Türkiye Barış Meclisi'nin (TBM), barış sürecine dair yaptığı toplantıda kalıcı barışın sağlanması için yapılması gerekenler tartışıldı.
Cezayir Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıda açılış konuşmasını yapan TBM sözcüsü Hakan Tahmaz, PKK’lilerin sınır dışına çekilmesinin konuşulduğu bugünlerde barıştan yana herkesin “ama”sız bu sürece destek vermesi gerektiğini söyledi.
Tahmaz, barış sürecinde kalıcı çözümlerin sağlanması için yürürlükteki Terörle Mücadele Yasası'nda (TMK) köklü değişiklikler yapılmasını, savaş döneminin eseri olan ve halkın kendini güvencede hissetmesine engel teşkil eden koruculuk sistemin tasfiye edilmesini ve Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti.
Geri çekilen gerilla anlatıyor
16 yaşında dağa çıkıp, iki yıl sonra yani 1999'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla geri çekilen gerillalardan biri olan Ayşe Karabaş söz aldı. Altı yıl cezaevinde kalan Karabaş, geri çekilme esnasında büyük kayıplar verildiğini bu yüzden şimdiki süreçte geri çekilmeler için yasal düzenleme yapılmasını talep etti.
Karabaş, geri çekilme esnasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Geri çekilme sürecinde iki gün boyunca yürüdük. Bir önceki grup bizden önce yürüdüğü için bizim yollarımız da deşifre olmuştu. Ciddi operasyonlar ve pusular vardı. Hangi yolu denediysek çıkamadık. Üzerimize geldiklerinde mecburen 3 saat boyunca çatıştık. 14 arkadaş şehit düştü. Herkes bir yerdeydi, ben tek başıma kalmıştım.
"Bir ağaca çıktım, sabaha kadar orada bekledim. Gün ağarınca yerde 14 arkadaşımın cesetlerini çıplak bir halde buldum. Alan komutanı ve korucular geldi, kendimde değildim. Aşağı inmemle alay komutanından dayak yemem bir oldu. 'Ya konuşursun ya da korucuların içine atarım, tecavüz ederler' dedi. Söyleyecek bir sözüm de yoktu, halim de. İşte bunları yaşadığım için güven konusunda kaygılarımız var."
Aktar: İki kişinin şahsi teminatı yetmez
Akademisyen yazar Cengiz Aktar, barış sürecinin Başbakan Erdoğan ve Öcalan'ı şahsi teminatları ile değil, hukuki altyapının sağlanması ile tamamlanabileceğini söyledi.
"Afla birlikte geri dönüş nasıl olacak. Bunun için komisyon lazım. Dil meselesinde STÖ'ler çalışıyor ama bakanlıkta hareket göremiyorum. Yasal, anayasal değişiklikler şart. Ademi merkeziyet anayasa değişikliğinde belirtilmeden olmaz. Bölge bu süreçte mahvoldu, öncelikli ekonomik bölgeler oluşturulmalı, farklı teşvik sistemi özellikle Güney Kürdistan'la bağlantılı olarak sağlanmalı.
"Silahsızlanma, terhis ve topluma kazandırma sağlanmalı. Koruculuk sisteminin yanında bireysel silahsızlanma da sağlanmalı. Geri dönüşlerde bu insanlar nereye dönecek. 'Sıvışın, yok olun' gibi bir tavır var, bu olmaz. Eve dönüşte hukuki altyapı gerekiyor. "
Tarhanlı: Cezalandırıcı bakıştan onarıcı bakışa geçiş
Akademisyen Turgut Tarhanlı, barış inşasının ateşkes yani silahların bırakılmasından çok farklı, kapsamlı ve uzun soluklu bir süreç olduğunu bunun da güven arttırıcı önlemler ile sağlanacağını söyledi: "Güven arttırıcı önlemler kırılgandır. Tarafların tutarlılığı, istikrarı gerekli. Müzakere sürecinde taraflar arasında bir güçsüzlük olarak hesaplar yapılmalı."
"Bu süreçte hukukun yeri neresi" diyen Tarhanlı şöyle devam etti:
"Yargıya güven taraflardan biri açısından zayıf. Bunun giderilmesi lazım. Anayasa hazırlık sürecinin barış sürecinden bağımsız ilerlemesi ileride çok büyük bir tıkaç olabilir. Failler ve mağdurlar manzarasından çıkıp cezalandırıcı bakıştan vazgeçip onarıcı bir bakışa geçmek gerekiyor. Türkiye toplumunun bozulan iletişimi iletişim kanallarının açılmasıyla sağlanır." (NV)