Başlangıçta, Tanrı kendi suretiyle kediyi yarattı. Ve şüphesiz ki, bunun iyi olduğunu düşündü. Çünkü gerçekten de iyiydi. Yalnız kedi biraz haylazdı, canı çiş yapmak istemiyordu. O zaman, çok sonra, birkaç binyıl ardından, Tanrı insanı yarattı. Yalnızca kediye hizmet etsin, sonsuza dek onun hizmetinde bir köle olsun diye…
Jacques Sternberg - Köleler (1974)
Dün öğlenden sonra Kadıköy Moda Parkı’nda buluşan yaklaşık 300 İstanbullu da, kediler için belki köle değil ama inşaat işçisi oldu.
Nasıl olmasınlar ki? Havalar çok soğudu. Türkiye’nin birçok yerinde çetin kış koşulları hakim.
Sosyal medyada günlerdir “üşümenin” binbir türlü halleri paylaşılıyor. Siverek’te buz tutan eşekler hali ise durumdan hayvanların da etkilendiğinin en önemli kanıtı.
Benzeri görüntülerin İstanbul’da yaşanmasından endişe edenler için Kedici Dergisi’nin Kadıköy Belediyesi, Natural&Delicious ve UUimatcs ile birlikte düzenlediği Sokak Kedisi Şenliği tam zamanında yapıldı.
Gencinden yaşlısına, dövmelisinden başörtülüsüne, öğrencisinden beyaz yakalısına birbirinden alakasız binbir türlü insan bir pazar günü toplandı ve 200 kedi evi inşa etti.
Bir evde 2 - 3 kedi kalabileceği düşünülürse, bu en az 400 - 500 kedi için toplu konut anlamına geliyor!
Ben de etkinliği bianet adına takip ettim, hem de iki kediseverin gözünden!
101: Kedi evi nasıl yapılır?
Dilara ve Taygun, iki inşaat mühendisi. Etkinliği sosyal medya üzerinden görüp gelmişler. İkisinin de evinde kedisi var.
Etkinlik dahilinde her katılımcıya iki adet leğen, maket bıçağı, plastik kelepçe ve silikon tabancası dağıtılıyor. Yapılacak iş listesi şöyle:
1) Leğenlerden birisi maket bıçağı ile kesilerek evin girişi yapılır.
2) Her iki leğenin uç noktalarına delikler açılır. (Bu iş aslında pek basit değildi. Çünkü delikleri açmak için yalnızca bir tane matkap vardı. İnsanlar uzun kuyruklarda bekledi. Taygun ise tornavida yardımıyla eliyle deldi.)
3) Leğenlerden bir tanesi ters çevrilerek diğerinin üstüne silikonla yapıştırılır.
4) Plastik kelepçeler deliklerden geçirilerek kitlenir.
5) Evin üst tarafına uyarı yazısı yazılır. İçeriye minder konur.
Kedi felsefesine giriş
Dilara ve Taygun evi tamamlarken, ben de etrafta dolanıp insanları gözlemliyorum. Uzun matkap kuyruğu bazılarının canını sıkmış gibi gözükse de, genelde herkesin keyfi yerinde.
Şenlik dahilinde ayrıca çocuklar için Kedi Resmi Çizim Atölyesi ve günün verdiği coşkuyla kedi sahibi olmak isteyenler için “Kedi Evlat Edinme Töreni” yapıldı.
Bütün bu etkinlikler üstlerinde “Kedici Dergisi” kokartı taşıyan çoğunluğu kadın gönüllüler tarafından kolaylaştırılıyordu.
Filozof Kedi'yle sohbet
* Pınar 5,5 yaşında bir kedisever.
Bir tanesine selam verdim. Aysun Aydın, kendini Kedici Dergisi’nin keditörü olarak tanıtıyor gülerek. ÖDTÜ Felsefe Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Aysun, Kedici Dergisi’nde Filozof Kedi adlı köşeyi yazıyormuş.
Koyu bir kedisever olmama rağmen Kedici Dergisi’nin varlığından haberdar olmadığımdan dolayı utana sıkılı dergiyi soruyorum.
Meğerse Kedici Dergisi 6 yıldır yayındaymış. İki ayda bir yayınlanan dergi, kedi ve kedi kültürü üzerineymiş. Yani yalnızca kedi bakımı üzerine bir dergi değilmiş. Kediye dair her şey oradaymış.
Aysun’un elime tutuşturduğu en son sayılarına göz atıyorum: Ünlü kedilerle röportajlardan tutun da, kedinin sinemadaki yeri, bir kedinin gözünden seyahat notlarına kadar birçok renkli kedi ayrıntısı bulunuyor.
“Köpekler üzerine bu konseptte bir şey yapıldığını göremezsiniz’’ diye ekliyor Aydın yine gülerek.
Bir sonraki şenlik İzmir’de
Sonra biraz da şenlik üzerine söyleşiyoruz. Derginin düzenlediği ikinci şenlikmiş bu. İlki 17 Kasım’da Ankara’da olmuş. Gelecek ay da İzmir’e gitmeyi planlıyorlarmış.
“Gittiğimiz şehire göre, kedi evlerinin konsepti değişiyor’’ diye devam ediyor Aysun.
“Ankara’daki şenlikte evleri kutu ve ecza dolabı köpüğünden yapmıştık. İstanbul’da yağmur çok olduğu için plastikten yaptık. Kedi evleri kedilerin yaşam koşullarına göre değişiklik gösterebilir.’’
Aysun son olarak da, kediseverleri kedievleri konusunda dikkatli olamaya çağırıyor:
“Kedievleri çok güzel ama bu şekilde bile kedileri bekleyen üç tehlike bulunuyor. Birincisi kedievlerini tanımayan ya da istemeyen apartman sakinleri. İkincisi, kedievlerine yakın mama kaplarından beslenen köpekler. Ve üçüncüsü evin üstü çökebilir bir yere koymak. O yüzden, kedievlerini yerleştirdikten sonra takip etmek de önemli.’’
Depreme dayanıklı kedi evi!
Aysun’la ayaküstü sohbetin ardından Dilara ve Taygun’un yanına dönüyorum. Bir de baktım ki, ev çoktan bitmiş bile! Hatta evlerini yanlarına alıp mama kuyruğunda sıraya girmişler.
“İnşaat mühendisi olarak bir evi daha bitirmenin gururunu yaşıyoruz’’ diyor Dilara.
Gülüyoruz. Aysun ile yaptığım sohbetin satırbaşlarını aktarıyorum. Kedileri bekleyen tehlikeleri bir bir sıralıyorum.
“Yoğun bir haftanın ardından pazar günümüzü kedievi yapmaya adamışız. Hiç dikkat etme olur muyuz?’’ diye karşı çıkıyor Taygun.
Ve son olarak ekliyor: “Biz bir kere kafamıza koyduk mu, bırak soğuğu depreme bile dayanıklıklı kedievi yaparız!’’ (BM)
* Manşet fotoğrafı: Nadire Mater