İstanbul Kadıköy'de 8 Nisan’da düzenlenen ve binlerce üniversite öğrencisinin katıldığı dayanışma sahnesi eylemine katılan Esila Ayık, etkinlikte “Diktatör Erdoğan” yazılı bir döviz taşıdığı için “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Kronik kalp ve böbrek hastası olan ve geçtiğimiz günlerde cezaevinde fenalaşıp hastaneye kaldırılan Ayık’ın tutukluluğuna itiraz edilmişti.
Eğitim hakkı, sağlık hakkı, özgürlük: Esila Ayık için adalet çağrısı
BirGün’den Sarya Toprak’ın haberine göre Ayık'ın avukatları, Esila'nın 23 Nisan'da fenalaşarak acile kaldırıldığı gün yapılan tahlil sonuçlarını aldı.
Belçika'daki nefroloji doktorundan da "cezaevinde kalamayacağına dair" yazı aldı. Bu belgeleri İstanbul Anadolu Adliyesi'ne sunan Avukat Göksun Canberk Uluğ şöyle dedi: "Mahkemenin itirazımızı işleme koymasını bekliyoruz. Sağlık durumu günden güne kötüye giden Esila 1 gün daha cezaevinde kalmamalı."
Avukatlarının itirazı “kaçma şüphesinin varlığı” gerekçesiyle reddedildi
“Tahliye edilmesi için ölmesi mi lazım?”
Avukat Göksun Canberk Uluğ sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Gerçekten çok üzgün ve sinirliyim. Esila için mahkemeye yaptığımız tutukluluk itirazımız “kaçma şüphesinin varlığı” sebebiyle reddedildi. Yahu adli kontrol diye bir şey duymadınız mı? Yurtdışı yasağı koyarak tahliye edemez misiniz? Kızı tahliye etmek için ölmesi mi lazım anlamıyorum.”
Mahkemeye yüzlerce sayfa sağlık geçmişi sunduk, Epikriz raporları sunduk. Ceza Genel Kurul Kararı ve Yargıtay Kararları sunduk. Belçika’daki doktorundan “cezaevinde kalmaya elverişli” değildir raporu sunduk. 23 Nisan’da fenalaşıp bayıldığı günün tahlil sonuçları da mevcut. Buna rağmen yine tutukluluğun devamına karar verdiler.
(AS/EMK)
