*"Söylemeye Korkmak" kitabının kapağı.
Mesela evet kimseye güvenemiyorum, erkek olsun kadın olsun
zaten evet, erkeklerden olabildiğince uzak olmaya çalıştım,
çünkü n'olursa olsun, hangi erkek olursa olsun beyninin
doğru çalışmadığını düşünüyorum (Çocuk)
Artık yani bu topluma güveneceğimi sanmıyom (Anne)
Beni mahvedebiliyo yine... O anı hayatımdan çıkarıp
atamıyorum ben... Yani silmek istiyorum ama... Yapamıyorum..(Çocuk)
"Çocuğa yönelik cinsel istismar hem çocuğu hem de aileyi farklı boyutlarda etkiliyor" diyor Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Figen Paslı.
Çocuk cinsel istismar vakalarını çok boyutlu ele aldığı yeni kitabı "Söylemeye Korkmak"taki kimi çocuk ve anne anlatımlarından yukarıdaki örnekleri vererek, "Cinsel istismarın açığa çıkmasından sonra çocuk ve annelerin yaşadıkları duygulardan biri de güvensizliktir" ifadesini kullanıyor.
"Çocuğa yönelik cinsel istismarın yol açtığı sorunlarla baş etmek yetişkinler için bile zorken çocukların maruz kaldıkları bu travmatik olayı en az hasarla atlatabilmesi için sorunun çok boyutlu ele alınması zorunludur."
2016 yılından beri farklı dönemlerde gündeme getirilen, "tecavüzsüsüyle evlenenler için af getiren" yasa teklifi ya da "evlilik affı" ile ilgili olarak ise "çocuk için bu bir çözüm değildir" diye ekliyor.
Anne ve çocuğun yaşadıklarının yanı sıra pek çok babanın durumunu da şöyle özetliyor Paslı:
"Utanç, korku, güvensizlik duygularıyla yaşamaya devam eder"
"Cinsel istismarın açığa çıkmasından sonra çoğunlukla babalar "namusunun temizlenmesi" amacıyla çocuğu kendisini istismar edenle evlendirme eğiliminde olabilir. Ancak çocuğu istismar eden kişiyle evlendirmek isteyen ebeveynler için çocuğun ne istediği ya da ne hissettiğinin önemi yok. Onlara göre bu, "namus" sorunudur ve çocuğu istismarcısıyla evlendirerek bu sorun çözülebilir. Oysa, çocuk için bu bir çözüm değildir. Yaşadığı olumsuz deneyime neden olan kişiyle evlendirilmesi utanç, korku, güvensizlik duygularıyla yaşamaya devam etmesi demektir.
Aralarında duygusal ilişki bulunan erkek arkadaşları tarafından cinsel istismara uğrayan ve gebe kalan çocukların çevreleri tarafından dışlanmaya maruz kalmamaları düşüncesiyle evlenmelerinin çözüm olarak görüldüğü durumlarda bile bu yapıya uyum sağlaması çok zordur. Çünkü bedensel, bilişsel, ruhsal ve sosyal olarak evlilik kurumunun sorumluluğunu taşıyabilmeleri olanaksızdır. Bu sorunlar yaşam boyunca hem fiziksel hem de sosyal ve ekonomik yönlerden çocuğun yaşam kalitesini etkilemektedir."
"Evlilik yoluyla istismar"
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Didem Behice Öztop da yasa ile ilgili olarak "Kuşaklar boyu aktarılan acı travmalarla birlikte bir ülkenin geleceği olan nesillerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini de engellemiş olacaktır" yorumunu yapıyor.
"Düşük eğitim düzeyi, ailenin ekonomik ve refah düzeyinin düşük olması, aile içi şiddet, geleneksel uygulamalar, ailenin ve bireyin sahip olduğu kültürel değer yargıları ve inanışlar, akraba evliliği/beşik kertmesi veya berdel gibi uygulamalar, ata erkil yapı ile toplumsal cinsiyet için belirlenen rol ve cinsiyet eşitsizliği, göçler ve ailede erken evliliklerin varlığı kız çocuklarının erken yaşta evlendirme sebepleri olarak karşımıza çıkıyor.
"Tüm bu nedenlerin rolünün yanı sıra özelikle 15 yaş üstünde rıza kavramının öne sürülerek olsa bile çocuk yaşta evlendirmenin bir çocuk istismarı ve çocuk haklarının ihlali olduğunun altını çizmek gerekir. Çocuk olma hakları elinden alınan ve evlilik yoluyla istismar edilen bu çocukların hem beden sağlığı hem psikolojik sağlığı ciddi anlamda olumsuz bir şekilde etkilendiği bildiğimiz bir bilimsel gerçek.
"%15.8'inde intihar düşüncesi, %5.3'ünde de intihar girişimleri görülebiliyor"
"Çocuk yaşta eş, sonraki süreçte anne olmanın sorumluluğunu üstlenmenin getirdiği fiziksel ve duygusal yükler kız çocuklarının neredeyse % 50'sinde akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu gibi travmayla ilişkili bozukluklara, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal bozukluklara yol açar. Ayrıca olguların %15.8'inde intihar düşüncesi, %5.3'ünde de intihar girişimleri görülüyor.
