Ezidi Kültür Vakfı, IŞİD’in Ezidilerin yaşadığı Irak'taki Şengal bölgesine saldırısının 1. yılında basın toplantısı düzenleyerek başta Türkiye olmak üzere Birleşmiş Milletler’i (BM) ve tüm uluslararası kurumları Ezidi soykırımını tanımaya çağırdı.
Geçtiğimiz yıl 3 Ağustos’ta IŞİD Şengal’e saldırmış birçok Ezidi hayatın kaybetmiş, bir bölümü ise Rojava, Irak ve Türkiye’ye göç etmişti.
Ezidi Kültür Vakfı’nın 3 Ağustos’un yıldönümünde Cezayir Toplantı Salonu’da düzenlediği toplantıya Ezidi Kültür Vakfı İstanbul Koordinasyon üyesi Azad Barış, Türkiye’nin ilk iki Ezidi milletvekilinden biri HDP Batman Milletvekili Ali Atalan, Halklar Meclisi Bileşeni üyesi Altan Açıkdilli, Sabro Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuma Çelik, Barış Meclisi üyesi Hakan Tahman, JINEPS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yaşar Güven katıldı.
Türkiye'de 10 bin Ezidi var
Altan Açıkdilli, 3 Ağustos 2014’te IŞİD’in saldırısı sonucu Ezidi köylerinin yakılıp yıkıldığını, birçok kişinin öldürüldüğünü, kadınlara tecavüz edildiğini, kadınların para karşılığında pazarlarda satıldığını, IŞİD’in kaçırdığı çocukların ise okullarda Müslümanlaştırılmaya çalıştığını belirtti.
Açıkdilli, hayatta kalmayı başaran Ezidilerden 200 binin Güney Kürdistan, 10 bininin Rojava ve yaklaşık 10 binin ise Türkiye’deki beş ayrı kampta zor koşullarda hayata tutunmaya çalıştığını ifade etti.
Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası kurumların Ezidilere karşı sorumsuz davrandığına dikkat çeken Açıkdilli, Türkiye ve BM’i Ezidi soykırımını tanımaya davet etti.
Türkiye IŞİD ile bağını kessin
HDP Batman milletvekili Ali Atalan ise Türkiye’nin insanlık dışı katliamlar yapan IŞİD ile ilişkisini sadece söylem üzerinde değil bütün olarak koparması ve Ezidi soykırımını tanıması gerektiğini belirtti.
“Bu tavır Orta Doğu’da ve Türkiye’de barışçıl ve demokratik bir yapının temelini oluşturacaktır. Şengal, hala kısmen işgal altındadır. Basın ve kamuoyu, aydınlar ve tüm demokratlar yok olmayla karşı karşıya bırakılan Şengal ile empati kurmalı ve ona sahip çıkmalıdır, bu bir insanlık görevidir.
“Bütün halkların ortak yaşayabilmesi için ortaklaşmak gerekir. Önümüzde bunun için iki seçenek var; ya savaş çığırtkanlığına teslim olarak savaşın bir figürü oluruz, ya da savaşa karşı halkları birbirine düşman edenlere barışa olan bağlılığımızla yeni bir geleceği inşa ederiz. Bizim için ikinci alternatif seçeneksizdir.”
Mezopotamya insanlığından çıkarılıyor
Tuma Çelik ise “Komşum, kardeşim, yoldaşım bir saldırıya maruz kaldığında ben sesimi çıkarmıyorsam, ben insanlığımdan çıkmışımdır. Bugün medeniyetlerin beşiği Mezopotamya’da herkes insanlığından çıkarılmaya çalışılıyor” dedi.
Azad Barış ise “Tek bir çaremiz var, birlikte hareket etmek. Rojava’ya, Şengal’e, HDP’ye sahip çıkarak bütün halkların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam yaratabiliriz. Kardeş olmayalım, kardeşlik Habil ve Kabil’den beri birbirini öldürmektir. Biz komşu olalım” sözleriyle toplantıyı bitirdi. (EÖ/HÖ/NV)