Türkiye, 7-8 Temmuz 2026’da düzenlenecek 36. NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Ankara’da yapılacak zirve öncesinde, ‘güvenlik önlemleri’ gerekçesiyle Etimesgut Havalimanı’na ait pistin genişletilmesi ve VIP hizmet sunacak bir konukevinin yapımına yönelik çalışmalar başladı.
Havalimanındaki genişletme çalışması, kültürel miras niteliğindeki Ankara Şeker Fabrikası yerleşkesinin sınırları içinde yürütülüyor.
Projeyi “yeni bir yerinden edilme sürecinin başlangıcı” olarak nitelendiren kent savunucusu ve mimar Tezcan Karakuş Candan, bölgedeki değişimi ve projenin olası etkilerini bianet’e anlattı.

Projenin detayları
Mimar Tezcan Karakuş Candan, Etimesgut Havalimanı ve çevresinde yürütülen çalışmalara ilişkin şu detayları paylaştı:
“2026 yılında Ankara’da düzenlenecek Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Zirvesi için Etimesgut Askeri Havaalanı’nın bir ‘VIP havaalanı’ olarak kullanılmasına ilişkin, Milli Savunma Bakanlığı ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) arasında imzalanan protokol doğrultusunda ‘Etimesgut Askeri Hava Limanı pat sahaları onarımı 2. etap ve devlet konuk evi yapımı’ kapsamında mevcut pistin uzatılması süreci ihale edildi.
“Alan ile ilgili; Milli Savunma Bakanlığı, DHMİ, Ankara Şeker Fabrikası, kamulaştırmayı yapan Özelleştirme İdaresi, bölgede tescilli kültür varlıkları olduğu için Kültür Bakanlığı, pist genişlemesi yapılacağı için mania hattında değişiklik olacağından Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, iş ve işlemlerin yürütülmesinde görüş alınması gibi süreçler Etimesgut Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi aktörlerinin sorumluluk alanları mevcut.”

“Yeni bir temizlik coğrafyası açılıyor”
Karakuş Candan, Ankara Şeker Fabrikası lojmanlarında ve çevresinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan kamulaştırmanın ardından yürütülen çalışmalara da değindi.
“Ankara Şeker Fabrikası’nın lojmanlarının bir bölümü boşaltıldı ve iş makineleri ağaç kesimine ve yıkıma başladı” diyen Karakuş-Candan, projenin “NATO Zirvesi ile sınırlı bir lojistik hazırlıktan ibaret olmadığı”nı belirterek şunları kaydetti:
“NATO Zirvesi’nden sonra devlet konuk evi ve VIP havaalanı olarak kullanılması, bölgeyi bir güvenlik koridoruna dönüştürecektir. Mania hattında değişikliklerin olması ve konut alanlarının dönüşmesiyle yeni bir temizlik coğrafyası ve yerinden edilme ile karşılaşılacaktır.”
Karakuş-Candan ayrıca, “VIP havaalanının Saray’a yakınlığı da göz önüne alındığında, havaalanının NATO Zirvesi’nden sonra Saray’ın havaalanı olarak kullanılması ihtimalinin yüksek olduğu akla gelmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

“Kültürel varlıklar tehdit altında”
Karakuş-Candan, bölgede devam eden çalışmaların hem bölge halkı hem de kültürel miras üzerinde yaratabileceği etkileri şöyle anlattı:
“Bu kullanımın bölgeye getireceği gürültü kirliliği ve güvenlik yoğunluğu, bölgede sivil yerleşimlere sorun teşkil edecektir. Ayrıca zirve gerekçesiyle uzun süredir Ankara Şeker Fabrikası yerleşkesi üzerindeki yok etme yaklaşımı uygulanmaya başlanmıştır. Sadece lojmanların boşaltılması, ormanlık alanın yok edilmesiyle kalmayacaktır. Cumhuriyet’in hafıza mekânlarından birisi olan bu alan ve kültürel varlıklar tehdit altındadır.”

“Kamu yararı adına mücadele verilmeli”
Karakuş-Candan, projeye yönelik sivil inisiyatiflerin kamuoyu yaratma konusunda çabalarının bulunduğunu ve meslek örgütlerinin süreci takip ettiğini belirterek, “Ama bu sürecin henüz yargıya taşınma noktasına geldiği söylenemez. Kamu yararı kavramı açısından, meslek örgütleri, TMMOB’ye bağlı odalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve yurttaşların da sorumlulukları vardır” diye konuştu.
Ankara Şeker Fabrikası hakkında
Türkşeker’in resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, “yerli imkânlarla kurulan ilk şeker fabrikası” olan Ankara Şeker Fabrikası, Türkiye şeker sanayinin 16’ncı şeker fabrikası olarak 1962’de Etimesgut’ta işletmeye açıldı. Şeker fabrikasının yanı sıra makine fabrikası, elektromekanik aygıtlar fabrikası, tohum işleme fabrikası, Şeker Araştırma Enstitüsü, lojmanlar ve diğer sosyal tesisler de kampüs içerisinde bulunuyor.

İhaleleri hangi şirketler aldı?
Açık kaynaklardan derlenen bilgilere göre, 2025/1160772 kayıt numaralı ve pazarlık usulüyle yapılan “Etimesgut Askeri Havalimanı Pat Sahaları Onarımı ve Devlet Konukevi İnşaatı” ihalesini, 2 milyar 96 milyon TL bedelle Sera Yapı ile Antaş Altyapı ortaklığı üstlendi.
2025/1672864 kayıt numaralı “Etimesgut Havaalanı Bağlantı Yolu Yapımı” ihalesi ise yine pazarlık usulüyle yapıldı ve 3 milyar 971 milyon 364 bin 409 TL teklif veren SNH İnşaat’a verildi.
Üç şirket de AKP iktidarı döneminde aldıkları çok sayıda kamu ihalesiyle biliniyor. Açık kaynaklardan ve şirketlerin internet sitelerinde yer alan bilgilere göre, Sera Yapı’nın referansları arasında Kayseri Havalimanı, Trabzon Havalimanı, Antalya Havalimanı, Esenboğa Havalimanı pat sahaları, Tokat Havalimanı pisti ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminali otoparkı gibi çok sayıda havalimanı ve büyük ölçekli proje bulunuyor.
Antaş Altyapı’nın ise “İskenderun–Topboğazı Otoyolu ve Antakya Bağlantı Yolu”, “İskenderun–Belen–Topboğazı Devlet Yolu (Belen geçişi dâhil)” ve “Hatay Havalimanı muhtelif binalar yapımı ve apron genişlemesi” gibi ulaştırma ve altyapı projelerini üstlendiği görüldü.
SNH İnşaat da Borçka–Camili (DOKAP) yolu, TAİ–TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii köprülü kavşağı ve bağlantı yolları, Ankara çevre otoyolu ve Anadolu otoyolunda üstyapı iyileştirmeleri ile Toprakkale–İskenderun Otoyolu ile Tarsus–Adana–Gaziantep Otoyolu’nun Adana Kuzey Kavşağı–Bahçe Kavşağı arasındaki muhtelif kesimlerinin ve bağlantı yollarının üstyapı onarımı gibi çok sayıda karayolu ve kavşak düzenleme projelerini üstlendiği açık kaynaklarda yer alıyor.
(ÇTY/VC)







