Habercilerin, insan hakları kuruluşlarının, araştırmacı ve akademisyenlerin ve TBMM'de iktidar bloku dışındaki tüm partilerin karşı çıkmasına karşın komisyondan geçerek TBMM Genel Kurulu'a ulaşan "Etki ajanlığı" yasası ihdasını da içeren kanun teklifinin görüşmeleri bugün başlıyor.
"Anayasaya aykırı"
Konuyla ilgili olarak pazartesi günü TBMM'de basın toplantısı düzenleyen CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanacak olan "Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin Anayasaya aykırı olduğunu söyledi.
Suiçmez, "Torba Yasa" yazan bir kağıt torbayla düzenlediği toplantıda, AKP'nin yasa yapmayı "torba yasa" yapma haline getirmesini de eleştirdi.
“Hukuk devletinde yasalar soyut olarak yapılmaz, muğlak olmaz. Sınırları belirsiz, cezalar birbiriyle ilişkili halde tutulmadan yasa yapılmaz. Öngörülemez, ölçülülük ilkesine aykırı, kanununilik ilkesine ve eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle de açıkça anayasaya aykırıdır. Bu teklif Meclis’e getirilip yasalaşırsa, etki ajanlığı yasası AYM tarafından iptal edilecektir. Bu iktidar, bunu bile bile niye bu kanunda neden ısrar ediyor? Bu iktidarın bu ülkeyi demokratikleşme, özgürleştirme, daha demokratik hale getirme gibi bir derdi yok. Derdi; muhalif, itirazı olan kesimi susturmak, bu suskunluğu da sağlamak için yargıyı alet etmek." dedi.
"Noterlik Kanunu" torbasından çıkan "etki ajanlığı" yasası
12 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme içeren 23 maddelik "torba kanun" teklifi, MİT'in talebiyle torbaya sokulan, muhalefetin "etki ajanlığı yasası" olarak tanımladığı, 16. Maddesi dahil STK'lerin ve muhalefetin uyarıları dikkate alınmaksızın 23 Ekim'de Adalet Komisyonunda iktidar blokunun oylarıyla kabul edilmişti.
ADALET KOMİSYONU TORBAYI GEÇİRDİ
"Noterlik Kanunu" torbasından "etki ajanlığı" yasası çıktı
9. Yargı Paketi'nden düşen madde torbaya girdi
Komisyon Başkanı'nın "Genel Kurul gündeminde bulunan dokuzuncu yargı paketinin devamı niteliğinde" olduğunu söylediği 12 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme içeren 23 maddeden oluşan "torba kanun" teklifi, özellikle muhalefetin "etki ajanlığı yasası" olarak tanımladığı, MİT'in talebiyle torbaya sokulan 16. Maddesi başta olmak üzere STK'lerin ve muhalefetin önerileri dikkate alınmaksızın görüşmeleri tamamlanarak kabul edimişti. .
"Etki ajanlığı tartışması"
Adalet Komisyonundaki tartışmalarda Torba Kanun Teklifinin 16. Maddesinde yer alan ve "etki ajanlığı" kavramını hukuka yerleştirmeyi hedefleyen değişiklik konusunda muhalefet milletvekilleri ve STK sözcüleri maddedinin derhal tekliften çıkarılmasını önerirken iktidar milletvekilleri ve MİT temsilcileri 16 Madde'nin aşağıdaki gerekçelerle olduğu gibi kabul edilmesini istemişlerdi.
"Etki ajanlığı" kurumsallaştırılıyor
MADDE 16- Maddeyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, Yedinci Bölümüne madde eklemek suretiyle yeni bir suç ihdas edilmektedir. Söz konusu Yedinci Bölümde "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" suçları düzenlenmiştir. Genel itibarıyla bu Bölümde Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge ve bilgilerin yok edilmesi, tahrip edilmesi, temin edilmesi veya açıklanması suç olarak düzenlenerek bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu fiillerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yapılması da yine suç olarak düzenlenmiştir. Belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine olacak şekilde gerçekleştirilen diğer faaliyetler bakımından herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Maddeyle "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" adı altında yeni bir suç ihdas edilerek Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı düzenlenmektedir. Böylelikle belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında casusluk maksadıyla suç işlenmesi de ayrı bir suç olarak düzenlenmekte ve casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilmesi amaçlanmaktadır.
Yasa Teklifi'nin Adalet Komisyonundaki görüşmeleri sırasında 17 Mayıs Derneği, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Göç İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Kaos GL, Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği, Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği, P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği, Rosa Kadın Derneği, Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Üniversiteli Queer Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Yaşam Bellek Özgürlük İnisiyatifi adına da söz aldığını belirten Uluslarararsı Af Örgütü Ankara Yöneticisi Hilal Döner "20 ayrı insan hakları savunucusu sivil toplum örgütü olarak 16'ncı maddenin -aşağıdaki gerekçelerle- derhâl reddedilmesi çağrısında bulunuyoruz." demişti.
Sivil Toplum Örgütleri yasaya neden karşı?
▶ Bu teklif, Türk Ceza Kanunu'na eklenirse yani öngörülen TCK 309-a maddesiyle sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerinin hedef alınabileceği, aşırı geniş ve belirsiz suç tanımları getirmektedir.
▶ Bu düzenleme, özellikle casusluk suçlamalarını içeren ayrı bir suç oluşturarak içeriği belirlemeksizin devletin güvenliği ya da iç ve dış siyasi çıkarlarına aykırı eylemlere yabancı bir devletin veya kuruluşun stratejik çıkarları doğrultusunda gerçekleştirdiği iddia edilen bireyleri cezalandırmayı amaçlamaktadır.
▶ Teklif hangi belirli eylemlerin suç teşkil ettiğine dair net kriterler ortaya koymamaktadır. Teklif metninde kullanılan stratejik çıkarlar, talimatlar, örgüt ve devletin iç veya dış siyasi çıkarları gibi kavramları aşırı geniş, yoruma açık ve muğlaktır. İyi tanımlanmamış veya aşırı geniş kapsamlı kanunlar keyfî uygulamalara ve suistimallere ne yazık ki açık olabilir.
▶ Önerilen teklifin kabul edilmesi hâlinde sivil toplum örgütleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları dâhil olmak üzere herkesin bilgi arama, alma hakkı ve ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.
▶ İnsan hakları ihlalleri ve diğer toplumsal sorunlar üzerine çalışan sivil toplum örgütleri keyfî biçimde devletin iç veya dış çıkarlarına aykırı olarak değerlendirilecek faaliyetleri nedeniyle cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.
▶ Bu durum, sivil alanın daralması, insan hakları çalışmalarının baskı altına alınması ve caydırıcı etki yaratması riskini doğurmaktadır. Ceza hukuku kurallarının suçları tanımlarken ve ceza miktarını belirlerken anlaşılır ve öngörülebilir olması gerekmektedir.
▶ Yasa teklifi, kişilerin hangi fiillerinin suç teşkil ettiğini öngöremeyeceği bir belirsizlik yaratmaktadır ve bu durum, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine, özellikle Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle güvence altına alınan belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırıdır. Adalet Komisyonunu bu yasa teklifini derhâl reddetmeye çağırıyoruz.
Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında gazetecilik meslek kuruluşları, insan hakları savunucuları, ifade özgürlüğü mücadelesi yürüten inisiyatiflerin parlamento dışında etkin bir eleştiri kampnayası yürütmeye devam etmeleri bekleniyor. (AEK)