Yargıtay, bir kadının maaşına el koyup çay parası dahi vermeyen, kırılan bir çay bardağının bile hesabını soran kocası aleyhine açtığı boşanma davasını onadı. Koca tazminat ve mahkeme masraflarını da ödeyecek.
Feminist Nazik Işık "Kadına karşı ekonomik şiddetin en bilinen türü bu karardaki gibi eşin kadının maaşına el koymasıdır" dedi ama ekonomik şiddetin bu kadarla kalmadığını söyledi. Ekonomik şiddetin boşanma sebebi kabul edilmesiyle Işık, çalışıp çalışmaması fark etmeksizin kadının yaşadığı diğer ekonomik şiddet türlerini bianet'e sıraladı.
"Aile bütçesinin kadın tarafından bilinmesi, kredi kartına el konması, harçlığının elinden alınması da ekonomik şiddettir."
"Takılan takılar kadına ait"
Erkeğin kadının takısına el koyup üzerinde tasarruuf sahibi olmasının da ekonomik şiddet olduğunu savunan Işık, düğünde, nişanda vs. takılan takının kadına ait olduğunu ve onun güvencesi anlamına geldiğini söyledi.
"Kadına ait malvarlığına erkeğin el koyması, onun gayri menkulünü kiralaması, satması, kira gelirine el koyması ya da kadına ait mal varlığı üzerinde erkeğin karar verici olmasını da ekonomik şiddet olarak görmeliyiz. Yani kadının izni olmaksızın yaptığı her şey şiddettir."
"Erkeğin kaç para kazandığını söylememesi şiddettir"
Işık ekonomik şiddet değilmiş gibi görünen ama öyle olan durumların daha vahim olduğunu söyleyip örnekledi:
"Erkeğin kaç para maaş aldığını kadına söylememesi, aile gelirinden kadının haberdar olmaması, erkeğin parayı nereye harcadığı hakkında kadının fikrinin olmaması da ekonomik şiddettir. Mesela yaygın bir davranış da şudur: Sabah kadına 10 YTL veren erkek akşam ondan verdiği parayla hazırlanması mümkün olmayan sofra ister. Özellikle yoksul ailelerde çok karşılan bir durumdur. Erkek evi geçindirenin kendisi olduğunu düşünüp kadını süreçten haberdar etmez, ona yeterince para vermez ve karşılık olarak fazlasını bekler."
Medeni Kanun'da "ailenin geçimini sağlamak eşlerin ortak yükümlülüğüdür" yazsa bile Işık halen geçeli olanın evi erkeğin geçindirdiğini algısı olduğunu ve evi geçindirmek için yeterli parası olmayan erkeğin daha fazla ekonomik şiddet uyguladığını söyledi.
"Bu gibi nedenlerle birçok erkek kadının ev eksenli çalışmasına göz yumar. Kadının 10 lirayla 50 liralık yemek yapmayacağına göre ve emeği dışardan görünmeyeceğine göre göz yumulur ve o ev erkeğin verdiği 10 lirayla geçiniyormuşçasına hareket edilip kadının parasının aile bütçesine katkı sağladığı kabul edilmez.Kazancın görünmezleştirilmesi de ekonomik şiddettir."
"Bana bırak gerisini merak etme"
Işık örnekleri çoğalttı:
"Ailenin tasarrufu hakkında kadının fikrinin olmaması da ekonomik şiddettir. Ailenin hangi bankada ne kadar parası olduğunu kadının da bilmesi gerekir. 'Bizim için en iyisini yapıyorum, bana bırak gerisini merak etme' zihniyeti ekonomik şiddettir.
Belgelenmiş her türlü mal varlığının boşanırken erkeğe kalmasının neyse ki yasalarca değiştirildiğini ve artık eşit paylaşımın olduğunu söyleyen Işık "Eşinizle ortak tasarrufunuzun ne olduğunu bilmeniz kendi kişisel gelecek planınızı yapmanız için çok önemli. Yoksa hiçbir şeyinizin olmadığı duygusu boşanmaya kalkışmanızı zorlaştırır" dedi.
Işık'ın verdiği bilgiye göre erkeğin kadını çalışmaya ya da işten çıkarmaya zorlamak da ekonomik şiddet.
"Özellikle çalışmamaya zorlayan erkekler kadının mesleki bilgisini kullanmasını engelleyerek ve kendine bağımlı kılarak şiddet uygulamış oluyor. Kadın çalışmaya ya da çalışmamaya kendi karar verir."
Işık'ın özellikle üzerinde durduğu konu ev içi emek.
"Ev kadını nakit para kazanmadığı için bağımlı insan muamelesi görüyor. Oysaki kadın aslında ya erkeğin annesine ya da erkekle birlikte yaptıkları çocuklara bakıyordur. Bakım başlı başına dışarıdan hizmet alımına açıkken evde kadının bunu karşılıksız yapması üstüne bağımlı insan muamelesi görmesi ekonomik şiddettir." (EZÖ)