Yeniden görülen Hrant Dink cinayeti davasının 15. celsesinin dördüncü duruşması bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Trabzon ve İstanbul jandarmanın sorumluluğuna ilişkin davanın ada dava ile birleştirilmesinin ardından 86 sanığa ulaşan davadanın bugünkü duruşmasında tutuklu sanık Ramazan Akyürek ile tutuksuz sanık Reşat Altay'ın yanı sıra İstanbul, Trabzon ve Samsun Jandarma Komutanlıklarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar da duruşmada yer aldı.
Duruşmada mahkeme heyeti tahliye taleplerini almaya devam ediyor.
Duruşmanın öğleden önceki kısmında Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisi Gazi Günay, İstanbul Jandarma İstihbarat'ından Haci Şefik Şimşek ile Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez Amiri Hamza Celepoğlu'nun tahliye taleplerinde bulundu.
Günay: Dink'in evinde keşif yapmadık
İddianamede cinayet öncesinde Hrant Dink'in Bakırköy'deki evinin etrafında keşif yaptığı yer alan Günay, tahliye talebi için aldığı sözde şunları söyledi:
“Coşkun Aydın isimli iki kişiyi öldürüp üç kişiyi yaralayan kişinin takibi için bölgedeydim. Beş gün İstanbul'da kalıp sadece Dink'in evinde keşif yapmamız mümkün mü? Kaldı ki eğer keşif yaptıysak kime verdik raporu?
“Benim ya da personelimin Erhan Tuncel'le, Ogün Samast'la, Hasin Hayal'le, Tuncay Uzundal'la, Ahmet İskender'le ilişkisi yok.”
Günay, Dink'in yaşadığı apartmanın kapıcısının M. A.'nın cinayetten önce siyah bereli, polisim diyerek silahlarını gösteren iki kişinin Dink'i sorduğuna ilişkin ifadelere dair de “Getirsinler, yüzleşelim” dedi.
Şimşek de iddianamede cinayet sırasında bölgede olan 9 kişiden biri olarak gösterildiğini belirterek “Cinayet günü Ecevit Emir [İstanbul Jandarma'dan, dava sanığı] ile birlikte Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı'nın (Kürt-Kav) fotoğraflarını çekmek için görevliydik. Taksim'de görevli olduğum görevlendirme defterinde de yazıyor. İstiklal Caddesi'ndeki bir mağazadan alışveriş yaptım ve kız arkadaşımla Karaköy'de yemek yedim” diye konuştu.
Celepoğlu: Olmayan ihbar yüzünden tutuklandım
Duruşmada cinayetin tasarı ve işlendiği sırada Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez (İDAM) Amiri olan Hamza Celepoğlu tahliye için söz aldı.
İddianamede, Ocak 2015'te Emniyet'e Galip Taşkın isimli bir kişinin cinayetin ihbarını ilk olarak alan Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in Ogün Samast ve Yasin Hayal'le birlikte Trabzon Maçka'da bir lokantaya geldiklerine ilişkin ihbar geldiği, Celepoğlu'nun da jandarma istihbaratın başında olduğu için bilgisi olması gerektiği belirtiliyor.
“Hain bir cinayetin davasına monte edilerek sanık sıfatıyla huzurda bulunmaktan dolayı zul duyuyorum” diyen Celepoğlu şunları söyledi:
“Yaklaşık 10 yıldır adaleti arayan Dink ailesi huzurunda iç ve dış kamuoyunca takip edilen bu hain cinayetin aslında nasıl sulandırılmaya çalışıldığını sizle bilgi ve belgeyle paylaşacağım.
“Benim hain darbe teşebbüsü davasında dolayı tutuklu olduğumu savcı vurgulamış. Ancak orada tutuklu değilim MİT TIR'ları davasında tutukluydum zaten. İddianamede MİT TIR'ları davasında yargılanıyor olmam bu hain cinayeti işlemiş olabileceğimin delil olarak ileri sürülüyor.
“MİT TIR'ları davasında şahsıma yaşatılanın Dink davasından farkı bulunmamaktadır. TIR'ların durdurulmasında bölge komutanının bölgeye gittiği bilgisi verilmiştir. İki ay sonra o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanı [Recep Tayyip Erdoğan], Necdet Özel [Genelkurmay Başkanı], İçişleri ve Adalet bakanlarının olduğu bir toplantı yapılıyor. Benim olay yerine gitmediğim Genelkurmay tarafından bilgi verilmiştir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı 'bana olay yerine gitti demiştiniz' demesi üzerine MİT müsteşarı [Hakan Fidan] 'Yanlış değerlendirme oldu' demişti. Ama yumurta kırıldı.
"Olmayan ihbar, olmayan form, yetkisi olmayan bana, burada olmadığım zaman gönderildiği iddiasıyla tutuklandım.
"Bizde [Jandarma İstihbarat ile Emniyet İstihbarat farkını kastediyor] yapılanma farklıdır. Emniyette amir memur ilişkisi vardır. Herhangi bir operasyonel görevi yoktur. Tamamen karargah görevidir. Görevim, aşırı sağ, sol ve BÖF [bölücü faaliyetler] ile ilgili istihbarat değerlendirmeleri yapmak.
"Soruşturma aşamasında bu genel kabulü bir kenara koyduktan sonra önce benim cinayet tarihinde İstanbul İl Jandarma Komutanı olduğum iddia ediliyor. Temmuz 2008'de atandım. 19 Ocak 2017'de İDAM amiri olduğum bu nedenle olaydan bilgi sahibi olduğum iddia ediliyor.
"Olayın olduğu tarihte İtalya'da kurstayım. Bu belge emniyet tarafından dosyaya kondu. Ekim 2006-haziran 2006'da. Öncelikle tutuklandığımda, o tarihte yurtdışında olduğunu savcıya belirttim. Gördüğüm kadarıyla hiçbir işlem yapılmamış. Hakkımda hukuksuz ve suç teşkil eden bir soruşturma açılmıştır. Tutukluluk halimin devamın gerekçe gösterilmeden devam ettirilmiştir.”
Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek. (EA)