Kadınların başlıca talepleri, "pozitif ayrımcılık" ilkesinin ve "kota" uygulamasının anayasada güvence altına alınması; kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere bir Anayasal organ oluşturulması...
Mor Çatı gönüllüsü, avukat Hülya Gülbahar; İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'nden avukat Ayten Ağırdemir; Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Genel Başkanı Ayşe Bilge Dicleli ve Ege Kadın Dayanışma Vakfı (EKDAV) Başkanı Tülin Özler, taleplerinin Türkiye'nin imzaladığı uluslar arası sözleşmelere uygunluğunu da vurguladı.
Milletvekillerini "sözde kalan kadın-erkek eşitliğini hayata geçirmeye" çağıran kadınların talep, öneri ve eleştirileri şöyle:
Gülbahar: "Kadın erkek eşittir" demek yetmiyor
* Bugüne kadar yapılmış uygulamalardan da gördük ki, "kadın ve erkek eşittir" demek, gerçek eşitliği sağlamıyor, sorunları çözmüyor.
* Tam tersine, bu konuda atılmak istenen adımların "Zaten problem yok ki, kadın ve erkekler zaten eşit. Anayasada bile yazıyor" denilerek ertelenmesine neden olabiliyor; "eşitlik" göz boyayıcı bir laf olarak kalıyor.
* Kadınlar ve erkekler arasında fiili eşitliği sağlamak, iki cins arasında her alanda yaratılmış uçurumu kapatmak, bugüne kadar yapılmış olan negatif ayrımcılığın etkilerini ortadan kaldırmak için, "pozitif ayrımcılık" uygulanması gerekir. Bunun siyasal katılımda en önemli araçlarından birisi, "kota"dır.
* Dünya hukuk hareketinin geldiği noktada, bulunan en etkili formüller arasında yer alan "pozitif ayrımcılık" ve "kota"ya şu ya da bu nedenle karşı çıkmak, "var olan eşitsizliği gidermek istemiyorum"un ilanından başka bir şey değildir.
"Anayasal birim oluşturulmalı"
* Kadın-erkek eşitliği için Anayasaya "pozitif ayrımcılık", "pozitif eylem", "fiili eşitliğin sağlanması" ve "kota" ifadelerinin girmesi yetmez; bu eşitliği sağlamak üzere görevlendirilecek bir Anayasal organ kurulmasının da değişiklik paketinde yer alması gerekir.
* Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) ve Pekin+5 sözleşmelerine de uygun olarak, devletin bütün ilgili birimleri arasında koordinasyonu sağlayacak, eşitlikten sorumlu bir anayasal birim oluşturulmalı.
* Anayasa nasıl siyasi partilerden, üniversitelerden, YÖK'ten bahsediyorsa, devletin bütün ilgili birimlerinin kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere koşturmasını sağlayacak bir Anayasal birimden de bahsetmeli.
* Bu hafta, Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) tartışmalı maddeler bir kez daha gözden geçirilecek. Kürtaj, cinsel ilişkiye rıza yaşı, bekaret kontrolleri, hayasızca durum takınmak, müstehcenlik, ayrımcılık, hamile kadınlara işkence, namus cinayetlerine ilişkin maddelerde kadınların talepleri yerine getirilmedi.
Ağırdemir: Kadın-erkek eşitliği komisyonu oluşturulmalı
* Anayasanın 10. maddesinde, eşitlik düzenlemesi, insanları dil, din, ırk ayrımı yapılmaksızın eşit olduğunu söylüyor. Ancak bu yeterli değil, Anayasaya "pozitif ayrımcılık" maddesinin girmesi gerekiyor.
* Türkiye, CEDAW'ı imzalarken, "pozitif ayrımcılık" yapacağını da kabul etti. Bunun hayata geçmesi için, bu ifadelerin Anayasada açıkça yer alması gerekiyor.
* Kadınların karar mekanizmalarında yer alabilmesi ve kadın temsiliyetinin sağlanması için "kota"ya ilişkin maddeler çok önemli.
