Avukat ve kadın hakları savunucusu Hülya Gülbahar, Yargıtay'ın "bekaret" üzerine kurduğu kararın hem erkekle kadın arasında, hem de bakire olan ve olmayan kadınlar arasında ayrımcılık yarattığını savundu.
Avukat Haluk Burcuoğlu'nun "Erkek iktidarsızlık çıkarsa da evlilik iptal oluyor" yorumuna karşı çıkan Gülbahar, "İktidarsızlık tedavi edilebilen bir rahatsızlık. Eğer erkek bu tedaviyi görmüyorsa, kadın açısından sorun olur çünkü sürekli, evlilik boyunca cinsel ilişkide yaşanacak bir sorundur. İktidarsızlık sosyal bir sorun haline de getirilmemiştir. Bekaretle bu aynı şey değil" dedi.
Gülbahar şöyle dedi:
"Kadın ya da erkeğin bir evlilikten önceki cinsel hayatlarının bu şekilde sorgulanması, cinselliğe toplumun bazı kesimlerinin yüklediği kısıtlayıcı, baskıcı anlayışın hukuk eliyle tüm toplum kesimlerine dayatılması anlamına gelir. Ergin insanlar cinselliklerini kendi kişisel görüşleri doğrultusunda özgürce yaşayabilmelidir.
"Kadınlar ya da erkekler için cinsellik sadece evlilik içinde yaşanıyor demek, çağdaş özgürlük anlayışıyla, bireysel hak ve özgürlüklerle bağdaşmaz. Kaldı ki, kadının bekaretini evliliğin kurucu, asli unsurlarından biri olarak değerlendirmek, kadınların ikinci veya üçüncü evliliklerinde olamayacağı için, garip bir hukuki sonuç doğuracaktır. Kadınlar arasında da ilk evlilikler açısından açık bir ayrımcılık içeren bir karardır.
"Daha önce Türk Ceza Kanunu'nda bakire ve bakire olmayan kadınlara ayrı cezalar öngören ayrımcı maddelere kadın örgütlerinin itirazı sonucu bunlar 2005'te yürürlüğe giren yeni yasayla kaldırılmıştır. Bu düzenlemelerin medeni hukuk uygulaması ile ortadan kaldırılmaya çalışılması kabul edilemez. Aynı zamanda medeni hukukta değişiklik niteliği taşıyan bu karar yaygınlaşırsa, ilk evliliğini yapan kadınların bir de bekaret belgesi vermesi bir sonraki adım olarak istenebilir." (YC/EÜ)