Serhan Poçan, 2006'da Everest'e tırmanan Türkiye takımının lideri ve dağcılıkta arama kurtarma konusunda uzmanlaşan ORDOS* derneğinin üyesi. Poçan'a göre 10 kişinin öldüğü Zigana'daki çığla ilgili medyada yer alan yorumlar eksik, hatta bilgi kirliliği yaratıyor.
Poçan, bu tür durumlarda derhal sporcuların deneyimsizliğinden, ihmal olasılığından bahsedildiğini, oysa Zigana'daki parkurun ve düşen çığın özel bir durum olduğunu, kendisinin de bütün testleri yapsa bile aynı çığın altında kalabileceğini söylüyor.
Durum özel: Özel bir çığ durumuyla karşı karşıyayız. Çığ testi, tek tek geçmek gibi kurallar kitapta yer alır, doğrudur. Kimse aksini söyleyemez. Ama kitabın yazdığı kuralları aynen söylemek, bu olay için yanlış olur. Fikri alınanların kitabı tekrar etmesi, bilgiyi kirletiyor. Diğer olasılıkları görünmez kılıyor.
Görüntülere göre, etrafta kar yok. Diz seviyesinde çalı çırpı görünüyor. Dağcının asıl işi, hızla yol almak tırmanışı bitirmek ve dönmektir. Burada sürekli muhakeme yapılır. Ortam izlenir, ne kadar çığa gebe olduğu yorumlanır. Bu kadar az karın olduğu yerde, güvenliği haklı olarak aşağı çekebilirsiniz. Çığ, dağcılığın en sinsi kazalarından biridir. Avrupa'da da, çığı eski silahlarla düşüren Sovyetler'de de tam çözümü bulunamamıştı. Bu yüzden medyaya konuşurken çok yönlü bilgi verilmeli. Medya hep "İhmaller nelerdir, eksik ne olabilir" diye soruyor.
Çığ testi: Buradaki, çığ testinin sonuç verdiği durumlardan farklı. Islak kar, karın çok ağırlaştığı bir yapıdır. Arkadaşlar çığ testi yapmış olsaydı da, yola devam etmeleri mümkündü.
Benim başıma da gelebilirdi: Bir uçtan diğerine 25, 30 metrelik dar bir kulvardan geçmişler. İki tarafta da ağaçlar var. Belki de bağımsız bir çığ içinde kaldılar. Önlem alınabilecek bir durum da olmayabilir. Havanın hızlı değişmesi faktör olabilir. Benim başıma da gelebilirdi. Çok deneyimliyim diyen bir ekip de bunu yaşayabilirdi.
"Dağcı değiller" yorumu yanlış: Bu arkadaşlar için "dağcı değil, yürüyüşçüydüler" demek de yanlış. Türkiye'de dağcılık böyle; ölçütü yok. Dolayısıyla doğaya çıkan insanlar terminolojide dağcıdır; mevcut durum böyle. Dağcılık kimliğiyle varolmuş insanları bir kalemde silip atamazsınız, bu gidenlere ayıp olur.
Eğitim: En deneyimli arkadaşlarımızı en talihsiz kazalarda kaybettik. Ama çığ çok sinsidir. "Kesinlikle kurtulurum" diyen olamaz. Tek yolu kar düşünce dağa ayak basmamak. Bu da dağcılığın ruhuna aykırı. Önlenebilir, basit kazalar yaşamıyoruz. Genellikle üniversite bağlantısı olan, eğitimlerin iyi verildiği yerlerden arkadaşların başına geliyor çığ kazaları. Hacettepe'deki arkadaşların da eğitimi iyiydi. Ama deneyim ve zaman faktörü var. Türkiye'de kışın dağa gitme kültürümüz çok yeni.
Kurtarma: Çığ kazası atlatan biri, çok deneyimli birkaç dağcının yakınındayken mi, yoksa yüzlerce kişinin olduğu bir mesire yerinin yakınındayken mi şanslıdır? Çığda kurtarma için önemli olan yetkin bir organizasyon ve çok insandır.
Ders çıkarmak: Bundan sonra, bu olayla ilgili kaza raporlarını incelemek, bundan dersler çıkarmak gerek. (TK)
* ORDOS: Orta Doğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği