İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi "bir çeşit ikinci bir cezalandırma sistemi olarak uygulanmakta olan tecrit ve izolasyona son verilmesini", Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) "Adalet Bakanlığı'nın ölümlerin durması için çözüm üretmesini", Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeleri de, "cezaevi ve dış dünya arasındaki ilişkinin önündeki kısıtlamaların kaldırmasını" istedi.
İHD: İzolasyon olağanlaştırılmış bir cezalandırma sistemi
İHD Bingöl Şubesi, cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti, 1996'da Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde, 1999'da Ankara Ulucanlar'da, 2000'de Burdur'da çıkan olaylarda hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlüleri anımsattı.
İHD, 19 Aralık 2000'de, insan hakları hukukunun, zor araçları kullanılarak ihlal edildiğini hatırlattı, "cezaevlerinde bir çeşit 'ikinci' bir cezalandırma sistemi olarak uygulanmakta olan tecrit ve izolasyona son verilmesini" istedi.
İHD Bingöl Şubesi taleplerini şöyle sıraladı:
* Adli veya siyasi ayrımı yapmadan bütün tutuklu ve hükümlüler için insan onuruna saygı gösterilmelidir.
* Hiçbir tutuklu ve hükümlü tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır. F Tipi Cezaevlerinde derhal 3 Kapı 3 Kilit talebi kabul edilmeli ve her an yeni ölümlere dönüşebilecek olan ölüm orucunu bu yolla sona erdirilmelidir.
* Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdırlar.
* 24 saate yayılan tecrit, gayri insani muamele olduğundan Tek Kişilik İmralı Kapalı Cezaevi derhal kapatılmalıdır.
* Temel insan haklarına aykırı birçok madde içerdiğinden, Ceza İnfaz Yasası' nın ivedilikle ilgili meslek kuruluşları, İnsan Hakları Örgütleri ve akademisyenlerden olaşacak bir kurulda yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.
* Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır.
* Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin, savunma, şiddete maruz kalmama, sağlık, eğitim, beslenme, aileleri ve avukatlarıyla ve genel olarak dış dünya ile iletişim haklarına saygı gösterilmeli ve BM Minimum Cezaevleri Standartlarında belirlenen ilkeler kabul edilmelidir.
* Daha özgün sorunlar da yaşandığından, Kadın ve Çocuk Cezaevleri, insan onurunun zedelenmediği, temel hakların koruma altına alındığı bir bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir.
* Hükümet ve Adalet Bakanlığı sorumluluklarını yerine getirmeli; meydana gelebilecek yeni ölümleri durduracak sorumlulukta davranmalıdır.
EMO: Ölümcül süreç devam ediyor
EMO açıklamasında, altı yıldır ölüm oruçlarının sürdüğüne yer verdi. 6 yılda 122 insanın cezaevi koşullarının düzeltilmesi talebiyle hayatını kaybettiğini belirten EMO, Avukat Behiç Aşçı'nın ölüm sınırına geldiğini açıkladı.
"3 kapı 3 kilit açılsın çağrısıyla ortaya konulan aynı koridora bakan 3 kişilik hücrenin kapılarının açık tutulması ve bu şekilde 9'ar kişilik grupların görüşmelerinin önünü açılmasını isteyen bir düzenleme talebi bile yok sayılmaktadır. Bu 3 anahtar Adalet Bakanlığı'nın elindedir" diyen EMO, Adalet Bakanlığı'na insani sorumluluk içinde davranması çağrısında bulundu.
"Tecridin olumsuz etkileri her gün artmakta"
TTB, TMMOB, DİSK, KESK, ÇHD İzmir Şubesi ortak açıklamasında, "19 Aralık 2000 tarihi kabul edilemez bir zorbalık örneği olarak hafızalarımıza, uzun soluklu bir sorunun adı olarak geleceğimize kazındı" dedi.
Altı yıllık uygulamanın ardından, F Tipi cezaevlerine karşı çıkanların haklı olduğunun anlaşıldığını kaydeden demokratik kitle örgütleri, ağır disiplin uygulamaları, dış dünya ile ilişkiyi sağlayan ziyaretçi, mektup, telefon, gazete-kitap-dergi haklarının kısıtlanması, yeterli değişken duyusal ve sosyal uyaranın olmamasının tutuklu ve hükümlülerin psişik, fizyolojik ve sosyal varlığına zarar verdiğini belirtti.
Örgütler, "sorunun çözümü öncelikle varlığının kabulüne bağlıdır. Adalet Bakanlığı'nı tecridin bir sorun olduğunu kabul etmeye ve yasal ya da fiziki tadilat dahi gerektirmeyen değişikliler yaparak çözüm için bir adım atmaya çağırıyoruz" dedi. (AÖ/KÖ)