Susurluk soruşturması çerçevesinde en fazla akılda kalan fotoğraf, o dönem İnterpol tarafından aranan Abdullah Çatlı'nın Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ve özel harekatçı Ayhan Çarkın'la birlikte çekilmiş fotoğrafıydı. Bu isimlerin o fotoğrafta bir araya gelmesinin nedeni ise özel harekatçı Ziya Bandırmalıoğlu'ydu. Fotoğraf Bandırmalıoğlu'nun oğlunun sünnet düğününde çekilmişti.
Soruşturma tutuklamalarla devam ettiği sırada Bandırmalıoğlu manşet oluverdi gazetelere. Tutuklanacağını anlayan Bandırmalıoğlu DGM binasından firar etmişti; hakkında ancak gıyabi tutuklama kararı verilebildi. Kararın vicahiye çevrilmesi yaklaşık iki ay aldı.
Susurluk iddianamesine son sıralardan girebilmişti eski özel harekatçı. "Yasadışı bölücü terör örgütlerine destek veren kişilerle hukuki yollarla mücadele edebilmek imkanı bulunmadığını düşünen bir kısım görevlilerin, muhtelif suçlardan aranan kişiler, kumarhane işletmecileri, bir kısım yönetici ve siyasetçiler ile Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda görevli bazı polis memurlarından teşekkül oluşturdukları" ifadesinin yer aldığı iddianamedeki bazı polis memurlarından biriydi o.
Susurluk sanıkları farklı zamanlarda tahliye edildiler. Dört yıl ceza almış olan Ziya Bandırmalıoğlu sadece 194 gün kaldı cezaevinde.
Bir başka davada, bu kez silah kaçakçılığı davasında gene adı geçiyordu. Özel harekatın eski polisi, Beyoğlu'nda çok sayıda silahla yakalanan yasadışı THKP/C örgütü itirafçısı Osman Gürbüz'e silah sattığı iddiasıyla yargılanmış, ancak delil yetersizliğinden beraat etmişti.
Bandırmalıoğlu bir kez daha sıçrayamadı. Borcunu ödemediği iddiasıyla eski bir polisi kaçırtıp işkence yaptırdığı ve çete lideri olduğu iddiasıyla yargılandığı bir davada 7 yıl 6 aya mahkum edildi.
Davada, kendi tarzının özelliklerini mahkemeye verdiği savunmayı güçlü kılmak için kullanıyordu: "Ben marangoz, boyacı, şoförle çete kuracak şahıs değilim."
Ancak mahkeme aynı fikirde değildi. Bandırmalıoğlu, çete kurmak ve yönetmek, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak ve kasten adam yaralamak suçlarından 7, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 2009'da cezaevinden çıktı. Onunla birlikte yargılananlar arasında Susurluk davasının hükümlülerinden Ayhan Akça ve Alper Tekdemir de vardı. Onlar cezalandırılmalarına yetecek delil bulunmadığından ve suçun yasal unsurları oluşmadığı için beraat etti.
Yakın zamandaysa eski özel harekatçı Ayhan Çarkın faili meçhul cinayetlere dair verdiği ifadesinde, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın öldürülmesiyle ilgili olarak onun adını da telaffuz etti. Çarkın, Bandırmalıoğlu'nun hem Mecit Baskın'ı taşıyan araçta olduğunu, hem de Baskın'ın öldüğü yere gittiklerinde olay yerinde Bandırmalıoğlu'nun da bulunduğunu söyledi.
Çarkın'ın ifadeleri doğrultusunda yapılan operasyonlarda adını verdiği eski özel harekatçıların bir kısmı yakalandı. Gazetelerde konuyla ilgili çıkan haberlerde, yakalananlar arasında mahkemeye sevk edilenler, tutuklananlar, arananlar hakkında bilgi verilirken Ziya Bandırmalıoğlu'nun adı hep "Emniyet'teki işlemleri devam ediyor" bilgisiyle birlikte yazıldı. İki gün sonunda hakkındaki bilgi değişti; Ziya Bandırmalıoğlu'nun henüz yakalanamadığı bilgisi yazılmaya başlandı.