Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) anayasa değişikliği paketinin oylanacağı halk oylamasını boykot etmeye hazırlanırken Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) "yetmez ama evet" diyor.
Dört partinin ortak görüşü, hükümetin anayasa değişikliği paketinin demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa oluşturmak için yetersiz olduğu, Anayasa Mahkemesi'nin de hukuki değil siyasi bir karar aldığı yönünde.
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, SDP Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun ve DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, hükümetin anayasa değişikliği paketine, Anayasa Mahkemesinin kararına ve 12 Eylül'de gerçekleştirilecek halkoylamasına ilişkin görüşlerini bianet'e anlattı.
Yüksekdağ: Demokratik, halkçı bir anayasa için mücadeleye
Anayasa Mahkemesi, anayasada kısmi düzenlemeler içeren bir paket üzerinde kısmi değişiklikler yaptı. Bu konuda süregiden tartışmalar gerçekçi bir zeminde yürümüyor, halkın anayasa konusunda gerçekten fikir sahibi ve taraf olmasını da engelliyor.
Bu, halktan yana bir değişiklik paketi değil. Önümüze demokrasi adına birtakım kırıntılar atıyor ve bu kırıntılarla oyalanmamızı istiyorlar. Bizim kısmi düzenlemelere değil 12 Eylül anayasasının toptan reddine ihtiyacımız var. Bunu da mevcut iktidar ve düzen partileri yapamaz.
Demokratik, halkçı bir anayasanın yapılması için halkın emek, mücadele, özgürlük, demokrasi taleplerine yanıt verebilecek bir mücadele zemini oluşturmaya çalışıyoruz. Anayasanın bütününün değiştirilmesini talep ediyoruz. Bu nedenle halkımızı boykota çağırıyoruz.
Kubilay: "Kırk katır mı kırk satır mı?"ya karşı boykot çağrısı
Parlamentoda CHP ve AKP'nin sözcülüklerini yaptığı güçler arasında, yargı üzerinde hangi güç merkezinin belirleyici bir rol oynayacağı konusunda bir gerilim yaşanıyordu.
Anayasa Mahkemesi, politik dengeleri gözeten ama tarafların beklentilerini karşılamayan bir karar verdi. Ayrıca, yasama organı meclis olsa da Anayasa tekelinin kendisinde olduğunu, 12 Eylül Anayasası'nın "değiştirilmesi teklif edilemez" diye nitelenen ilk üç maddesine dair hiçbir düzenleme yapılamayacağını gösterdi.
Emekçilerin ve ezilenlerin temel taleplerini içeren özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, demokratik bir anayasa ancak gücünü sokaktaki kitle mücadelesinden alacak, 12 Eylül Anayasası'nı "yok" sayan politik iradeyi gösterebilecek ve "kurucu meclis" işlevi görebilecek bir demokratik meclis bileşimiyle yapılabilir.
Emekçilere ve ezilenlere "referandum" adı altında "kırk katır mı, kırk satır mı?" tercihi dayatılıyor. Buna karşı referandumu boykot etmek gerekiyor.
Emekçiler ve ezilenler kendi özgüçlerine dayalı, devletten ve sermayeden bağımsız bir seçenek yaratıp önümüzdeki seçim döneminde bağımsız üçüncü cephenin inşası için çalışırlarsa, anayasa da hepimizin bağımsız çıkarları doğrultusunda şekillenebilir.
Uzun: Hükümet süreci iyi planlasaydı BDP'nin de görüşünü alırdı
Anayasa değişikliği sürecine halkın ve emekçilerin dahil edilmemesi son derece yanlış. Hükümet iyi bir anayasa süreci iyi planlasaydı Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) de görüşünü alırdı.
Kürt meselesinin çözümü için demokratik anayasanın ele alınması ve sürecin işletilmesi zorunlu. BDP'nin bu konudaki görüşleri çok olumluydu ve hiç dikkate alınmadı. Bu, son derece antidemokratik bir tutuma işaret ediyor.
Anayasa Mahkemesi aldığı tutumla klasik bürokratik yüksek yargı olarak konumunu korumuş ve sağlamlaştırmış oldu. Anayasa süreci işleyecekse demokratik; emekçilerin ve halkın içinde olduğu bir sürecin işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreci boykot edeceğiz.
Tarkan: Küçük bir kazanım ama bizi sivil bir anayasaya götürecek
Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliğini esasa ilişkin tartışarak suç işledi. Bu ülkede yola bu Anayasa Mahkemesi ile devam edilemeyeceği çok açık. Anayasa Değişiklik Paketi'nin öngördüğü değişiklikler elbette yetersiz ancak karşı çıkılabilecek değişiklikler de değil. Bu nedenle biz "yetmez ama evet" diyoruz ve bu doğrultuda bir kampanya yürütüyoruz.
Yalnızca "bu değişikliği AKP yapıyor" diye karşı oy vermek doğru değil. Referandumda "evet" demek, AKP'nin yanına düşmek de değil. Böyle bir mantıkla yaklaşırsak, "hayır" diyenler de CHP ve MHP'nin yanında yer almış olurlar.
Anayasa değişikliği paketinde yer alan her bir düzenleme küçük bir kazanım olacak ve bizi sivil bir anayasaya doğru götürecek. (BB)