayan törene, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kamil Tekin Sürek, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile Ahmet Şık ve Nazım Alpman'ın da aralarında bulunduğu gazeteciler katıldı.
Göktepe'nin mezarının karanfillerle donatıldığı anmada "İnadına hepimiz birer Metiniz", "Evrensel yazıyor, Metin yaşıyor" sloganları atıldı.
Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe oğlunu anmaya gelen arkadaşlarına teşekkür etti, "Metin burada ama ölmemiş. Metinler çok. Hepinizi Metin kadar severim,"dedi.
Polat: Metin'in davası kazanılmış bir davadır
Göktepe'nin çalıştığı Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat dava sürecini güçlü bir mücadele olarak niteledi.
"Metin Göktepe olayı sahiplenilince güvenlik güçlerince öldürülen bir gazetecinin faillerinin cezalandırılabileceğini, faillerin meçhul kalmayabileceğini gösterdi. Kazanılmış bir davadır bu bakımdan.
"Orhan Taşanlar'ı da unutmuş değiliz, onu koruyan Tansu Çiller'i de. Metin Göktepe Davası devam ediyor aslında."
Gazeteci Mustafa Kuleli, şehir şehir dolaşan Metin Göktepe Davası'nın gazeteci dayanışması açısından bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
Davayı takip eden gazetecilerden Alpman da "Metin Göktepe, bir insan hakları davasını izlemedeki ısrarı yüzünden hayatını kaybetti," dedi.
Toplumsal Bellek Platformu'ndan Sivas Katliamı'nda hayatını kaybeden Şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok, acıların tekrarlanmaması için yeni anayasa düzenlemesinde insanlık suçlarının evrensel standartlar içerisinde tanımlanması gerektiğini hatırlattı: "Geriye dönük suçlar için de zaman aşımı, devlet sırları gibi kavramların kaldırılarak gerçek faillerin cezalandırılmasında önemli."
Sürek: Metin Evrensel muhabiri olduğu için öldürüldü
Göktepe'nin üyesi olduğu Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kamil Tekin Sürek de Eyüp'deki cenazede onlarca gazeteci olduğunu ancak Göktepe'nin sırf Evrensel Gazetesi muhabiri olduğu için gözaltına alındığını ifade etti.
"Resmi kayıtlara göre Eyüp Spor Salonu'nda gözaltına alınmış 736 kişi vardı, 48 polis onları zapturapt altına almıştı. Yani gözaltına alınanlar 48 polisi tükürükleriyle boğabilecek pozisyondaydılar. "
Sürek, Metin Göktepe Davası'nın toplumun çeşitli kesimleri içerisinde birleştirici olduğunu belirtti.
CHP İstanbul İl Örgütü Başkanı Salıcı da insan hakları davalarına herkesin ayırt etmeksizin sahip çıkması gerektiğini söyledi:
"Eğer bu ülke Kemal Türkler'in, Uğur Mumcu'nun katillerini adalete teslim etmiş olsaydı, Göktepe belki de Spor Salonundaki muameleye maruz kalmayacaktı. Göktepe'nin failleri hızlı bir şekilde adalete teslim edilmiş olsaydı belki de Hrant Dink yaşıyor olacaktı."
Metin Göktepe Cinayeti
Metin Göktepe, 1995 Aralık ayında Ümraniye Cezaevine yönelik gerçekleştirilen operasyonda öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlediği 8 Ocak 1996'da, sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle Alibeyköy'de gözaltına alındı. Göktepe polisler tarafından dövülerek öldürüldü.
İlk aşamada Göktepe'nin duvardan düştüğü iddia edildi. "Güvenlik gerekçesiyle" İstanbul'dan Aydın'a, oradan da Afyon'a taşınan dava 2000'de karara bağlandı.
Göktepe'ye şiddet uygulayan beş polis "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından yedişer yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir polis memuru ise Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı.
19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası ile mahkum polisler cezalarını tamamlamadan serbest bırakıldı. (EA/HK)