Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı, bu yıl yedincisi düzenlenen Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı’nda dün sosyolog Loic Wacquant konuştu.
Wacquant ekonomik, sembolik ve kültürel sermaye arasındaki boşluk arttıkça şehrin kentsel protestolara ev sahipliği yapmaya başladığını anlattı.
Gezi Parkı protestolarını bunun Türkiye için ilk akla gelen ve en yakın tarihli örneği olduğunu söyledi.
“Utanç duyuyoruz”
2007'de kaybettiğimiz Hrant Dink anısına düzenlenen anma konferansı Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Sosyoloji Bölümü ve Tarih Bölümü tarafından Albert Long Hall'de düzenlendi.
Konferansa Hrant Dink'in eşi Rakel Dink de katıldı.
Bu yılın konuğu Sosyolog Wacquant'ın konuşmasından önce konferansın açılışını yapan Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarasoğlu “Karanlığa Ses Veriyoruz” etkinliklerini hatırlatıp “Yedi yıl oldu, ne oldu” sorusunu yöneltti.
Her geçen yıl aynı soruyu farklı rakamlarla sormanın üzüntüsüne değinen Barbarasoğlu “ne olduğu sorusunun yanıtını ne yazık ki en iyi Hrant'ın yakınları biliyor” diyerek Fethiye Çetin'in kitabına ithafen “utanç duyuyoruz” dedi.
Suç ve ötekilik
Loic Wacquant ise “Kent Yaşamında Eşitsizlik, Marjinallik ve Sosyal Adalet” başlıklı konuşmasında, kapitalist ekonomilerin eşitsiz gelişimi ile refah devletlerinin küçülmesi sonucu Post-Fordist şehirlerde, toplumsal ve mekansal olarak dışarı itilen kesimleri marjinaller olarak tanımlarken, bu marjinalliğe biçim veren güçlere de değindi.
Bu bağlamda, ayrımcılığın en açık biçimde görülebildiği gettolardaki sosyal adalet ve politik yapıya dair problemlere dikkat çeken Wacquant, suç kavramının da fakirlik ve kentte öteki olma, yani “marjinalite” ile özdeşleştirildiğini ifade etti.
Konuşma özgürlüğü
Wacquant'a göre; kente dair karakteristiklerin belirlenmesi konusunda birçok teorisyen ve okula başvurulabilir. Bunlardan en önemlileri ve kendisinin de yararlandıkları şunlar: Max Weber, Chicago Okulu, Manuel Castells ve David Harvey.
Kent olgusunu birden fazla yöntemle açıklamanın mümkün olduğuna değinen Wacquant, kenti hem serbest konuşma özgürlüğünün olduğu yer, hem de belirli kurumlar ve enstitüler bütünü olarak görebileceğimizi söyledi.
Diğer yandan fırsat ve tehlike kavramlarının da çatışma noktası olabileceğini unutmamız gerektiğini belirtti.
Gezi süreci
Wacquant'a göre; ekonomik, sembolik ve kültürel sermaye arasındaki boşluk arttıkça şehrin kentsel protestolara ev sahipliği yapmaya başladığını görebiliyoruz.
Gezi Parkı protestoları Türkiye için bunun ilk akla gelen ve en yakın tarihli örneği.
Yeni kültürel burjuvazinin, yani kültürel kapitali nispeten yüksek olan kesimin ekonomik ve politik kapitali elinde bulunduranlara karşı, bir kent parkının başka bir amaca hizmet edecek şekilde dönüştürülmesine karşı ses çıkarmaları olarak da okuyabiliriz Gezi olaylarını.
Konuşmasının sonunda protesto hareketinin yükselticisi olarak iki farklı boyuta dikkat çeken Wacquant, kentteki sosyal adaletin de bu iki koldan ilerlediğinin altını çizdi. Bunlar, hareketin materyal ve sembolik boyutları.
Doğruluk ve adalet
Loic Wacjuant, konuşmasının sonunda konferans anısına sunulan plaketi Rakel Dink'in elinden aldı. Sahneden ayrılmadan kısa bir konuşma gerçekleştiren Dink, her ne için mücadele verirsek verelim, asıl önemli olanın doğruluk ve adaleti üstte tutmak olduğunu belirtti.
“Allah'ın adını kullanarak hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar, farkında olmadan da olsa tanrıyı katil ve hırsız yapmış oluyorlar.”
Loic Wacquant kimdir?
California Üniversitesi-Berkeley Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi ve Paris'te bulunan Avrupa Sosyoloji Merkezi'nde araştırmacı olan Wacquant, karşılaştırmalı kentsel eşitsizlikler, etnik-ırksal tahakküm, cezalandırıcı devlet, beden, toplumsal teori ve rasyonalitenin siyaseti gibi alanlarda çalışmalar yapıyor.
Roy, Chomsky, Wacquant
Boğaziçi Üniversitesi'nin her yıl düzenlediği Hrant Dink Anısına Konferans'ın (Hrant Dink Memorial Lecture) ilki Hrant Dink'in ilk ölüm yıldönümünde Hintli yazar ve aktivist Arundhati Roy tarafından verilmişti.
O tarihten itibaren her yıl düzenlenen anma konferansına geçen yıl da ABD'li ünlü düşünür Noam Chomsky katılmıştı. (PÇ/YY)