İstanbul Bostancı’da camları silerken düşüp yaşamını kaybeden ev işçisi Rukiye Şimşek.
Antalya’da ev işçisi olarak gittiği evin camlarını silerken düşüp yaralanan Münire İnal.
Yıllarca ev işçisi olarak çalıştığı için emeklilik hakkını isteyen Gülten Cerbiş.
Türkiye’de ev işçisi olarak çalışan kadın sayısının 1 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Ev işçisi kadınların emekleri gibi kendileri de görünür değil.
Sinema alanında ise bu konuda Ahu Öztürk'ün yönetmenliğini üstlendiği ve senaryosunu yazdığı "Toz Bezi" ve Emel Çelebi'nin yönetmenliğindeki "Külkedisi" ve Nursel Doğan'ın "Dışarısı Nasıl" dışında çalışma yok.
Bu konudaki son film ise Sinem Atakul'un yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği "Gurur Yarası /Wounded Pride" isimli belgesel. Ev işçilerinin yaşadığı sorunları anlatan belgesel, !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında 16 Eylül'de Kanyon'da gösterimdeydi.
Belgeselde yer alan ev işçisi kadınlar da belgeseli izleyenler arasındaydı. Sonrasında sahneye çıktılar, orada tıpkı belgeselde seslendikleri gibi seslendiler:
"Türkiye, ILO C 189'u imzala. İşçi olma hakkımızı ver."
ILO C 189 International Labor Organization (ILO) ev işçilerinin devletlerce işçi statüsünde görülmesini amaçlayan madde. Türkiye, ILO üyesi fakat bu maddeyi imzalamıyor. |
Hem aktivist hem belgeselci
Belgesel, gücünü ev işçisi kadınların samimi ve içten anlatımlarından alırken mesajını da net veriyor.
Belgeselin yönetmeni Sinem Atakul aslında ev işçisi kadınlardan uzak bir isim değil. Belgeseli çekmeye karar verdikten sonra çekimler arkada kalacak derecede İmece Ev İşçileri Sendika aktivisti olmuş.
Belgeseli çekme nedeni de ev işçisi kadılarının son dönem yoksulluk pratiklerini ve değişen yoksullukla mücadele biçimlerini dikkate alarak sorunları daha görünür kılmak.
Hem ev işçisi kadınların hakları için mücadele ederken hem de böyle bir belgesel çekmenin başlangıçta zor olduğunu söyleyen Atakul, belgeselde ev işçisi kadınlarla arasındaki mesafede mücadelenin hukuki boyutunu ara yüz olarak kullandığını ifade ediyor.
"Ev işçisi kadınlar bana güç verdi"
Atakul belgesele başlarken kendisini motive eden en önemli düşüncenin de "Onların sesini duyurmaya çalışarak onları ayağa kaldıracağım derken zamanla anladım ki ben onları ayağa kaldırırken ayağa kalkmışım" olduğunu söylüyor ve devam ediyor:
"Ev işçileri sendikasıyla beraber olmak benim için çölde vahayı görmek gibi oldu. Türkiye feminist hareket içerisinde ev işçilerinin mücadelesi umut verici. Orta sınıf kadınları olarak, işe giderken yol parası dahi olmayan kadınların sendikal mücadelelerinden öğrenecek çok şeyimiz var."
Belgeselin adının neden "Gurur Yarası" olduğunu da Atakul, şöyle anlatıyor:
"Ev işçisi Gül Korkutan çekim esnasında 'Bu iş bana gurur yarası oldu' dedi. "Gurur yarası" Dostoyevski'nin de bir kavramı olduğu için çok etkilendim. Dostoyevski karakterleri "gurur yarasına" sahiptir ve gurur yarasından şölen sofrasına uzanan bir arzuda karakterlerini oluşturur. Kimi karakterler adil bir şekilde şölen sofrasına erişir kimisi de Raskolnikov gibi tefeciyi öldürür. Bu belgesel de haksızlıklara karşı gurur yarasına sahip kişilerin (hepimiz gibi) şölen sofrasına doğru uzanan arzuda adalet/hukuk üzerinden insanlıklarını örme hikâyelerini sunmaya çalışıyor."
Ev işçilerinin talepleri neler? *ILO'nun 189 No'lu "Ev İşçileri İçin İnsana Yakışır İş" sözleşmesi hükümet tarafından süratle onaylanmalı, iç hukuk sözleşme ile uyumlu hale getirilmelidir. *Ev işçileriyle ilgili yapılacak olan yasal düzenlemeler göçmen kadınları da kapsamalıdır. 189 sayılı ILO Sözleşmesi esas alınarak diğer işçiler gibi sosyal güvence ve örgütlenme hakkına sahip olmaları sağlanmalıdır. *4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinin e bendindeki istisna hükmü kaldırılmalı ve ev hizmetleri İş Kanunu kapsamına alınmalı ya da ilgili tarafların katılacağı toplantılar sonucunda belirlenecek, ev işçilerinin ihtiyaçlarına uyan yeni bir yasa çıkartılmalıdır. *5510 sayılı Kanuna göre ev işçisi "ücretli ve sürekli" çalışan olarak tanımlanırken iş yasasında işçi, "sigortalı" olarak geçmektedir. Bu ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır. Bu yasaların, yönetmelik ve tüzüklerin herkes tarafından bilinmesi için kamu, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. *İŞKUR'a kayıtlı hiç sigorta girişi olmayan kadın çalışan istihdam eden iş yerlerine uygulanan sigorta prim desteği, ev işçisi istihdam eden işveren için de geçerlidir. Sigorta yapılırken bu destekten yararlanılabileceği konusunda yeterli bilgilendirme yapılmalıdır. Öte taraftan, kısmi-zamanlı (part-time) çalışan ev işçilerinin ise SGK bildirgesinde Kod 7 puantajı seçmeleri gerektiği, aksi takdirde eksik kalan günler için GSS (Genel Sağlık Sigortası) ödemek zorunda kalacakları bilgisi de yaygınlaştırılmalıdır. *Ev işçileri için çalıştıkları iş yeri olan evin özel koşullarını göz önüne alan bir iş sağlığı ve güvenliği yasası çıkartılmalıdır. İş kazası ve meslek hastalıklarının yaşanmaması için ev iş yerlerinde, önleyici tedbirler zorunlu tutulmalı; işçi sağlığı ve güvenliği riskleri ortadan kaldırılmalıdır. *Ev iş yerlerinin denetlenmesi için özel düzenlemeler yapılmalıdır. Denetleme usulleri farklı ele alınarak, örneğin iş müfettişlerinin denetimine dair yasada ev işverenlerinin beyanının esas alınması ve ev işverenlerinin beyanname vermesi yükümlülüğü getirilmesi sağlanmalıdır. *Sigorta giriş tarihine bakılmaksızın ücretli, ücretsiz tüm ev işçilerine yıpranma payı göz önüne alınarak erken emeklilik getirilmelidir. *Sistem oturuncaya kadar en az 5 yıl boyunca ev işçilerinin sigorta prim hisselerinin tamamı devlet tarafından genel bütçeden karşılanmalıdır. *Yoksul hanelerde evde yaşlı ve engelli yakınına bakan kişiler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan net asgari ücret yardım almaktadırlar. Bu işçilerin sigortaları yapılmalı, sosyal hakları verilmelidir. *Ev işçilerinin sendikal örgütlenmeleri önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Kadın-erkek eşitliğini sağlayacak ve ev işlerinin cinsiyetçi yapısını değiştirmeyi olanaklı kılacak politikalar hayata geçirilmelidir. |
(EMK/AÖ)