"Fiziksel gelişimini henüz tamamlamamış kız çocuklarının hamilelik süreci ise kalıcı fiziksel ve psikolojik hasarlara yol açarken, anne-çocuk ölümleri için de en büyük risklerden biridir.
"Kuşaklar boyu aktarılan acı travmalara neden olur"
"Kendilerini istismar eden kişilerle evlenen çocukların çocukları ise, olur da hayatta kalsalar bile, sağlıklı bir anne-baba-çocuk ilişkisi geliştiremedikleri ve bağlanma örüntüsü geliştiremedikleri için bu çocuklarda daha fazla bağlanma sorunları, gelişimsel aksaklıklar, ruhsal sorunlar ve istismara maruz kalma olduğunu tüm dünyada yapılmış araştırmalardan biliyoruz.
"Bu durumda 2005 yılında Türk Ceza Hukuku Reformu ile engellenen kız çocuklarının kendilerini istismar eden kişilerle evlendirilmesine ilişkin yeni yasal düzenlemede 12-16 yaşlar arasındaki kız çocuklarını da kapsayan, kendilerine tecavüz etmiş ve 10-15 yaş büyük olan istismar eden kişiyle evlendirilmelerindeki en büyük amaçlardan biri olan aile bütünlüğünün yeniden oluşturulmasının ve onarılmasının aksine, toplumun temelini oluşturan aile yapısının sağlıklı bir şekilde oluşmasını ve kuşaklar boyu aktarılan acı travmalarla birlikte bir ülkenin geleceği olan nesillerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini de engellemiş olacaktır."
"AK Parti, sivil toplumun görüşlerine başvurmadan düzenlemelere gidiyor"
AKP'nin kurucu üyelerinden olan akademisyen Fatma Bostan Ünsal da kamuoyunda "tecavüzsüsüyle evlenenler için af getiren yasa" teklifi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu (TCK) 103. Madde değişikliği ile ilgili tartışmalarda göz ardı edilen çok önemli bir husus olduğunun altını çiziyor:
"Bu yasa değişikliği teklifi esasen Anayasa Mahkemesi'nin TCK 103.maddenin 1. ve 2.fırkasını iptal etmesi üzerine gündeme gelmiştir. Bilindiği gibi bu konudaki yasal düzenleme teşebbüsleri Anayasa Mahkemesi'nin "fiilin farklı yaş kategorilerindeki mağdurlara karşı işlendiği veya failin de küçük olduğu ya da fiilden sonra mağdurun yaşının ikmali ile fiili birlikteliğin resmi evliliğe dönüşmesi gibi her bir somut olayın özellikleri dikkate alınarak ceza tayin edilmesi veya onarıcı adalet kurumunun uygulanması imkanını ortadan kaldırdığı ve bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahip bulunduğu'"gerekçesi ile başlanmıştır.
AK Parti'nin diğer yasa düzenlemelerde yaptığı gibi, en son avukatları doğrudan ilgilendiren bir hususda, avukatlar ve baroları dikkate almayan antidemokratik tutumu nedeniyle meselenin muhataplarını dikkate almadan davranmasında olduğu gibi, TCK 103. Madde değişikliği ile ilgili yasa değişikliği teklifinde de konuyla ilgili sivil toplumun görüşlerine başvurmadan yeni düzenlemelere veya değişikliklere gitmesi, konuya duyarlı sivil toplumun ve genel kamuoyunun AK Parti'ye karşı büyük bir kuşku duyması nedeniyle konuyu etraflıca ele almak ve Anayasa Mahkemesinin söz konusu itirazlarını dikkate alacak tarzda formule edilmesine imkan sağlayacak biçimde tartışmaya açılmasını engellemiştir."
"Bu düzenlemeyi umutla bekleyen bir grup yok"
Yakın çevremde bu yasa değişikliğini çok büyük bir umutla bekleyen bir grup yok, hatta aktif olarak içinde bulunduğum Hak İnisiyatifi Derneği, çocukların menfaatini ön plana almak için yeni düzenleme konusunda Çocuk Hakları çalışan gruplarla aynı doğrultuda görüş bildirmiştir.
Bu yasa değişikliğinin teorik düzeyde erken yaşta evlenmenin yasaklanmasına yüksek sesle de itiraz eden birkaç kişinin veya evlenme dönemi ile ilgili dinin geleneksel ama aslında özellikle şehir hayatında yaşanan hayat içinde karşılığı olmayan ve bu yüzden aslında hiç de uygulanmayan cevabından da hareket ettiğini düşünmüyorum. Ama sanal ortamdan haberdar olduğum bazı dindar eğilimli gruplar, yasal düzenleme nedeniyle eşi veya babası hapiste olduğu için mağdur eş ve çocukların bulunduğunu belirtiyorlar. Bire bir sorunların ne olduğunu bilmesem de Anayasa Mahkemesi'nin kararında da ifade edilen bazı problemlerin olma ihtimali olduğu anlaşılıyor.
