Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle Eskişehir'deki Tepebaşı Belediyesi Anadolu Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Osmangazi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma, Eskişehir Barosu Kadın Komisyonu, Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi, Kent Konseyi Kadın Komisyonu işbirliğiyle şiddetle mücadelede farkındalık yaratmak ve kadın dayanışmasını geliştirmek amacıyla birçok etkinlik organize etti.
Farkındalık ve dayanışma haftası Eskişehir Sanayi bölgesindeki ETİ ve SARAR firmalarının üretim atölyelerinde çalışan kadınlarla şiddet konusunda atölye çalışmalarıyla başladı. Toplumsal cinsiyet ve şiddet konusunda bilgilenme, kadın haklarının öğrenilmesi, şiddet türlerini tanıma ve baş etme yolları ile baş etmede yardımcı olabilecek kurum ve kuruluşların tanıtılması gibi atölye çalışmaları ile devam ediyor. Akşamları Gündelikçi, Kadının Fendi ve Kadın isterse adlı filmler gösterilip ardından da söyleşiler yaparak Eskişehirli kadınlar bilgi ve deneyim paylaşımı yapıyorlar.
Eskişehir Barosu Kadın Komisyonu Başkanı Avukat Ayşe Ünlüce "Haklarımı Öğreniyorum" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Yeni yasal uygulamaları ve kadın haklarını anlattı. Ayrıca Adliyelerde yer alan Adli Yardım Birimlerini ile baroların hukuksal yardımlarını tanıttı.
Öldürülmüş kadınların anısına dans gösterisi
Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü farklı bir etkinlikle tanıştı. Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müride Sun Aksan'ın koreografisini yaptığı ve balerin Ece Yaşar'ın sunduğu, Güldünya Törenli ve Metin Munzur tarafından bestelenen müziğiyle "Öldürülmüş kadınların Anısına Dans Gösterisi" yapıldı. Gösterinin ardında da bir söyleşi gerçekleştirildi.
Dans ve müzik aracılığıyla kadınlar Güldünya ile simgeleşen şiddeti hissettiklerini, sahnede bir kadının çırpınışlarını gördüklerini ifade ettiler.
Aksan ise söyleşide sanat eğitiminin de bir hak olduğunu ve vatandaşların bunu talep etmesinin gerektiğini belirtti. Kültürel ve sanatsal etkinliklerle beslenen yöneticilerin toplumlar için daha olumlu kararlar alabileceğini; benzer şekilde temel eğitim süreçlerinde sanat eğitimi almış kişilerin ayrımcılıkla, şiddetle ve ötekileştirmelerle çok daha kolay başa çıkabileceklerini belirtti. (İC/ÇT)