Erkek şiddeti ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği, uzun yıllardır Türkiye'nin en önemli toplumsal meselelerinden biri olarak karşımızda duruyor.
Bu meselelerin yargı sistemindeki yansımaları ise ayrı bir tartışma konusu.
Hukuk düzenlemeleri, görünüşte cinsiyet nötr olsa da, uygulamada kadınlar aleyhine sonuçlar doğurabiliyor.
Bu duruma en çarpıcı örneklerden biri, ceza hukukunda yer alan "Haksız Tahrik İndirimi".
Bu düzenlemenin, özellikle kadın cinayetleri söz konusu olduğunda, neden ve nasıl "Erkeklik İndirimi"ne dönüştüğünü feminist akademisyen ve hukukçu Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan'la konuştuk.
Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılgan’ın “Haksız Tahrik İndirimi Bir Erkeklik Hakkı” isimli kitabı yakın zaman önce İletişim Yayınları’ndan çıktı.
Sayısız dava dosyasını inceleyen Atılgan, “Asıl mesele, haksız tahrik indiriminin kadınlara az uygulanması değil, erkekliği savunan erkeklere bu indirimin uygulanması” diyor.
Eylem Ümit Atılgan anlatıyor.
Kanundaki adı: “Haksız Tarik İndirimi” fakat siz, kitabınızda “erkeklik indirimi” diye tanımlıyorsunuz. “Haksız Tahrik İndirimi”nin neden erkeklik indirimine dönüştüğünü düşünüyorsunuz?
Kanun’da tam senin söylediğin gibi cinsiyet nötr bir düzenleme var. Kanun’da “erkeğe uygulanır, kadına uygulanmaz” yazmıyor.
Oradaki kriterler şu: Aşırı hiddet ve kapılma, aşırı öfkelenme, gözünün dönmesi gibi bir koşul ve hukuka aykırı bir eylemle karşılaşmak.
Haksız yere öldürülenden kaynaklanan, öldürülenin eylemi olmak zorunda.
Burada bizim konumuzda kadın cinayetleri olduğu için öldürülme üzerinden anlatıyorum. Haksız tahrik başka fiillerde de verilebilir.
Ne gibi?
Şöyle, “Beni şöyle bir eyleme tahrik etti ve benim gözüm döndü. Kendimi kontrol edemedim ve bu eylemde bulundum” dediğinde Yasa’nın “diğer başka türlü şiddete vereceği tepkiden farklı bir tepki olsun” deniyor. Ceza hukukunun mantığı bu.
Mesela…?
Sokaktan geçen herhangi birine uyguladığınız şiddetle sizi haksız bir eylemiyle tahrik etmiş ve duygularınızı kontrol edememişseniz eğer verdiğiniz o şiddet tepkisi iki farklı durumda olduğu için bunun biraz daha hafif olması gerek diye düşünülüyor. Bu düzenleme bu haliyle nötr ama aslında nötr değil.
“Asıl mesele erkekliği savunan erkeklere uyglanması”
Neden nötr olmadığını düşünüyorsunuz?
Birincisi erkeklik indirimi adını hak ediyor çünkü sadece erkeklere uygulanan bir indirim olmamakla birlikte, evet kadınlara da uygulanabiliyor. Çok çok az uygulanıyor. Ama uygulanabiliyor.
Asıl mesele, haksız tahrik indiriminin kadınlara az uygulanması değil, erkekliği savunan erkeklere bu indirimin uygulanması. Erkeklik savunması yapan faillere hakimler bu indirimi yapıyor.
İndirim dayanağını nereden alıyor?
İtaatsiz, asil, isyankar, söz dinlemeyen yani kontrol edilemeyen kadınları kontrol edebilmek için uygulanan şiddeti meşrulaştıran bir fonksiyon olduğundan biz kadın hareketinde bu indirime “erkeklik indirimi” diyoruz ve erkeklik indirimi için yapılan savunmaya da “erkeklik savunması” diyoruz.
“Kararlarda gizli bir eril özne var”
Örnek verir misiniz?
Bunun yanı sıra şunu mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Erkeklik savunması, “benim erkekliğime dokundu, beni reddetti, beni yataktan itti, benden boşanmak istedi, benim sözümü dinlemedi” savunmasına verilen indirim kadar haksız tahrik içerisinde gizli bir eril özne de var. Bunu da göz önünde bulundurmamız gerek.
Çünkü haksız tahrik Roma Hukuku’ndaki kökeninde evine gelip de evinde kölesini, eşini, çalışanını zina halinde yakalayan ev sahibi paterfamilyasın öldürme yetkisine dayanıyor. Öldürebilir Roma Hukuku’nda.
O kökenli bir düzenleme bu. Ve oradan yola çıkıp buraya gelene kadar hali ile çok da değişmiyor. Erkeğe özgü biçilmiş bir kaftan bu. Haksız tahrik yasadaki haliyle erkeğe özgü biçilmiş bir kaftan.
Erkeğin duyguları burada indirime sebep oluyor. Biz kadınlar, çok öfkelendiğimizde o anda tepki veremiyoruz. Gözümüzün dönük bir şiddet eyleminde bulunmak, kadınlara izin verilen bir duygu değil toplumsal cinsiyet roller açısından.
Kadınlar öz savunma hakkını kullandıklarında indirim uygulanmıyor…
Evet, aynen öyle. Çünkü kadınların verdiği tepkiler toplumun onlara izin verdiği duygularla şekilleniyor. Nasıl “erkeklere ağlamaz” bir toplumsal kabulse, kadının böyle “birdenbire öfkelenip masayı devirmesi” de olağan değil.
“Ay aman suyuna gidelim, böyle biraz işte tahrik etmeyelim, kışkırtmayalım” denen kadın var mı? Toplumun böyle yaklaştığı kadın var mı? Çok istisnai bu durum.
Bu yüzden de kadınların şiddet karşısında verdikleri tepkiler, yine kendilerinizin verilen duygular ve tepkiler çerçevesinde şekilleniyor.
Bir bardağı taşıran son damla oluyor. Öğrenilmiş çaresizlik oluyor. Örselenmiş kadın sendromu oluyor. O şiddet karşısında kadınlar, donup kalıyor. Endişe, korku. Bize izin verilen duygular bunlar.
Yarın: Eylem Ümit Atılgan, Haksız Tahrik indirimini anlatıyor -2
Haksız Tahrik İndirimi: Bir Erkeklik Hakkı’ndan 4 örnek
(EMK)