"Sivil toplumun görüşü şart"
Toplumdaki her sorunun yasal düzenlemelerle çözülemeyeceği açıktır, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi sorunu da yasal düzenleme ile engellenmeye çalışılınca uygulamada bazı sorunlara yol açmış olabilir, bu durumda hakimlere tanınacak takdir yetkisi veya Anayasa Mahkemesi'nin önerdiği gibi daha incelikli, farklı ihtimalleri göz önüne alan yasal düzenlemeler bu sorunları çözebilir. Ama bunun olması için ilk şart, konunun ilgilisi sivil toplumdan görüş almak sonra da parlamentodaki diğer siyasi partilerle işbirliği halinde yasal düzenlemeleri formüle etmektir.
Bu yüzden söz konusu yasa değişikliği ile ilgili tartışmalar, konunun içeriğinden bağımsız olarak iktidarın yasa yapma pratiğindeki genel sorunlardan bağımsız değildir diye düşünüyorum."
Peki yasa tasarısı Meclis'e gelmesi halinde milletvekilleri nasıl bir tavır alacak. TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu üyeleri yanıtladı.
HDP: Bu meseleyi konuşulabilir bile bulmuyoruz
Çocuk Hakları Alt Komisyonu üyesi ve Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç-Koçyiğit "Henüz komisyona gelen bir tasarı yok. Ama buna dair AKP'nin parti gruplarına yaptığı ziyaretler var" diyerek kendi gruplarını da ziyaret ettiklerini hatırlatıyor:
"Burdaki tavrımız; bu meseleyi konuşulabilir bile bulmuyoruz. Söz konusu tasarı hem BM'nin Çocuk Hakları Sözleşmesine ,İstanbul Sözleşmesine ve Anayasayanın hükümlerine açıkça aykırıdır. Bu konuda ilkesel tavrımız her anlamda çocuğun yararını korumaktan yanadır. Bugün tartışma konusu olan, çocukların evlilikle ilişkilendirilmesi asla kabul edilemez. Ayrıca çocuğu istismar edenler ile aile, toplum, devlet vb. baskılarla evlendirmek; yaşanan istismar olayının resmileşmesi ve evlilik mekanizması ile süreklileşmesi anlamına gelecektir.
"Bu durumun henüz 15 yaşından küçük olan ve cinsel, bedensel, psikolojik gelişimini tamamlamamış çocuğun en temel haklarına ve beden bütünlüğüne saldırı olacağı açıktır. Bu af tartışmasının yapılıyor olması bile çocuklara yönelik tecavüz suçlarını arttırmış ve yaygınlaştırmıştır. Alt düzenlemesi ile getirilmek istenen cezasızlık hali failleri cesaretlendiriyor. Başta kadınlar olmak üzere, bütün kamuoyu bu yasa tasarısına karşı olduğunu sokaklarda, meydanlarda eylem ve etkinlikler ile gösteriyor. Sokağın sesini, sözünü Meclis'te söylemeye, bu yasa tasarısının Meclis'ten geçmemesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz."
CHP: En ufak bir şüphe yaratacak her teklifin karşısındayız
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi, TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Üyesi, CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan ise şunları söylüyor:
"AKP'nin gündeme getirmek istediği 'çocuk yaşta evlilik' ve 'evlilik affı' diye tanımladığı yasa teklifi; çocuk istismarcılarına ve erken yaşta evlilik yanlılarına cesaret verecek bir düzenlemedir. Çocuk yaşta evlilik, uluslararası sözleşmelerde "çocuğa yönelik cinsel istismar" olarak kabul edilmekteyken; AKP Hükümeti'nin ergen çağında kız çocuklarının evlendirmesini kolaylaştıracak yasal düzenlemeleri yapmak istemesi akıl tutulmasından başka bir şey değildir.
Getirilmek istenen bu yasayla, istismar ve tecavüzün meşrulaştırılması su götürmez bir gerçek olduğu gibi; özellikle kız çocuklarımızın eğitimden ve kendilerini yetiştirmekten yoksun kalmalarına da sebebiyet verecektir.
Pandemi, ekonomik kriz, işsizlik gibi sorunlar varken AKP'nin alelacele getirmek ve geçirmek istedikleri kanun teklifleri ne yazık ki ülkede kimseye fayda etmeyecek, tek adam rejimi odaklı kanunlardır.
"Evlilik affı" ve "çocuk yaşta evlilik" gibi konulara ilişkin bir af düzenlemek yerine; çocukları cinsel davranışa yönlendiren, buna kolaylık sağlayan, teşvik eden ve zorlayan kişilerin cezalandırılmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak; çocuklara karşı taciz ve tecavüzlerini meşrulaştıracak; çocuk istismarının affedecek ve bu konuda en ufak bir şüphe yaratacak her teklifin sonuna kadar karşısındayız. Tacizin, tecavüzün, istismarın affı olamaz." (AÖ)