"Çamaşırların yıkanması (yüzde 85,3), evdeki dolap ve çekmecelerin düzeni (yüzde 79,5), yemek pişirme (yüzde 78,7), basit dikiş işleri (yüzde 78), bulaşık yıkama (yüzde 74,3), lavabo ve banyo temizliği (yüzde 74,2), çamaşırları ütüleme (yüzde 71,5) ve tozların alınması (yüzde 71,3) sırasıyla kadınların en çok yaptıkları işlerdir.
“Evde tamirat, onarım ve bakım işleri (yüzde 68,9), taksit ve faturaların ödenmesini (yüzde 50,9) çoğunlukla ailede erkekler üstlenmektedir."
Anka Kadın Araştırma Merkezi "Kadının Görünmeyen Emeği: İkinci Vardiya" isimli araştırma raporunu Ankara'da düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı.
Araştırmaya ilişkin bilgi veren Anka Kadın Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Suna Başak araştırmanın, 12 bölgeden, internet erişimi bulunan 1023 evli kadın ve erkeğin katılımıyla gerçekleştirildiğini belirtti.
"Katılımcıların önemli bir bölümü orta yaş grubuna dahil, üniversite ve üstü eğitim düzeyinde, tam zamanlı çalışanlar olup orta sınıfta yer almaktadır. Araştırmanın verileri kişisel bilgi anketi, ev içi iş paylaşımı anketi ve toplumsal cinsiyet rolleri tutum ölçeği kullanılarak toplanmıştır. "
"Ev içi işler kadına atfediliyor"
Raporda "Genellikle evin içine yönelik işler kadınlar, evin dışına yönelik işler ise erkekler tarafından yapılmaktadır" denildi. Raporda ayrıca şu tespitlere yer verildi:
* Ev içi işlerle kıyasladığında çocuk bakımı ile ilgili işler, eşlerin daha büyük oranda birlikte yaptığı işlerdir. Fakat kadının aldığı sorumluk erkeğe göre yine de fazladır. Bu dikkate alındığında erkeğin geçim sağlayan baba rolünden daha katılımcı bir baba rolüne geçtiği sonucuna varılabilir.
* Kadınların çalıştığı ailelerde evde mali boyutu bulunan işleri eşlerin birlikte yapılma oranı yüksektir. Bu bulgu ortak kazanılan hane gelirinin ortak harcandığı şeklinde yorumlanabilir.
* Ev içi işlerin bir kısmının çoğunlukla ücretli yardımcılar tarafından yapılması bu çalışmanın önemli bulguları arasındadır. Kadınlar çalışma hayatının getirdiği zorluklardan, ikinci vardiyalarının ağırlığından kurtulmak için kazançlarının bir kısmından feragat etmekte, hane halkından alamadıkları desteği dışardan temin etme yoluna gitmektedirler.
* Kız çocukları oğlan çocuklarına göre daha fazla sorumluluk almaktadır. Geleneksel kadın ve erkek iş ayrımı, kız ve oğlan çocuklarda da görülmektedir.
* Çalışan kadının şahsi geliri, hane geliri, hem çalışan kadınların hem de eşlerinin eğitim düzeyi, meslekler skalasındaki yeri ve hayat şansları arttıkça ev içi iş yükü azalırken, yaşı arttıkça ev içi iş yükü artmaktadır. * Çalışan kadının şahsi geliri, hane geliri ve kayınvalidesinin eğitim düzeyi arttıkça ev içi iş yükü azalırken, yaşı arttıkça ev içi iş yükü artmaktadır. "İstihdama katılan kadınların kendilerini gerçekleştirebilmeleri için bakım işinin, 'kadın işi' olmaktan çıkıp, hane üyelerinin bakım ihtiyaçlarının kadınlar ve erkekler arasında eşit/adaletli bir biçimde paylaştırılması gerekli" denilen raporda öneri olaraksa şu ifadeler yer aldı:
"Ev içi emek ücretlendirilmeli"
"Erkeğin ev içi işlere katılımını kısıtlayan kalıp yargıların tespiti ve bu kalıp yargıların oluşturduğu engellerin azaltılması için erkeklerin katılımını sağlayacak toplumsal bilincin yükseltilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
"Ev içi iş yükünü yeniden şekillendirmek amaçlı hem kadın hem de aile dostu politikaların yaygınlaştırılmalıdır. "Çocuk bakımına ilişkin annelik izni kadar babalık izninin de gündeme getirilmelidir."Ev içi emeğin ücretlendirilmesi düşüncesi dikkate alınarak toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe çalışmalarına ağırlık verilmelidir."
"Özel alanın da demokratikleşmesi gerekli"
Araştırmanın sonuç kısmında ise kamusal alanın demokratikleşmesi kadar özel alanın da demokratikleşmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
"Özel alanın demokratikleşmesi ev içi iş yükünün yani ikinci vardiyanın adaletli paylaşımıyla mümkündür. Bu sebeple 'eşitlik evde başlar ya da biter' ifadesi hiçte abartı değildir. "Kadınların iş-ev ikilemini ve ikinci vardiyalarını azaltmaya yönelik politikalar çoğunlukla toplumsal cinsiyet ideolojisini tartışmayıp; genellikle ya kadınlar ya da kadınla bağlantılı olarak aile için çözüm üretmeye yöneliktir.
"Konunun kadına bakan yönü kadar erkeğe bakan yönü de önemlidir. Bu sebeple erkeğin ev işi ve bakım etkinliklerine katılımını kısıtlayan kalıp yargıların tespiti ve bu kalıp yargıların oluşturduğu engellerin azaltılması için erkelerin de katılımını sağlayacak toplumtoplumsal bilincin yükseltilmesine yönelik çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır." (SK/ÇT)