* Kadın erkek eşitliğini sağlamak ve kadına yönelik ayrımcı uygulamaları denetlemek üzere bir komisyon oluşturulmalı. Bu komisyon Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı'na bağlı da kurulabilir, Anayasal bir organ da olabilir. Böyle bir komisyonun varlığı hem yasal hem de idari işlemler açısından çok önemli.
* TCK'da istediğimiz pek çok düzenleme yapıldı, ama yeterli değil. Bekaret kontrollerinin suç olmasını istiyoruz.
* Töre ve namus saikiyle işlenen cinayetlerin nitelikli insan öldürme suçları kapsamında yer almasını; "namus" saikiyle cinayet işleyenlerin tahrik indiriminden yararlanmaması gerekiyor. Bu düzenlemenin, acil ve gerekirse tek madde olarak Meclis'ten geçmesi, kadın sığınaklarının açılması çok önemli.
Dicleli: Pozitif ayrımcılık ve kota, AB'ye de Anayasaya da uygun
* Tartışmalar ve Anayasa değişikliği paketi, parlamentonun özellikle de AKP'nin kadına ve AB üyeliğine bakışı açısından önemli bir sınav. Türkiye'de kadının hakları yok; kadının insan olarak kabulü konusunda güçlükler var.
* Oysa Türkiye, CEDAW'ın gereklerinin yerine getirmekle yükümlü. Bu sözleşme, devletin fırsat eşitliğini sağlamak için özel önlemler almasını öngörüyor.
* Bu önlemlerin eşitsizlik olarak addedilemeyeceğini vurgulayan ve kadınlara tam fırsat eşitliği sağlanana kadar sürmesini öneren CEDAW, Anayasanın 90. maddesi uyarınca iç hukuk hükmü haline geldi.
* Yani, pozitif ayrımcılık, Anayasaya da uygun. Bizler, "pozitif ayrımcılık" ibaresinin ve "kota"ya ilişkin düzenlemelerin Anayasada yer almasını istiyoruz.
* Düzenleme, Türkiye'nin AB üyeliği ile de uyumlu. Avrupa kamuoyunda pek çok kesim, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı özellikle kadınların karşı karşıya oldukları engelleri ortaya koyuyor; ulusal mecliste kadın temsil oranının düşük olduğunu öne sürüyor.
* Hükümet AB üyeliği konusunda ciddiyse, Anayasanın 10. maddesinde yapılacak değişiklikte, talep ettiğimiz düzenlemeleri de yapmalı.
Özler: Kadınlar çalışıyor, erkekler yönetiyor
* "Pozitif ayrımcılık" ya da "olumlu ayrımcılık" ifadelerinin Anayasaya eklenmesi, uygulama için çok önemli. Kadınların uygulamada karşılaştığı pek çok zorluk, "olumlu ayrımcılık" ifadeleri ile aşılacak, yasaların hayata geçmesi kolaylaşacak.
* "Kota" da kadınların siyasette ve sosyal alanda kendilerini ifade edebilmeleri, kadın temsiliyeti için çok önemli. Kadınların yükselmesinin önündeki en önemli engellerden birisi erkekler. Üniversitede, bankada, kamu kuruluşunda ya da sivil toplum kuruluşlarında, genellikle çalışanlar kadınlar, yöneticiler erkekler...
* Kadınlar gücü ve erki elinde bulunduramıyor, söz sahibi olamıyor. Oysa, Türkiye'nin yüzünü kadın siyasetçiler değiştirecek.
* Düzenlemelere karşı çıkan milletvekilleri, kadınları donanımsızlıkla, yetersizlikle, isteksizlikle suçluyorlar. "Kadınlar 80 yıldır bu haklara sahip, faydalanmıyorlar" gibi bir yaklaşım, ancak bilgisizlikten kaynaklanabilir. Kimsenin bu önyargılarla kadınları yok saymaya, önünü kapatmaya hakkı yok. (BB/EÜ)