Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Avrupa Birliği'nin, sivil toplum örgütlenmelerinin insan hakları alanındaki çalışmalarına yönelik destekler içeren Etkiniz Programı başladı. Programdan destek almak isteyen sivil toplum örgütleri Etkiniz'e başvurabilir.
Etkiniz hakkında Uluslararası İnsan Hakları Çerçevesine uyumun izlenmesi için sivil toplum kuruluşları, ağlar, platformlar ve sivil inisiyatiflere destek sağlayacak bir Avrupa Birliği programıdır. Program, Avrupa Birliği'nin aday ülkelerde sivil toplumun güçlenmesi için uyguladığı Sivil Toplum Aracı (CSF 2017) kapsamında finanse ediliyor. Ocak ayında başlayan ve 3 yıl sürecek olan Program, sivil toplumun izleme kapasitesinin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. |
TIKLAYIN - Destek hakkında detaylı bilgi ve başvuru
Programın açılış forumu Ankara'da Atlı Spor Kulübünde gerçekleşti. Foruma, ellinin üzerinde sivil toplum örgütü temsilcisi, akademisyenler ve AB temsilcileri katıldı.
Forum, yazar-akademisyen Özgür Mumcu'nun yönettiği sanatçı Deniz Türkali ve Temiz Hava Hakkı Platformu'ndan Buket Atlı'nın katıldığı söyleşiyle başladı.
Mumcu: Bir toplum öncelikle hakkı olduğuna inanmalı
Mumcu, "Hukukta çok basit bir tespit vardır. Eğer bir toplum hakkı olduğuna inanmazsa, istediğiniz kadar bu insanların hakları olduğunu metne yazın hiç kimse o hakları kullanamaz." dedi.
Türkiye'deki haklara sivil toplum örgütlerinin sahip çıkmadığı sürece devletin bu hakları savunmasının beklenemeyeceğini söyleyen Mumcu, panelin ilk sorusunu Deniz Türkali'ye yöneltti.
"Deniz Hanım, hakların savunulması anlamında bugün ve geçmiş arasında ne gibi farklar var?" diye soran Mumcu'yu şöyle yanıtladı Türkali:
"Evet bariz bir fark var. Feminist olduğumu herkes bilir. Artık herkesi uyarmak zorunda kalıyoruz, en azından dil konusunda. Olumlu gelişmeler de var yani en azından meseleler artık görünür oldu, erkek şiddeti daha görünür oldu.
"Konu ne olursa olsun mücadele ettiğiniz alanda hâkim olan ve sizin gibi düşünmeyen güçler şiddetle karşılık veriyor size. İnsan hakları meselesinde de durum böyle. Konu gündemde ama başka bir rüzgârla bütün bunların fark edilmediğini görüyorsunuz."
Türkali: Her an dilde taciz altındayız
Mumcu'nun kamuoyu desteğinin nasıl olduğu sorusu üzerine Türkali, "Bir kısmı destekliyor, bir kısmı daha az destek veriyor" şeklinde yanıt verdi ve devam etti:
"Mesela cinsiyetçi söylem erkek egemen dil... Biliyorsunuz her şey dil. Bu dille mücadele veriyoruz. 'İş adamı' demeyelim diyorsunuz. Üniversite mezunu, entel geçinen tipler 'Yok, ne gerek var?' gibi tepkiler veriyor. Bunu yapan kadınlar ve erkekler var. Konu kadınlar ve erkekler değil, konu, kadınlık - erkeklik.
"Kendi hayatımdan örnek vermem gerek. Ben çocukken ilkokul öğretmenim tarafından, babam komünist olduğu için, biraz kötü davranış gördüm. Biraz büyüyünce cinsel tacizle karşılaştım. Hayatım boyunca bazı kadınların erkeklerce taciz edildiğini gördüm. Şu salonda bir kere tacize uğramamış kadın yoktur. Zaten biz her an dilde taciz altındayız."
Özgür Mumcu Buket Atlı'ya "İnsan odaklı yaşamanın yarattığı sorunların neler" olduğunu ve Temiz Hava Hakkı Platformu'nun nasıl kurulduğunu sordu.
Atlı: Farklı disiplinlerden insanlar bir araya geldi
Atlı ise platform kapsamında 16 sivil toplum örgütünün olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Çevre alanında olan kurumlar ve TTB, halk sağlığı uzmanları derneği gibi farklı disiplinlerden de insanlar geldi. Biz ilk defa farklı disiplinlerden insanları yan yana getirdik. Hava kirliliği ve termik sorununu gündeme alalım diyerek toplandık."
Mumcu'nun "uyuşmazlıklar oluyor mu?" sorusunu ise şöyle yanıtladı Atlı:
"Evet, oluyor ama sonuçta ortak savunduğumuz bir konu var ve o konuda uzlaşabiliyoruz."
Söz alan Deniz Türkali ise mücadele etmenin öneminden söz ederek şunları söyledi:
"Mücadele etmek önemli, insan olmanın gereği mücadele etmek. Mücadele ederken de neşeli, eğlenceli olmak lazım. Biz hak savunucuları olarak şöyle diyemeyiz 'Aman o kadar mücadele ediyoruz ne oluyor? Bir iktidar geliyor her şeyi yok ediyor.' Dünyanın her yerinde böyle. Güler yüzle mücadeleyi sürdürmek gerek, ancak öyle etkili oluyoruz. Ancak öyle iyi hissediyoruz."
Berger: Geriye gidişi yavaşlatmaya çalışıyoruz
Açılışta son olarak AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger konuştu. Türkiye’deki sivil toplum hareketlerinin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Berger şunları belirtti:
“Türkiye’de sivil toplum hukukun üstünlüğünü hatırlattı ve bu konuda çalıştı. AB Türkiye’deki sivil topum kuruluşlarını uzun yıllardır destekliyor. Bir birey, insan hakları ile ilgili bir sorun yaşıyorsa, temiz suya gıdaya erişim konusunda sorun yaşıyorsa bu sadece bir kişinin sorunu değildir. Bu uluslararası bir sorundur.
“Dünyada bir gerileme yaşıyoruz. STK’ların biraz daraldığını görüyoruz. İfade özgürlüğü konusunda kısıtlamalar görüyoruz. Bu nedenle STK’lar olarak birlikte hareket etmek ve orta savunuculuk yapmak gerekiyor. STK’lara yönelik tacizler konusunda da STK’ları desteleyeceğiz, bu geri gidişi yavaşlatmaya çalışıyoruz.”
Forumdan detaylar Türkiye'den düşünce özgürlüğü, ekoloji ve insan hakları üzerine çalışan 50'nin üzerinde sivil toplum temsilcisi vardı. Toplantıda, sağır ve dilsiz katılımcılar için işaret dili ile çeviri yapıldı. Toplantı, ekolojik bakış açısıyla organize edildi. Pet şişe kullanımının en aza indirilmesi için su mataraları dağıtıldı. Kağıt israfının olmaması için yazışmalar ve her tülü bilgilendirmeler online gerçekleşti. Projenin detayları STK temsilcilerine açık havada düzenlenen yuvarlak masa toplantılarıyla anlatıldı. |
(EMK)