Alman Meclisi ve hükümetine danışmanlık yapan 26 üyeli Alman Etik Kurulu Berlin'de sünnetin yasaklanması konusunu kamuya açık olarak tartıştı. Kurul adına açıklama yapan Christiane Woopen, yapılan toplantıda alınan kararı şöyle dile getirdi:
"Sünnete ancak belirli koşullar altında izin verilebileceği sonucuna varıldı. Bu koşullar, ebeveynlerin aydınlatılması, annenin de babanın da rızasının alınması, acı ile mücadele edilmesi ve sünnetin işini ehli kişiler tarafından yapılması. Bunun yanı sıra tartışmada, sünnet etme ve bunun sonuçlarına ilişkin araştırmaların yoğunlaştırılması sonucuna ulaşıldı."
İleriki günlerde Müslüman ve Yahudi cemaatlerin temsilcileri, doktorlar ve ailelerin dahil olacağı toplantılarla ortak bir çizgi bulunacağını da söyleyen Woopen, sünnetin hukuki ve tıbbi standartla denetlenmesi tavsiyesinde bulundu.
Kurulun Alman Etik Konseyi'nin Müslüman üyesi Tıp Etiği uzmanı İlhan Kılıç yaptığı açıklamada toplantıda sünnetin İslam dininde ne anlama geldiğini anlattıklarını ifade ederek "Sünnet meselesinin çocuğun hiçbir şekilde, düzeltilmeyecek şekilde sağlığına zarar veren bir operasyon olmadığını ve yeterli, gerekli standartlar yerine getirildiğinde, hatta bir takım sağlık açısından faydaları olduğunu dile getirmeye çalıştık" dedi.
Doktor Leo Latasch ise Yahudiler adına "Acının azaltılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Artık günümüzde yaranın iltihaplanmaması için, benzeri durumların engellenmesi için hijyene önem verilmesi şart. Fakat sünneti kesinlikle destekliyorum ve başka bir tartışma da söz konusu değil" dedi.
Angela Merkel de konuyla ilgili olarak Yahudi ve Müslümanların, dini yaşamlarını Almanya'da sürdürebilmeleri gerektiğini açıkladı.
Sorunu hukuki açıdan değerlendiren ceza hukuku uzmanı Reinhard Merkel ise Alman yasalarına göre sünnete izin verilemeyeceğini şöyle savundu:
"Derinden yaralayan, ağrıya yol açan, sonuçlarına bakıldığında, yarattığı riskler tam olarak aydınlanmamış olan, sadece ailelerin rızası ile açıklanması yeterli olmayan bu operasyona, kanımca yasalarımızdaki kriterler uyarınca izin verilmiyor."
Tartışılmasını başlatan olayda davacı dilekçesinde dini özgürlüklerin küçük yaşta çocuklara şiddet uygulamada sebep olarak gösterilemeyeceği yazılmıştı.
Peres'ten Gauck'a rica
Federal Meclis, sünnetin yasal olarak düzenlenmesi için hükümete sonbahara kadar bir yasa tasarısı hazırlaması için çağrıda bulunmuştu.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'a hitaben yazdığı mektupta, Alman hükümetinin ve meclisinin verdiği tepkinin, sünnet hakkının hukukî alanda çözüme kavuşturulması için olumlu bir işaret olduğunu ifade etmiş ve sünnet hakkının dini vecibeler açısından ele alınması konusunda ricada bulunmuştu: "Binlerce yıldır Musevi kimliğinin merkezinde yer alan Brit Milah (sünnet) dini bir ritüeldir. Bu nedenle Almanya'nın temel değerlerine uygun olarak Musevilerin dini geleneklerini yerine getirme özgürlüğünün korunacağından eminim."
Ne olmuştu?
Almanya'da Eyalet Mahkemesi 26 Haziran'da Köln'de dört yaşındaki bir Müslüman çocuğa yapılan sünnet sonrasında sünneti yaralama olarak niteleyen bir karar aldı. Karara neden olan olayda sünnet sonrası kanama başlayan bir çocuk hastaneye kaldırılmıştı. Daha sonra olay mahkemeye yansıdı ve sünneti yapan doktor yargılandı.
Mahkeme tıbbi zorunlulukla yapılmayan sünneti hukuka aykırı bulup ceza gerektiren bir eylem olarak kabul etmişti. Ancak doktor eylemin suç olduğunu ve ceza gerektirdiğini bilmediği gerekçesiyle ceza almamıştı.
Mahkemenin kararında "çocuğun kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkının, dinî özgürlükten daha ağır bastığı" ifade edilmiş, tıbbi nedenlerle yapılan sünnetin bu kapsamda olmadığını belirtilmişti.
Şimdi Almanya Meclisi de sünnetin hukuken sorun haline gelmesini engellemek üzere çalışma yapıyor. Yasa tasarısının sonbahara kadar hazırlaması istendi. (YB-GAW/HK)
* Bu haberde Deutsche Welle Türkiye ve NY Times'ın haberlerinden yararlanıldı.