"Euro Zone" denilen Euro Bölgesi'nin beklenen gelişmeyi gösteremediğini anlatan Özen, global ekonomik krizin bu gidişatı tetiklediği görüşünde.
Fransa, Almanya gibi iki önemli AB üyesinde bile bütçe açığı sorunu yaşandığına dikkat çeken Özen, bu iki AB temel taşı ülkesinin Maastrich Kriterleri'ne dahi uymadığı noktalar olduğuna dikkat çekiyor.
Özen, "Euro Zone'da kriz var. Bu ülkeler bir süre daha açık verirse onlara Komisyon'un ceza vermesi gerekiyor" diyerek, İsveç'in euro referandumunda doğru bir karar aldığını da söylüyor. Peki bu Euro Zone krizi nereden kaynaklanıyor?
Dolardaki düşüşle eş zamanlı olarak euro sadece Türkiye'de değil, dünyada da çok değerlendi. İhracatın can damarı olan Avrupa için euronun bu ezici üstünlüğü ihracatı durdurma noktasına getirdi. Bu durumda euro referandumu yapan hiçbir ülkeden "Evet" oyu çıkması düşünülmüyor.
Özen ise bu noktada, özellikle yeni aday ülkelerin de euroyu istememesi durumunda olacakların tartışılmaya başlandığına işaret ediyor. İngiltere, Danimarka'ya katılan İsveç'in kararının diğer ülkeleri etkilememesi için çalışan AB Komisyonu, İsveç sonuçlarının bir felaket olmadığını açıklasa da kamuoyunu AB konusunda daha fazla bilgilendirmek gerektiğini vurguluyorlar.
Euro karşıtları çoğalıyor
Sadece İsveç'te değil, İngiltere'de de euro karşıtlarının sayısı az değil. İngiltere Euro Karşıtları Kampanyası Başkanı George Eustice, "İngiltere'de euroya hayır diyenlerin sayısı İsveç'ten daha fazla" diyor.
İngiliz basını da İsveç'teki seçim sonuçlarına geniş yer verdi. Birçok gazete İngiltere'de euro referandumu düzenlenmesi halinde Blair hükümetinin ağır bir darbe alacağını öne sürdü.
"Bu bir yükümlülük"
Diğer yandan, AB Komisyonu, İsveç'in euro sistemine katılım projesini "gündemden düşürmeyeceği" umudunu dile getirdi ve referandum sonuçlarını "not aldığını" bildirdi.
AB Komisyonu Sözcüsü Gerassimos Thomas, euro sistemine girmiş olan AB ülkelerinde insanların dörtte üçünün memnun gözüktüklerini anlattı.
Thomas, euroya hayır diyenlerin sayısının artmasının bir "felaket" oluşturmayacağını, bunun ulusal bir karar olduğunu, ancak AB üyesi ülkelerin, "uygun bir tarihte" euro sistemine katılımlarının bir "yükümlülük" olarak görüldüğünü söyledi.
Sözcü Gerassimos Thomas, AB'ye gelecek yıl katılacak 10 adayın da istedikleri ve kriterlere uyum sağladıkları zaman euro sistemine gireceklerini ifade etti.
Danimarka'da 28 Eylül 2003de yapılan referandumda da euroya geçiş reddedilmiş, Kopenhag Hükümeti, henüz belirlenmeyen bir tarihte yeni bir referandum kararı almıştı. Şimdi de İngiltere ve Danimarka'da euro karşıtları İsveç'teki referandumdan büyük cesaret aldı.
Halk memnun şirketler endişeli
İsveç'in euroya "Hayır" demesindeki temel sebeplerden birini euronun fiyatları yukarı çekmesi endişesinin oluşturduğu belirtiliyor. Son olarak Birleşmiş Milletler, İsveç'i dünyanın yaşanacak en güzel ülkelerinden biri olarak göstermişti. İsveçliler refahlarının euro ile sona ereceğine inanıyorlar. Özellikle kadın oy verenlerin euroya hayır dediği söyleniyor.
Sol Parti Lideri Ulla Hoffman "Demokrasinin yukarıdan değil, aşağıdan başladığını insanlar gösterdiler" derken, Telekom devi Ericcson'dan Micheal Treschow "Asıl kaybedenler şirketler olacak" diye konuştu. (RTŞ/BB)